Bir zihin savaşı, yapan kişi tarafından tüm ayrıntılarıyla hatırlanır ve bu konuya meraklı olanlar için yazılıp çizilebilirdi. Yarasa da tüm gördüklerini ve hissettiklerini gruba ayrıntılarıyla anlattı. Öncesinde Santiago'nun cesedini taşımaları ve uygun bir cenaze töreni için kiliseye göndermeleri gerekmişti. Merve giden aracın arkasından bakarken iç çekti.
"Ölmesi şart mıydı? Sadece kayıp bir adamdı, hepsi bu. Düzelebilirdi belki onun hayatı."
Daniel elini kızın omzuna koydu.
"Üzgünüm çocuğum. Her insan bu tarz mücadeleleri kaldıramaz, ve genellikle kendi yüklerinin altında kalıp can verirler. Onu kurtaramazdık, hiçbirimizin gücü yetmezdi buna."
"Zor şeyler yaşamış." dedi Yeşim. Poyraz'a baktı. "Kötü bir insan ölünce bunun iyi insanlara zafer kazanmış gibi hissettirmesi gerekmez mi? Neden içimde kocaman bir boşluk var?"
Poyraz sadece kıza sarıldı. Bu, dünyanın bütün cevaplarından daha iyiydi. Bir köşede değişim topunu evirip çeviren Mehmet, sonunda kafasını kaldırdı.
"Galiba buradaki işimiz bitti. Gitmemiz gerekmez mi?"
Nergis elindeki taşı yere attı.
"Londra'ya dönmeliyiz, orası kesin. Emmanuel artık Kızıl Anka bünyesine bir eleman olarak dahil oldu. Bizim görevimiz onu kurtarmaktı ve bunu başardık."
O sırada Jeremy elinde kahve fincanlarıyla geldi.
"İçeriye girelim arkadaşlar. Bir saat sonra aracınız kalkacak ve Londra Üssü'ne ulaşacaksınız. Bu arada biraz dinlenseniz iyi olacak."
Yapacak daha iyi bir şey yoktu. Ayrıca Emmanuel Toricetti de onlara bizzat teşekkür etmek istiyordu. Kollarını ileriye doğru uzatan Emmanuel neşeli bir şekilde haykırınca grubu biraz ürküttü, ancak kelimeleri tek tek toparlamayı başardı.
"Yaptıklarınız için teşekkür ederim. Benim için ne yaptığınızı net olarak anlayamasam da hayatımı kurtardığınızı biliyorum." Göz teması kurarak konuşması Poyraz'ı mutlu etmişti. Gülümseyerek elini Emmanuel'in omzuna attı ancak adam garip bir şekilde hareketlenerek omzunu kurtardı. Poyraz gülümsemesini bozmamaya çalıştı. Anlaşılan adamın biraz daha zamana ihtiyacı vardı.
"İyileşiyor olduğunu görmek güzel." Emmanuel de gülümseyerek karşılık verdi. Kane kibarca araya girdi.
"Gitme vakti geldi gençler." Heyecanlı olduğu her halinden anlaşılıyordu. Yeşim ondaki değişimi fark edince kaşlarını kaldırdı. Bir şeyler olmuştu, ama neydi? Ayrıca Kane kadar gizemli bir adam nasıl olur da bu kadar kolayca duygularını ele verirdi? Kane Yeşim'in zihnini okumuştu, dolayısıyla ondan saklamanın bir manası kalmamıştı. Ona yaklaştı ve birkaç kelime fısıldadı. Kelimeler o kadar sihirliydi ki, Yeşim'in yüzü ışıklar içinde kaldı.
"Neler oluyor?" dedi Nergis, Kane'e karşı hep mesafesini korumaya çalışıyordu. Ancak Kane ona da sırıttı.
"Yakında öğrenirsiniz. Boşuna uğraşmayın, Yeşim size söylemeyeceğine söz verdi."
"Evet." diye atıldı Yeşim. "Poyraz için bir sürpriz var."
Bu sözler Kane'in iç çekmesine ve diğerlerinin bolca soru sormasına neden oldu. Poyraz ise bir köşede sessizce izliyordu. Gözlerinden bir anlam çıkarmak zordu ama Yeşim kalbini çarptıran o gözlerde hep taşınmış ve alışılmış bir kederin izlerini gördü.
"Zamanı geldiğinde öğrenirsiniz." diyerek konuyu kapattı Yeşim. Kalbinde bir burulma hissediyordu. Arkadaşının zor durumda olduğunu gören Mehmet yeni bir konu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)
Science FictionZÜMRÜD-Ü ANKA SERİSİ -2 Hiçbir insan sıradan değildir, her birinin kendine has yetenekleri vardır. Süper kahraman olmaya gerek yok, eğer kontrollü davranırsanız, dünyayı kurtarabilirsiniz. Sıradan olduklarını sanan beş genç bir gün yeteneklerinin ve...