4

3.4K 103 13
                                    

Saat 12'yi geçtiğinde herkes evlerine dönmüştü. Tabii bizde dönmüştük. Beni Asır eve bırakmıştı. Araba da her zaman beni ön koltuğa oturtan Asır bu sefer Ada'yı oturtup onunla gözümün önünde öpüşmüştü. Kendimi ağlamamak için tutmuştum. Bu zor olmuştu ama beni ağlatamamıştı işte.

Eve geldiğimizde Asır abi beni eve bırakıp Muhtemelen Ada'nın evine gitmişti. Kuzgun, Asaf ve Çakır abim de muhtemelen içki içerek sabahlamışlardı.

Gece ağlayarak uyumuştum. Kendime verdiğim sözü yine tutamadığım için kendime ve kalbime lanet ediyordum.
Sabah olduğunda okula gitmemeye karar verdim. Midem bulanıyordu ve sanırım ateşim çıkmıştı.
Televizyonun karşısındaki koltuğa yattım. İzlediğim filme dalmışken Asır'ın sesiyle yerimden fırladım resmen.

"Bu kediciğe bakabilir misin?"

Asır'ın elinde bir yavru kedi vardı. Tüyleri beyazdı fakat çamura bulanmıştı bazı tarafları.

"Evet bakarım Asır abi."

"Neden gitmedin okula?"

"Hastayım."

"Peki."

"Aç mısın?"

"Hayır. Ada'larda yedim."

"Afiyet olsun, kediyi alabilir miyim?"

"Ha? Al. İyi bak olur mu?"

''Bakıcam."

Kediyi alıp odama götürdüm. Silebildiğim kadarını ıslak bir bezle sildim. Geri kalanını ılık bir suyla yıkayıp sardım kediyi.
Yemeğini yedirip uyutunca telefondan yavru bir kedinin nasıl bakıldığına dair araştırma yaptım.

Saat çoktan 10 olmuştu bizimkiler eve uğramadan işe gitmiş olmalılardı.

Kediyi uyandırmadan yatağa kıvrılıp yattım. Kedi bunu hissetmiş olacak ki üzerime yattı. Onun güzel tüylerini severken uyudum.

Saatler, belki de dakikalar sonra saçımda bir el hissettim. Kim olduğunu anlamak için biraz daha gözlerim kapalı bekledim. Sonrasında o elin Asır'a ait olduğunu fark ettim. Beni saçlarımdan öptü. Dudakları alnıma değdiğinde gözlerimi yarım yamalak açıp tekrar kapattım.

Asır da dudaklarını alnımdan çekip elini alnıma koydu.

"Asel, uyan! Asel!"

"Hı?"

Yavaşça gözlerimi açtım, kediyi nazikçe yatağa koyup ayağa kalktım.

"Ateşin var duşa gir. Benim işe gitmem lazım. Hadi!

"I-ıh istemiyorum duş almak."

"Ateşin var diyorum."

"Sana ne bundan Asır?"

"Nasıl sana ne? Sen benim kardeşimsin Asel."

"Ben sana aşığım ama."

"Aşkını göm içine kızım. Boşuna üzüyorsun kendini. Abinim ben senin terbiyesizleşme. Ben işe gidiyorum."

"Peki, Abi(!)."

Oda kapım sertçe çekilince kedinin korkup miyavlamasına korktuğum için olduğum yerde irkildim.

Az sonra kedinin başına bir şey gelmemesi için onu temiz bir kutuya koyup banyoya girdim. Beni üzemez dediğim akşam, Ada sürtüğüyle üst üste gördüm. Canımı bir an olsun yakmaktan çekinmiyordu.

Duştan çıktıktan sonra ateşimin düştüğünü fark edip gülümsedim. Sabah elleri saçlarımdaydı, dudakları alnımdaydı. Peki ya sonra? "Benden uzak dur." Dedi. Aptal. Gerçek bir aptaldı.

YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin