55

536 18 1
                                    

(30. Hafta, 2. Gün)

"Asır!" Diye bağırdım evin içinde.

"Kapat şu şarkıyı tekme atıyor kızların!"

"E ama ne yapıyım ben çok seviyorum onları," dedi ve yanıma gelip elini karnıma koydu.

O sırada tekrar tekme attılar.

"Asır tekme atıyorlar," dedim ve gözlerimi kapattım.

"Göbüşün kocaman oldu Aseel," dedi Asır ismimi uzatarak.

Ona dil çıkardım ve olduğum yerde uzanarak ona ve kendime aldığım kitaplardan birini ona attım.

"Sesli oku."

"Ne bu?"

"Anne-baba olma rehberi, Ya da sesli okuma, uyucam."

"Olur."

Yatağa kendimi bıraktığımda telefonun çalmasıyla zorla yerimden kalktım ama ben kalkmadan Asır almıştı bile telefonu.

"Efendim Asaf?"

"..." 

"Vallah mı?"

"..."

"Anladım, geliyoruz biz hemen."

Asır telefonu kapattığında ben sormadan anlatmaya başladı.

"Sevim doğuruyormuş."

"Aaa gidelim Asır hadi," dedim ve ayağa kalkmak için Asır'dan yardım alıp ayağa kalktım.
Asır'ın belimden destek vermesiyle arabaya bindim ve emniyet kemerini taktım.

***
Asırla vardığımızda herkes -Kuzgun, Çakır ve Asaf abim- doğumhane'nin önünde bekliyordu.
Asaf abim başını ellerinin arasına almış, öylece bakınıyordu ve dokunsan ağlayacaktı.

Çakır abim bana baktı ve baştan aşağı süzdü.

"K...Kilo yakışmış."

Çakır abimi  bana laf atmasına şaşırarak ona baktım.

"Sağ ol."

"Bebekler kız mıydı erkek miydi?"

"İkisi de kız."

"Anladım, ne kadarlıklar?"

"30 hafta."

"Yani, kaç aylık?"

"6 Aylıklar."

"Çok büyümüşler."

"Öyle."

"Ne koymayı düşünüyorsunuz isimlerini?"

"Hazal ve Açelya."

"Güzelmiş. Güzellik gelmiş yüzüne."

Gözlerine baktım birkaç saniye ve gözlerimi kaçırıp Asır'a döndüm.

"Açım ben."

"Gel kantinden bir şeyler alalım sana," dedi Asır ve yine bana destek olarak beni kantine götürdü.

Peşimizden gelen Çakır abimi de gördüğümde duraksadım.

"Gelirken Asaf'a ve bana su alsanıza çocuklar."

"Sevim'in doğuma gireli ne kadar oldu," dedi Asır.

"4 veya 4,5 saat olmuştur."

Asır ise, "tamam," dediğinde Çakır abime göz devirerek arkamı dönüp yine Asır'la yürümeye başladım.

                                          ***

"Asel, bebeğim nerde," dedi yarı uyuyor, yarı uyanıktı.

"Yanında uyuyor ya hayatım, vermemi ister misin kucağına," dedim.

İleri geri kafasını salladı.

Bebeği, sedyenin yanında duran pusetten aldım ve yüzüne baktım.

"Hoş geldin Yankı bebek," dedim ve Sevim'e yaklaşıp bebeği verdim.
O sırada Asır, Çakır, Asaf ve Kuzgun abim içeri girdi.
Üçünün de mutluluğu yüzlerinden okunuyordu ama özellikle Asaf abim.

"S...Sevim," dedi ve Sevim'in yanına yaklaştı.
Bebeğin kendi kafasından büyük olan şapkasını biraz daha açıp yüzüne baktı.

"Sevim bu benim bebeğim mi şimdi," dedi Asaf abim.

"Bizim," dedi ve gülümsedi sevim.

Sevim bana kaş göz yaparak erkeklerin odadan çıkmasını söylememi istedi.

Boğazımı temizledim.

"Yakışıklılarım," dedim Asır'a bakarak.

"Odadan çıkar mısınız, çünkü bebeğin ve annesinin biraz tek kalması gerekiyor," dedim ve Asır'a göz kırptım.

Çakır abim, " E tamam çıkalım," dedi.

Asır yüzünü düşürerek konuştu, "Benim işe gitmem gerekiyor, saatim geldi ne yapacağız?"

"Asel Çakır'la eve gider." dedi Asaf abim.

Kuzgun abim de söze atladı, "Asır ben de seninle geleyim aynı yere gidiyoruz zaten," dedi.

Asaf abim, "E her şey halloldu o zaman, ben de burda kalıyorum."

"Melodi geliyormuş buraya az sonra, o kalıcakmış Sevim'in yanında. Asel'i de yarın işe çıkarken götürürüm ben," dedi Çakır abim.

Onların konuştuklarını başımla onaylayıp Sevim'e yaklaştım ve işaret parmağımla bebeğin yanağına dokundum.

"Çok tatlı."

"Asel, yarın gel olur mu?"

"Olur güzelliğim, iyi geceler," dedim. Asaf abim hariç herkes çıktı ve anlaştığımız gibi arabalara dağıldık.

Yarım saat sonra Çakır abimle eve geldik ve Yolda gelirken de hiç konuşmadık.

"Abi ben açım," dedim konu açmak için.

"Ne yapsak, ne yapmamı istersin," dedi.

"Boş ver yemeği, şarkı aç."

"Ne şarkısı?"

"Şarkının adı, 'Dünya'nın en güzel kızı."

"Açalım bakalım," dedi ve muhtemelen telefonundan Youtube'a girdi ve şarkıyı açtı.

Şarkı başladığında karnımda hafif kıpırdanmalar hissetsem de şarkının sözlerine geldiğimizde hafif hareketlenmeler bebeklerin attığı tekmelere döndü.

Abimin elimi tutup karnıma koydum, "Baksana tekme atıyorlar bu şarkıda."

Asaf abimin gözleri dolmuştu.
Elini karnımdan çekip bana sarıldı ve ayrıldık.

"Asel çok özür dilerim."

"Ben de özür dilerim."

"Size karşı çıkmamalıydım Asel."

Bu söylediğine cevap vermedim.

"Sevime kıyafet hazırlayalım mı?"

"Hazır da biz çıkarken almayı unuttuk."

"Götür istersen sen bilirsin, ben de bir şeyler yerim?"

"Olur."

YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin