Ad astra per aspera.
Kızıl Anka Londra Üssü, kahramanlarını bekliyordu.
Lysa Ercstein, timde büyük bir saygıyla karşılandı. Herkes onun yaptıklarından övgüyle bahsediyordu. Lysa da tüm zarafeti ve ve alçakgönüllülüğüyle bunun bu kadar abartılmasının hoş olmadığını söylüyordu. Claude Kropper kapıyı işaret etti.
"Asıl kahramanlar biraz sonra gelecek."
Birkaç dakika sonra ıslıklar ve alkışlarla açılan kapıda Yeşim ve arkadaşları göründü. Kızlar buranın bu kadar kalabalık olacağını düşünmemişlerdi. Londra'da ne kadar ajan varsa hepsi toplanmış gibiydi.
"Başardınız." diye haykırdı Furkan. Poyraz ona baktı. Olanların şokunu hala atamamıştı üzerinden.
"Biz mi başardık? Gerçekten bitti mi?"
"Elbette bitti." dedi devasa kuş. Arkalarını döndüklerinde sevgiyle ışıldayan bir çift göz gördüler. İçlerinden gelen bir sarılma dürtüsüyle ona doğru koştular.
"İyi olduğuna o kadar çok sevindim ki anlatamam." dedi Nergis. Anka gagasıyla kızın saçlarını okşadı.
"İyiyim Nergis, elbette iyi olacağım. Ama şimdi gitmemiz gerek."
Claude ve Lysa el ele geldiler yanlarına. Lysa Yeşim'in boynundaki kolyeye baktı. Yaşadıkları her şeyi ve kaybettikleri arkadaşları Edmund Battymore'u hatırladı. Gözleri dolduysa da çabuk toparlandı.
"Arkadaşlığınız ve aşkınız daim olsun. Bu evren için kolay olmayan sınavlardan geçtiniz. Bu yüzden size tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir minnet borcumuz var.
"Biz size teşekkür ederiz." dedi Poyraz. Yeşim'in elini tuttu. "Siz olmasaydınız belki de biz bu kadar güçlü bir bağımız olduğunu bilemeyecektik. Bu sadece arkadaşlığımızın değil, hepimizin başarısı."
"Pekala. Artık Beyaz Oda'ya dönüyoruz." dedi Anka.
Beyaz Oda, her zamanki Beyaz Oda idi ancak bu sefer bir misafiri vardı. Kane'in gözlerinden başarının gururu okunuyordu. Yeşim çay istedi, Kane de bu harika içeceği ilk kez tatmış oldu. Anka gelene kadar keyifli bir sohbete dalmışlardı bile. Anka geldiğinde onları bir kez daha tebrik etti. El ele tutuşup damarlarında akan mutluluğu paylaştılar. Poyraz hala Sezgin'i düşünüyordu, acaba onları ne zaman ziyaret edecekti.
"İsterseniz siz görevinizi tamamladıktan sonra dünyada neler oldu bir bakalım." dedi Anka. Ardından bir panel açıldı ve görüntüler peş peşe akmaya başladı.
Küresel ısınma kavramı tarihe karışmıştı. Ufak tefek anlaşmazlıklar haricinde dünyada hemen hemen hiç çatışma yok gibiydi. Ortadoğu'nun huzura kavuşması için Kudüs üzerinde kimsenin hak iddia edemeyeceği bölge olarak ilan edilmişti. Bu konuda hala tartışmalar sürüyordu ancak en azından sorun biraz daha basitleşmişti. Yardım kavramı devletlerin egemen politikası haline gelmeye başlamıştı, ve buna benzer hak ve özgürlükler için pek çok insan bir araya gelerek çalışmaya devam ediyordu. Dünyadaki bütün sorunlar çözülmüş değildi ancak adım atılıyor, emek sarf ediliyordu artık.
"Hala çözüme kavuşturulacak pek çok mesele var." dedi Anka. "Ama 50 yıl içinde işlenmiş mars toprağını tarımda kullanımını göreceğinizi söyleyebilirim."
"Peki, gittiğimiz alternatif geleceklerden hangisi bizi bekliyor?" dedi Mehmet. Anka paneli kapattı.
"Hiçbiri. İnsanoğlunun kaderi yeniden yazılıyor. Bu ve bunun türevi zaman yolculukları devam edecek. Ve pek çok şey değişecek. Ama sizin geleceğiniz hep parlak çocuklar. Görevi başarıyla tamamladınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)
Science FictionZÜMRÜD-Ü ANKA SERİSİ -2 Hiçbir insan sıradan değildir, her birinin kendine has yetenekleri vardır. Süper kahraman olmaya gerek yok, eğer kontrollü davranırsanız, dünyayı kurtarabilirsiniz. Sıradan olduklarını sanan beş genç bir gün yeteneklerinin ve...