Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)

50. Bölüm

Las Vegas, ışıl ışıldı. Lüks otomobillerin önlerinde sıralandığı lüks oteller ve parıltılı kumar masaları... Merve'nin ışıklardan gözleri kamaşmıştı. Yeşim'in yaklaşarak koluna dokunduğunu hissetti.

"Hazır mısın?"

Başını salladı. Tedirgindi, etrafını şüphe içinde süzüyordu. Dönen çarkları ve pulların şıkırtısı huzursuzluğunu arttırıyordu. Poyraz en büyük masayı gözüne kestirmişti. Kelebekler. Merve midesinin kalp gibi attığını hissetti.

Las Vegas'ın en büyük kumarbazı, Jonathan Twist bu gece aramızda. Kadehimi onun için kaldırıyorum.

İsmini bilmediği bu şuh kadın kumarhanenin ortaklarından biriydi. Açık tenli ve uzun boylu bir kadındı ama Merve onun üzerinde durmadı. Doğrudan babasına bakıyordu. Nasıl kaçtığı belli olmayan adam Merve'nin hatırladığından biraz daha gençti. Yüzünde karizmatik bir adamın çekici gülümsemesi vardı.

Bana da böyle gülümserdi. Benden bir şeyler istediği zaman.

Derken Poyraz elinde kıyafetlerle geldi. Kızlar bulundukları yerde rahatsız gibiydiler.

"Artık göreve başlamalıyız. Yakınlardaki bir otelde giyindikten sonra lüks bir araba bizi alacak."

"Neden kendi otelimizde giyinip gelmedik ki?" dedi Yeşim somurtarak. Poyraz ciddiydi.

"Elbiseler biraz gecikti. Hadi, daha havalı bir giriş yapacağız. Ayrıca paraları da teslim almamız gerekiyor."

Kumarhaneden ayrılırken Merve sessizdi. Öfkesi soğuk bir ateşe dönüşmüştü.

☆☆☆☆

"Claude, emin misin? Yani, ne bileyim, bu şekilde yüzleşmesi gerçekten gerekiyor mu?"

Lysa parmaklarını kemirmeye başlamıştı. Bu gece eve gitmeyi düşünmüyordu, kalıp Claude ile birlikte gecenin detaylarını izleyecekti.

"Onun için en iyisi bu. Bazen bu tür travmaları başka bir travmayla tedavi etmek doğru yöntem olabilir."

Lysa başka bir şey söylemedi. Büyüyen bir endişe ile olacakları izlemeye devam ettiler.

☆☆☆☆

Fransa'dan yeni gelmiş zengin bir çift ve tercümanı oynayacakları tiyatroyu sergileme vakti gelmişti. Merve tercüman, Yeşim ve Poyraz çift rolündeydi. Yeşim bütün gerginliğine rağmen rahat görünüyordu, tüylü mor şapkasını sevmişti. Üzerinde diz üstü krem rengi sade bir elbise vardı. Poyraz da siyah takım elbise içinde oldukça yakışıklı görünüyordu. Merve de açık renkli bir tulum ve sıcak havaya uygun yazlık hasır şapka takmıştı. Mikrofonları açıktı. Mehmet, Nergis ile birlikte Kızıl Anka'nın uçan aracında lüks bir sistemin içinde onları izliyordu. Operasyonu o yönetecekti.

"Hazırsanız başlayalım." dedi Mehmet. Merve iç çekti.

"Başlayalım."

Kumarhane o kadar da dolu değildi. Eric Black, az sonra muhteşem bir giriş yapacaktı. Ona kumar için randevu veren çiftin sahte mal varlıklarına bakmış, kazıklayacağı miktarın çok olmasına sevinmişti. Hesapları kendi hesabına aktardığı anda da Kızıl Anka harekete geçmiş, bir virüs yerleştirerek boşaltılan hesapların yerlerini değiştirmişti. Yani Yonca Hırsızı, kendi hesabını Kızıl Anka'nın kasasına aktarmıştı.

Poker masası açıldı. Bahisler bire üç ile başladı. Yeşim masada gerilmişti. Kasıla kasıla oynayan adama dikkatle bakıyordu. Eric Black bu ilginin farkındaydı. Döndü ve gülümsedi.