35. Bölüm

259 32 30
                                    

Yolu bulmana yetecek kadar şey biliyorsun
Altı milyon insan, tek bir isim (buldum)
Yarını bugünde buldum.
Vahiysel ve mantıksız, hayallerim asla değişmeyecek
Denetimde olmak istiyorsun
Yaşayan olmak istiyorsun
Yaşlanan olmak istiyorsun
Bunun şansla bir alakası yok, tamamen zamanla alakalı

Dünyanın kıyısında dur

Dünyanın kıyısında dur
Kaderin ortasını kaz
Silahın yanına git
Geleceğin yüzüne bak

Biliyorum, konuşacak kadar biliyorsun,
Biliyorum, oyun oynayacak kadar biliyorsun

Denetimde olmak istiyorsun
Yaşayan olmak istiyorsun
Yaşlanan olmak istiyorsun
Bunun şansla bir alakası yok, tamamen zamanla alakalı

Dünyanın kıyısında dur
Dünyanın kıyısında dur
(Geleceğin yüzüne bak)
Dünyanın kıyısında dur
Kaderin ortasını kaz
Silahın yanına git
Geleceğin yüzüne bak

--Thirty Seconds to Mars - Edge Of The Earth--

"Dünya hızla dönüyor ve sıradanlığı kabul etmiyor. Sürekli bir değişim içinde. Yaşamak ve özgürlük için tek bir yol var.
Yüksek sesle hayal kurmak ve o hayalin peşinden inadına koşmak."

--Anı Defterinden--

Edinburgh üzerine gecenin yorganını çoktan çekmişti. İnsanlar uykularında güzel rüyalar veya tüyler ürpertici kabuslar görüyorlardı.

Cadı, çocukların kulağına fısıldadı.

Cadı, geleceği yok etmek istiyordu. Zamanı durdurmak ve sahip olmak...

Güce sahip olmak...

Ve gece, artık tanrıların lanetinden de uzaktı.. 

Yeşim kendine iyice geldiğinde, kafasındaki soruları bir kenara bırakması gerektiğinin farkına vardı. Anka'nın sözleri kulağında çınlıyordu.

"Aşk asla asla demez."

Devamını hatırlamıyordu. Midesi hafifçe bulanıyordu. Nerede olduğuna baktı. Castle Rock'ta idi. Bunu taş duvarlardan anlamıştı. Yanında güzel bir kadın vardı. 

"Kimsin sen?" dedi. Sesinin güçsüzlüğünden nefret etmişti. Kadın ona doğru döndü. 

"Elena. Bir Valkyrie'yim. Odin'in savaşçı kızlarından biri."

Yeşim okuduklarını hatırladı.

"Bir nevi ölüm meleği yani."

Elena gülümsedi.

"Tam olarak değil ama öyle demek istersen sen bilirsin."

Yeşim düşündü. Kafasındaki taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu.

"Poyraz?" diye sordu. "Nerede o ve diğer arkadaşlarım?"

Elena şöminedeki közleri karıştırdı. Ateş birden parlaklık kazandı.

"Burada, Claude'un ofisindeler. Uyanmanı bekleyeceklerdi, fakat izin vermedim."

Yeşim Cadı'yı ve yeşil gözlerdeki alevi hatırladı. 

"Peki ya Lysa?" diye sordu. "Onu bulabildiniz mi?" Elena'nın gözlerindeki ıslaklığı da o anda fark etti.

"Hayır." dedi Elena. Sonra elinin tersiyle gözlerini sildi ve Claude Kropper'in çalışma odasını gösterdi.

Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin