Kahve bugün hiç olmadığı kadar soğuktu ama Claude aldırmadı. Merve'yi düşünüyordu. Sonradan aklı Poyraz'a kayıyordu ve huzursuz rüyalarla dolu uykusundan uyandığında içini boğan o karanlığa isyan ediyordu. Şirketinde olağan dışı bir hareket yoktu, o da merkez üsse gençlerin dosyalarını alarak gitti.
Oradaydı Alfaheim kızı. Uzun sarı saçlarını dalga dalga indirmiş, üzerinde kot ceketi ve lacivert renkli pantolonu ile olduğundan daha hoş duruyordu. (Bu da ne demekse.) Claude'i gördüğünde gülümsedi, eliyle önünde durduğu paneli gösteriyordu.
"Sen ne zaman uyandın? Evden çıktığımda uyuyordun?"
"Önemli değil ne zaman uyandığım." dedi Lysa. "Sen Sezgin'i biliyor muydun? Yani onun..."
"Evet." dedi Claude. "Uyuşturucu kullanmaya başladığını, kalbinde bir sorun olduğunu ve birdenbire öldüğünü biliyorum."
"Birdenbire olmamış." dedi Lysa. "Çocuk intihara kalkışmış Claude. Üstelik ailesi ile o kadar büyük problemleri varmış ki defalarca cinnet getirmiş, annesi de onu bir şekilde odaya kapatmış. Nasıl öldüğünü biliyor musun?"
Claude sessiz kaldı. Sezgin'in uyuşturucu krizi sırasında kafasını duvarlara vurarak parçaladığını biliyordu. Ancak futbol sahasında düştüğü an, işte o anda Poyraz hayatının en büyük darbesini yemişti. Bir çocuğun gözlerinden ölüm... Hayal etmek bile insanın kanını donduruyordu. Ancak Gece Avcısı kaç yıldır sürdüğünü bilmediği hayatında daha korkunç olaylar yaşamıştı. Lysa onun gibi değildi elbette, berrak zümrüt yeşili gözlerden yağmurlar yağıyordu.
"Poyraz kendini affedemiyor. Onu kurtarabileceği halde hiç bir şey yapamadığını düşünüp her gün kendini kahrediyor."
Lysa gözlerini sildi. Bulutlar hala dağılmamıştı. Claude onun elini tuttu.
"Ona yardım etmelisin Claude." dedi Lysa, şimdi daha sakindi.
"Elbette edeceğiz tatlım, ancak henüz hazır değil." dedi Claude. Sesi anlayışlıydı, lakin Lysa affetmedi.
"O çocuk hazır olamaz. Yaşadıklarına hazırlıklı mıydı? Canından çok sevdiği kuzeninin gözlerinin önünde ölmesine hazır mıydı?"
Claude bir şey söylemedi. Anka'nın bir bildiği olduğuna emindi. Ancak Lysa da haklıydı. Sadece duygusal olarak biraz fazla tepki vermişti o kadar. Lysa kısık sesle devam etti.
"Ya Merve? Öz babasının ona yaptıkları? Anka aşkına, düşündükçe deli oluyorum. İnsan öz kızına nasıl böyle bir kötülük yapabilir? Gördün Claude, kız psikiyatrik tedavi görüyor. Üstelik olayların üzerinden beş yıl gibi bir süre geçmiş. O ne zaman hazır olacak Claude? Kendi çocuklarımın başına böyle şeyler gelmiş gibi üzüldüm. Buna rağmen hiçbir şey yapmayacak mısın Gece Avcısı? Cadı'nın elinden onlarca çocuğu kurtardığın gibi, bu gençleri de kurtarmayacak mısın?"
Lysa öfkesini kusunca hıçkıra hıçkıra ağlama hissi kalmıştı geriye, daha fazla da tutmadı zaten. Claude karısını kollarına aldı, sakinleşmesini bekledi. Lysa bu boşalmadan sonra kocasına iyice sokuldu.
"Dünya'nın adaletsizliğine tahammülüm kalmadı sevgilim. En çok çocuklar zarar görüyor, sonra da bizler yaptığımız haksızlıkları iyice sıvıyoruz. Kendi elimizle tanrıların işine karışıp canavarlar yaratıyoruz. Yaratıcılardan alınan ilahi masumiyeti kirletip pazarlıyoruz. Kirlettiğimiz masumiyeti yüceltip başımıza koyduğumuzda Midas'ın kulakları gibi duruyor, buna rağmen hala körüz, bu körlüğün yanında zalimiz, yıkıcıyız, zararlıyız. Dayanmak mümkün değil buna."
"Bizler insan değiliz Lysa." dedi Claude insanların işledikleri suçlardan utanarak. Lysa gözyaşlarıyla parlatılmış bakışlarını Claude'e çevirdi.
"Fark etmez. İnsanlar arasında yaşıyoruz. Demek ki bizler de zalimiz. Şimdi bana bir söz verebilir misin Claude, onlar evreni düzene sokarken sen onları kurtaracak mısın?"
"Elbette." dedi Claude. Bunu seve seve yapabilirdi. Lysa aldığı sözle rahatlamış bir halde koltuğa çöktü, Claude ise çoktan kafasının içinde planlar yapmaya başlamıştı, çünkü bu çocuklar kıymetli hazinelerdi.
☆☆☆☆
"Olmaz dedim.""Hadi ama Poyraz, bir kerelik gel bizimle şu ormana. Kamp yapacağız işte, kestane de aldım, çok eğlenceli olacak."
"Peki Merve. Ama önce bana şunu söyle; Yeşim'i nasıl ikna ettiniz de ormana geldi? Ölümüne böceklerden korkar o."
Merve sırıttı.
"Mehmet gitarını taşıyacak. Her ne kadar korkunç olursa olsun sıcacık kamp ateşi ve müzik Yeşim'i daima mıknatıs gibi çeker."
Poyraz gözlerini devirdi. Bu gece unutulmaz bir şaka yapabilirdi ama..
Hevesim yok
Uğraşmaya değmez.
Yeşim beni ya öldürür ya da öldürücü bir küsme kampına sokar
Sonuncusu korkunçmuş en iyisi hiç denemeyeyim.
Kamp alanına geçtiklerinde Yeşim onları mutlu edecek bir ziyafete davet etti -elbette Nergis hazırlamıştı- önce güzelce yemeklerini yediler, sonra ateşin etrafında şarkı söylemeye başladılar. Yeşim gitarını çok güzel çalıyordu, gökte parlayan dolunay ve kutup yıldızı da onların huzurlu arkadaşlık anlarına birer misafirdi.
Bakıyorsun pencerenden canın yanmış çok derinden..
Süzülür birer birer hüzünler o gözlerinden..
Uyur gibi yapıyorsun, rüyalara dalıyorsun;
Yüzündeki bir güz gibi kendinle soluyorsun..
Seslenip haykırırken kalbin sökülmüş de
Senden alınmış sanki zorla mutluluğun...
Mutluluğun..Doğar mı yeniden güneş, biter mi bu uzun gece?
Açar mı yeniden çiçek, döner mi o sıcak neşe?
Diner mi bu sonsuz yağmurun, güler mi o hüzünlü yüzün?
Boşver, bir umut yeter nefes almaya..Bakıyorsun pencerenden yitip gidenlerin ardından.
Eskimez anılarla eskitip durdun kalbini..
Bırak solsun bu dünya, bırak yok olsun yavaşça...
Kapını çalar elbet mutluluğun..
Mutluluğun...Doğar mı yeniden güneş, biter mi bu uzun gece?
Açar mı yeniden çiçek, döner mi o sıcak neşe?
Diner mi bu sonsuz yağmurun, güler mi o hüzünlü yüzün?
Boşver, bir umut yeter nefes almaya..Şarkı onları kesinlikle çok daha iyi hissettirmişti. Yeşim alkışları kabul ederken düşünüyordu. Muhtemelen Lysa'nın isyan ettiği duygusallıkla aynı anda yaşanan bir düşünceydi. Arkadaşlarını ve yaşadıklarını düşünüyordu. Çıkamayacağını düşündüğü yokuşların tepesinden dünyaya bakmanın nasıl bir his olduğunu hayal etmeye çalışıyordu. Poyraz ona seslendi.
"Haydi Yeşim, yatma vakti."
Böcekler. Kahretsin. Düşünmemeye çalışarak uykuya daldı.
Rüyasında Sezgin'i gördü. Ama hatırlanmaya değer bir rüya değildi.
#İlk defa Türkçe şarkı eklediğim öpözel bir bölüm oldu :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)
Science FictionZÜMRÜD-Ü ANKA SERİSİ -2 Hiçbir insan sıradan değildir, her birinin kendine has yetenekleri vardır. Süper kahraman olmaya gerek yok, eğer kontrollü davranırsanız, dünyayı kurtarabilirsiniz. Sıradan olduklarını sanan beş genç bir gün yeteneklerinin ve...