Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)

18. Bölüm

Bu bölümü bugün doğum günü olan @TCNesrinKorkmaz a ithaf ediyorum. Doğum günün kutlu olsun ♡

"Ama." dedi Mehmet. "İstilacılar Direnişçiler'i anında susturmazlar mı? Ne anladım bu işten o zaman."

Adil gülümseyerek başını salladı.

"Evet, ve o susturulanların da önemli bir görevi olacak. Bu da size sürpriz olsun. Bir kısmınız Direnişçiler'in içinde, bir kısmınız burada koordinasyon ekibinde, bir kısmınız da İstilacılar'ın içine sızmış bir şekilde operasyona başlayacak. Her birinizin görevi çok çok önemli."

"O zaman da hepimizin özellikleri ve yetenekleri göz önüne alınarak nerede görev yapacağımızın belirlenmesi gerek." dedi Poyraz. Adil elini kaldırdı.

"Sizi birbirimizden daha iyi tanıyamam. O yüzden, görev dağılımını aranızda yapın."

Çok az zamanları vardı ve esaslı bir plan yapmaları gerekiyordu. Akşama kadar tartıştılar. Sonunda Poyraz, herkes için en iyisi olduğunu düşündüğü planı açıkladı.

"Nergis ile Merve Üs'de kalsın. Güvende olurlar. Biz Mehmet ile birlikte istilacılara karışalım, Yeşim de grubun içinde olsun."

Yeşim hemen itiraz etti.

"Mehmet'e burada ihtiyaç olacaktır, operasyonu o koordine etsin. Poyraz, Kane ne yapacak boş boş, o seninle birlikte gelsin. Siz birlikte istilacılara karışın. Nergis ile ben direnişin içinde olayları kontrol edebiliriz. Merve Mehmet'in yanında kalsın, çünkü harita ve coğrafya alanında başarılı. Eğer saklanmamız filan gerekirse bize yolu o gösterebilir."

"Anlaşıldı." diye heyecanla atıldı Merve. Yeşim gülümsedi. Derken Poyraz sordu.

"Bizim görevimiz tam olarak nedir?"

Adil sanki bu soruyu bekliyormuşçasına hızlıca yanıtladı.

"Etrafı kolaçan edecek ve İstilacılar'ın MZ-8 hakkındaki planlarını öğreneceksiniz. Planların kopyaları olup olmadığına bakacaksınız; siz onları yaparken, Mehmet İstilacılar'ın iletişim ve bilgisayar ağlarını çökertecek, sistemi mayınlayacak. Aynı zamanda sizin ele geçirmeniz gereken silahla ilgili kopyalanmış veriler var. Bir diskte saklanıyor. Kasa odasında 279. kasada." 

"Çökertmek mi? Abi, ben daha zamanın bilgisayarlarını çözemedim. Nasıl koca sistemi çökerteyim?"

Mehmet şaşırmıştı. Adil gülümsedi.

"12 kişilik bir bilişim ekibi sana yardım edecek. Tek başına olmayacaksın."

Mehmet biraz olsun rahatladığını hissetti. Adil onları daha da fazla tutmak istemedi.

"Şimdi, gidin ve patronla konuşun. Onun da söyleyeceği birkaç şey vardır."

Kızıl Anka Ankara Başkanlık Ofisi yazan bir kapı karşılarındaydı. O sırada Tuna ağzında bir lolipopla koridorun başından koşarak geldi. Önce ağzındaki lolipopu çöpe attı ve soluk soluğa konuştu.

"Henüz babamla konuşmadınız mı? O kadar geciktim mi yoksa?"

"Baban?" dedi Poyraz soran bir ses tonuyla. Tuna tabelayı gösterdi.

"Başkan Mustafa Kurtulmuş. O benim babam olur."

Oradakiler şaşırmaya fırsat bulamadan kapı kayarak açıldı. Devasa bir bilgisayar sisteminin merkezinde oturan adam onlara gülümsedi. Ekranlar ve Kızıl Anka'nın bilgilerinin kaydedildiği bütün bellekler buradaydı. Derken adam konuştu.