29

954 32 4
                                    

"Asır, sana gram güvenmiyorum biliyor musun," dediğimde çoktan arabasına binmiştim bile.

"Güvenmiyor musun gerçekten, yoksa şaka mı?"

"İkisi de."

"Okul kıyafetlerini ve çantanı evden nasıl aldın sen?"

"Bizim de var birkaç casusumuz içerde."

"Kuzgun mu getirdi?"

"Cık"

"Asaf?"

"Para vermek için çağırmıştı beni, o ara getirdi.''

''Anladım.''

''Sana güvenmiyorum.''

''Biliyorum.''

''Seni unutmak için çok uğraştım biliyor musun,'' dedim ve gülümsedim. 

''Sen yokken evde neler olduğunu tahmin edemezsin.''

''Anlat.''

''Yolda anlatırım. Tak kemerini güzelim.'' 

Derin nefes verdim. ''Girdik bir alamete, gidiyoruz  kıyamete.''

Araba yavaşça hareketlendiğinde kemerimi taktım.

"Çakır bana tripli,"

"Hı," dedim ve kafamı camdan Asır'a döndürdüm.

"Hiç."

Mırıldanmaya başladım, "Rastlarız elbet birbirimize, dönüp bir bakarız eski bize, gülüp geçeriz geçmişimize, sonunda çekip gidişimize."

Şarkıyı unuttuğum da durakladım ve birkaç saniye düşündükten sonra Asır'dan bir mırıldanma sesi geldi. Arabada ses olmadığı için rahatlıkla duyuluyordu.

"Islatır kumsalları saçların, yangınlar söndürür bakışların, deniz patlar, med-cezir'ler artar, sen geçince aksar kalp atışlarım. Lütfen bu gece gün ağırmasın, kimse kimseyi yargılamasın, düşünmem üstüne bozulur büyüsü mümkünse şu anı yaşayalım."

"Sen de mi biliyorsun bu şarkıyı?"

"Evet, biliyorum."

"Hoş."

"Hoş."

"Şehinşah dinleyen biri olduğunu, hem de bu kadar yakınımda olduğumu bilmezdim."

"Ben de hayatımın aşkının, arkadaşımın kardeşi olduğunu bilmezdim."

"Benim bir abim yok."

"Ergen tripleri mi?"

"Moral bozmaya mı çalışıyorsun?"

"Hayır ya," dediği sırada Asır bir eliyle elimi tuttu. Diğer eliyle doğal olarak direksiyonu tutuyordu.
Elleri çok soğuktu.
Acaba Asır vampir olabilir mi diye düşünmeden edemedim.
Dudakları resmen aromalı lipgloss sürmüş gibi kıpkırmızıydı. Bence olabilirdi. Aklıma ergenliğimin başlarında her gün izlediğim
Alacakaranlık serisi ve Edward Cullen geldiğinde gülmeden edemedim.

"Aşkımdan iyice delirdin bee," dediğinde Asır'ın bacağını cimcirdim.

"Ellerin çok soğuk, dedim.

"Ellerin çok sıcak," dedi.

Aynı anda konuşunca birbirimize baktık.

"Ee," dedim, "Anlatsana ben yokken neler oluyor evde?"

"Asaf yemek yapmıyor, sürekli dışarıdan yiyoruz. Asaf sürekli içki içiyor, Çakır zaten ölü gibi saçma sapan şeyler söylüyor veya yapıyor, benimle konuşmuyor. Kuzgun, senin olan işlerin ona kalmasından dolayı yaptığı işlere lanet ediyor. Dolapta yemekten çok içki var, zaman geçmiyor ve herkesin sürekli canı sıkılıyor. Hem, baksana kilo aldım, yaptığın salatalar sayesinde kilo veriyorduk ne güzel."

YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin