Dayanılmaz sıcağa rağmen takım elbisesinin içinde oldukça rahat hareket ediyordu Claude. Güneş gözlüklerini indirdi.
"Burası mı?"
Kulağındaki ses onayladı. Sol tarafındaki köpek kulübesinin içinde bir adam uyukluyordu. Claude o adamın görülür görülmez postalanacağını biliyordu. Villa güneş ışığını yansıtacak kadar beyazdı, eski Yunan mimarisini andıran bir tarzda yapılmıştı. Bahçesindeki heykeller güneşten şikayet ediyormuş gibi ellerini havaya kaldırmıştı. Birisi Daphne'in heykeliydi; kutsal bakirelik yeminini bozmamak için Apollon'dan kaçan orman perisi. Santiago'nun Daphne efsanesini neden baş köşeye koyduğunu merak etti Claude. Ama o kadar da değil.
Kapıdaki korumalar onu fark ettiğinde gülümseyerek selam verdi.
"Merhaba. Ben Claude Kropper. Bay Santiago beni villasında ağırlayacağını söylemişti."
Korumalar önce birbirlerine baktılar. İkisi de iri adamlardı ve birbirlerine ikiz kadar benziyorlardı. 'Hep öyle olur zaten.' diye düşündü Claude.
Korumalar güllerin arasında bir hareketlenme olduğunu fark edene kadar aralarında fısıldaşmaya devam ettiler. İlk fark eden kısa olan korumaydı.
"Orada bir şey var. Mike, sen burada kal."
Silahını çeken koruma kısa ve temkinli adımlarla güllere doğru yaklaştı. Çalılığın arkasında dosyaları toparlamaya çalışan kızıl kahve saçlı kızı görünce şaşırdı.
"Kimsin sen?"
Kız şaşkın ve acemi görünüyordu. Kekeleyerek konuştu.
"L-lütfen. B-ben bay K-kğopper'in asistanıyım."
Adam silahını beline taktı ve kızı kollarından havaya kaldırdı.
"Beyefendi, bu kadını tanıyor musunuz?"
Claude şaşkın bakışlarla korumanın kollarını sıkı sıkı tuttuğu kıza baktı. 'Yine mi?' Nefesini dışarı verdi.
"Evet. O benim asistanım. Bırakın yanıma gelsin."
Kız üstünü başını silkeledikten sonra Claude'un yanına gitti. Claude korumalar yanlarından uzaklaşınca kızı azarladı.
"Ne işin var burada? Diğerleriyle birlikte beklemen gerekmiyor muydu?"
Yeşim saçlarını düzelttikten ve elbisesindeki toprağı silkeledikten sonra gülümsedi.
"İçeride birine daha ihtiyaç vardı Claude, ve senin hiçbirimizi riske atmak istemediğini biliyoruz. Bu yüzden planın bu kısmını montajladık. Ben senin şaşkın asistanın rolündeyim."
Claude gözlerini devirdi. Yeşim kıkırdadı.
"O kadar da kötü değil Claude. Poyraz bu rolün bana yakıştığını söylüyor."
"Poyraz'ın bu rolü hoş karşıladığını pek sanmıyorum. Ölümüne endişeleniyordur şimdi."
Yeşim omuz silkti ama gözlerinde bir bulut vardı. Claude onun da Poyraz'ı nasıl sevdiğini okuyabiliyordu gözlerinden.
"Alışması lazım. Sonuçta o, beni böyle sevdi."
☆☆☆☆
İçerisi klima yüzünden bir hayli serindi, Claude girer girmez ceketini Yeşim'e verdi. Yeşim alıkça gülümsedi. Claude ekibin neler planladığını bilmiyordu ama adımını güvenle atması gerekiyordu. Salona girdiklerinde Yeşim yüksek sesle konuştu.
"Vay canına! Bay Kğopper buğası hağika! Sizin de böyle bir eviniz vağdı değil mi?"
Claude gülmemek için kendini zor tuttu. Demek yeni asistanı r'leri söyleyemiyordu. Buna da alışabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)
Science FictionZÜMRÜD-Ü ANKA SERİSİ -2 Hiçbir insan sıradan değildir, her birinin kendine has yetenekleri vardır. Süper kahraman olmaya gerek yok, eğer kontrollü davranırsanız, dünyayı kurtarabilirsiniz. Sıradan olduklarını sanan beş genç bir gün yeteneklerinin ve...