Poyraz eve döndü ve odasını karış karış aradı. Yastığının içinde bir zarf buldu. Üzerindeki, yüzükte de bulunan, aslanlı arma dikkatini çekti. Tam açacaktı ki birden durdu. Arkadaşları bu güzel zarfı görmeyi hak ediyordu. Birden irkildi. Annesi yemeğe çağırıyordu. Zarfı hemen bulduğu yere koydu ve odasından çıktı. Annesi ile tatlı tatlı sohbet edip yemeklerini yerken bile aklı zarftaydı.
Akşama doğru aynı parkta arkadaşlarıyla tekrar buluştular.
"Açacak mısın Poyraz? Meraktan çatlıyorum." dedi Yeşim. Iyice sokulmuştu Poyraz'a. Poyraz ona aldırmamaya çalışarak zarfı açtı. Kelt harfleriyle yazılmış mektuptan hiçbir şey anlamadı.
"Ne diyor?" diye sordu Yeşim. Poyraz öfkelenmemeye çalışarak;
"Bilmiyorum. Sanırım Kelt harfleriyle yazılmış." dedi. Sonra gözleri hayretle büyüdü.
Harfler değişmeye ve anlam kazanmaya başlamıştı. Poyraz mektubu okumaya başladı. Her kelimede gençlerin gayreti gittikçe büyüyordu.
Gelecek geçmişle orantılıdır.
Camelot kralı Arthur Pendragon'un yardıma ihtiyacı var. Kehanetin gerçekleşmesini önlememiz gerek. Mordred kralı öldürecek. Camelot ' un saygınlığı ve insanlığın kurtuluşu için sizden yardım istiyorum.
Büyük Kahin Merlin
Zaman ve mekan farklılaşmaya başladı. Önce koyu bir sis çöktü üzerlerine, sonra yavaşça dağıldı. Kendilerini çağlar öncesine ait bir çarşıda buldular. Etrafa türlü türlü kokular hakimdi. Telaşlı telaşlı koşuşturan insanlar onlara hiç dikkat etmedi. Sağ tarafta yiyecekler satılırken, sol taraftaki dükkanlarda kıyafetler ve baharatlar vardı. Büyük Britanya Krallığı henüz oluşmamıştı. Burası Kamelot idi. Çağlar öncesinin asil krallığı...
Etraflarını hayran hayran inceleyen gençler, sonunda kendilerine geldiler.
Nergis tuttuğu nefesini bıraktı.
"İnanılmaz. Bu, gerçekten inanılmaz. Zamanda yolculuk yaptık. Poyraz, yüzüğü ne yaptın?"
Poyraz "Cebimde" diyerek cevap verdi. Ceplerini kontrol edip tüzüğü parmağına geçirdi. Yeşim düşünceliydi.
"Merlin'i bulmalıyız. Bütün bunların bir açıklaması mutlaka vardır. Ama, 2014 kıyafetleri ile dolaşmamalıyız. Fazla dikkat çeker."
"Şövalyeleri haklamaya ne dersiniz?" diye önerdi Mehmet. Poyraz ona ters ters bakınca Mehmet önerisini geri aldığını söylemek zorunda kaldı.
"Belki bir hikaye uydurabiliriz." dedi Poyraz ve doğrudan Yeşim'e baktı. Aralarında hikayeler uydurmaya meraklı tek insan oydu.
"Şimdilik bir fikrim yok." dedi Yeşim ve etrafını incelemeye devam etti. "Çarşının ortasındayız. Giyecek birşeyler alsak iyi olur."
"Hangi parayla?" diye bıkkın bir tavırla sordu Merve. Yeşim zarftan bir tomar para çıkardı. Kızların gözleri parladı. Mehmet ve Poyraz onların heyecanına anlam verememişlerdi, fakat ses çıkarmadılar. Güle oynaya alışverişlerini yaptıktan sonra Kamelot sarayının yolunu tuttular. Yolları uzundu. Saray bir tepenin başında konumlandırılmıştı. Akşam çökerken nezih, sakin bir handa gecelemek için durdular.
Han barına yemek yemeğe indiklerinde güzel bir kız hoş sesiyle halk şarkıları söylüyordu. Yemeklerini yerken güzel kıza genç bir şövalye yaklaştı. Armasından üst derece soylu bir şövalye olduğu anlaşılan genç adam kızın kulağına fısıldadı. Kız kıkırdadı ve bir sonraki şarkıyı şövalyenin gri gözlerine bakarak söyledi. Sonra şövalyenin gözleri masada yemek yiyen beş gence takıldı. Yabancı olduklarını anlayınca masalarına yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)
Science FictionZÜMRÜD-Ü ANKA SERİSİ -2 Hiçbir insan sıradan değildir, her birinin kendine has yetenekleri vardır. Süper kahraman olmaya gerek yok, eğer kontrollü davranırsanız, dünyayı kurtarabilirsiniz. Sıradan olduklarını sanan beş genç bir gün yeteneklerinin ve...