37

733 23 0
                                    

Asel'den:

Sabahın köründe kalkıp eski arkadaşımın 'hamile olduğunu' öğrenmek garip oldu.
Düşünüyorum, bir arkadaşla, tanıdıkla aranıza zaman, mesafe girebiliyor kimi zaman. uzun zaman sonra karşılaşılan kişiyle, bir zamanlar çok yakın olunsa bile, uzun zaman sonra karşılaştığımda, ilk olarak ne diyeceğimi, nereden o eski samimiyeti canlı tutabileceğimi bilemiyorum. Çünkü, her şey değişiyor insan hayatında, hiçbir şey sabit kalmıyor. günlük yaşamda, herkes türlü türlü zorluklar yaşıyor. bazen günlerin nasıl geçip gittiğini bilemiyorsun. dolayısıyla, uzun zaman sonra karşılaştığın biriyle, görüşmediğin zaman dilimindeki her sıkıntıyı, sevinci paylaşamıyorsun. eski anılara bağlı kalarak bir sohbet sürdürüyorsun.
Sevimi özlemiş de olabilirim belki. Ne yapacağım, nasıl davranacağımı bilmiyorum.
Asır gitmek istiyor.
Ben kimseyle barışmak istemiyorum.
Barışçıl kişiliğimin yanında kin besleyen kişiliğim ağır basıyor.

Bütün bunları düşünürken bardağa doldurduğum suyun yere taştığını gördüm.

"Ay hayır ya," dedim göz devirerek, "Olana bak."

Bu sırada Asır da duştan çıkmıştı.
Adım seslerinden mutfağa geldiğini duydum.

"Ne oldu Asel?"

"Ben su döktüm, vileda nerde?"

"Banyonun kapısının orada olacaktı da, karar verdin mi gidip gitmeyeceğimize?"

"Gideceğiz."

"Peki, sevimle konuşacak mısın?"

"Hayır."

"Diğerleriyle?"

"Kuzgun abimle konuşacağım sadece."

"Anladım, Asaf'a haber vereyim mi gideceğimizi?"

"Hem haber ver hem de giyin masa hazır seni bekliyorum."

"Tamam canım," dedi.

Yere döktüğüm suyu sildim ve masaya oturup Asır'ı beklemeye başladım.

Dilimlediğim salataladan bir tane alıp ağzıma attım. Dirseğimi masaya koydum ve elimi de çenemin altına koyup beklemeye başladım.

Abimlere nasıl davranacaktım? Onlar bana nasıl davranacaktı bilmiyorum. İçimden yemek yemek gelmiyordu. Dolabı açıp elma suyu döktüm kendime. Bu sırada Asır arkamdan gelip gözlerimi kapattı.

''Ben kimim?''

''Sen mi kimsin?''

''Evet.''

''Asır sensin,'' dedim ve güldüm.

''Yoo ben Asır değilim. Kayra ve Atlas'ın gelecekteki babasıyım,'' dedi ve ellerini gözlerimden çekip belime sardı, sonrasında ise yanağımdan öptü.

''Günlüğümü okuduğunu hatırlatmak zorunda değilsin,'' dedim ve Asır'ın ellerini belimden çekip dudağının kenarına minik bir öpücük kondurdum.

''Çok açım,'' dedi ve masaya oturdu.

''Ben elma suyu içicem.''

''Yemek?''

''Hayır,'' dedim ve meyve suyumu yudumladım.

''Ben de yemiyorum o zaman Asel,'' dedi ve kollarını birbirine bağladı.

''Saçmalama, canım istemiyor sadece.''

''Tamam, topluyorum sofrayı o zaman,'' dedi ve önünde duran balı eline aldı.

''Ya tamam otur ya.''

Elime çatalımı aldım ve bazı anıların zihinimde canlanmasına izin verdim.
Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama Asır yemeğini çoktan yemişti.

"Asel!"

Duygusuzca yüzüne baktım.

"Efendim?"

"İyi misin?"

"Sadece akşamı düşünüyorum, gitmesek mi?"

"Asaf'a haber verdim ben."

"Tek sen gitsen?"

"Hayır, sen de geliyorsun canım."

"Peki."

*****
Asır'ın da yardımıyla evdeki günlük temizlik işlerini bitirdikten sonra koltuğa yayıldım.
Asır mutfaktaydı. Onun ayak seslerini duyduğumda yerimden doğruldum ve yere düşürdüğüm yastığı yerine koydum.

Asır  geldiğinde elinde iki tane kupa bardak vardı.
Bana üzerinde panda baskısı olan kupayı verdi.

"Saat 4 kahvesi!"

"Ne," dedim gözlerimi kısarak.

"Perili bardağının yerini tutmaz ama, sana seni vermek istedim."

"Yaa," dedim imalı şekilde.

"Güneş! Kızım," diye bağırdı evde Asır.

Güneş koşup Asır'ın üzerine atladı.
Onun arkasından Vanilya yavaş yavaş geliyordu.

Vanilyanın yeşil gözlerinin içine baktığımda o da koşmaya başladı ve üzerime atladı.
10 dakikanın sonunda Asır ayağa kalktı yanıma geldi.

"Güzel günler gelecek, sever o seni," dedi ve alnımdan öptü.

Gülümseyip dudağına yaklaşıyordum ki Vanilyanın dudağıma pati atmasıyla 'patilenmiş' dudağıma elimi sürdüm.
"Bu acıttı ama," dedim ve Asır'ın gözlerine baktım.

"Ben akşam için kıyafet ayarlamam lazım," dedim ve hızlıca yanından kalkıp odama gittim.

YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin