2.9

1K 57 3
                                    

Medya
Atakan Tekin
..

"Atakanlara haber verdim, onlar da bize gelecek. Anlatmak istersin diye düşündüm."
"Çok iyi yapmışsın."
"Elin peki?"
"Ne olmuş elime?" dedim gülümseyerek.
"Ben de sana soruyorum."
"Merak ettiğin şeyi öğrenmeden pes etmiyorsun di mi?" dedim yine Karan'ı taklit ederek.

Burnundan soluyarak güldü. Kafasını salladı sağa sola.
"Bakalım ne kadar daha pes etmeyeceksin."

Artık otuz iki diş gülüyordum.
"Her zaman bir karşılığın olacak di mi?"
"Evet."
"Hadi gel yaralarına krem sürelim."

Yine üst kata Karan'ın odasına çıktık. Ben yatağının kenarında otururken Karan kremi bulup gelmişti.
"Düzgün otursana şu yatağa! Kendi yatağına da böyle mi oturuyorsun?"

Biraz daha rahat oturunca Karan sandalyeyi karşıma çekti ve otururken bacaklarımı bacaklarının arasına aldı.
Benim nefesim teklerken o gülüyordu.
"Elini uzat."

Elime kremi sürmeye başlarken onu nereden vuracağımı çok iyi biliyordum. O yüzden o elime odaklanmışken sırıttım. Sonra da ciddi yüz ifademi takındım.
"AHHHHH!" diye bağırıp yüzümü ekşittim.
"Dora! Dora çok mu acıdı? Özür dilerim."

Telaşla üflemeye başladı ve yüzüme döndüğünde gülümsediğimi gördü.
"Duygularımla oynadın! İnsanları zaaflarından vuruyorsun Dora Arkan. Ama bunun da karşılığını alacaksın."

Sürdükten sonra kremi yanındaki komodine koydu. Ellerinin birini sağıma birini soluma koyup bana doğru eğilirken bacaklarımın dışındaki bacaklarını da iyice sıklaştırdı. Başını dikleştirdi ve gülümsedi. O bunları yaparken ben ne yapacağımı şaşırmıştım. Gözlerine bakmak için başımı kaldırdığımda aramızda yine milim mesafe kalmıştı. Ben yerimde kıpırdanınca konuştu.
"Yine mi acıktın yoksa?"

Gülmeden duramadım. Biraz daha yaklaştığında artık bunu gerçekten istediğimi fark edip kaçmadım. Dudağıma görebileceğiniz en kibar buseyi kondururken gözlerim kapandı.
"Tahminimden daha iyi hissettirdi." diye fısıldadı. Elimi elinin içine aldı ve yaralarımı öptü. Sonra tekrar yüzüme döndü. Gözlerimden, yanağımdan, elmacık kemiğimden, burnumdan sırayla öptükten sonra yine dudağımın hizasına geldiğinde durdu.
"En başından beri öperek geçirmeyi istiyordum. Uzaktan izlemek canımı daha çok acıtıyor."

Yaklaşıp dudağımdaki yarayı da öptü.
"Geçti mi?" diye fısıldadıktan sonra duramayıp tekrar öptü. Bir daha, bir daha, bir daha...
"Durduramıyorum."

Gülümsedim. Bu sefer ben öptüm.
"Bu his daha güzelmiş." dedi gülümseyerek.
"Böyle durumlarda hep daha mı çok konuşursun?" deyip tekrar öptüm.
"Belki de sen sessizleşiyorsundur." dedi ve yine öptü.

Kapının çalmasıyla birbirimize bakıp güldük.
"Hep böyle zamanlarda çalar zaten." dedi yakınarak.
"Tam ilk kez öpecekken de çalabilirdi. Ayrıca sen çağırdın onları."
"Haklısın benim eşekliğim. Ama gece uzun."

Karan kapıyı açmaya inerken ben de peşinden gittim. Bizimkilerdi.
"Dora bu halin ne?" diye atladı Işıl hemen.
"Ne oldu lan sana!?" dedi Atakan da.

Diğerleri kaşlarını çatıp sorgularken benden bir açıklama bekliyorlardı.
"Oturun her şeyi anlatacağım."
..

"Böyle bir şeyi bizden nasıl saklarsınız ya!?" dedi Atakan yine fevri davranarak. Ya komik, ya fevri. Ortası yok.
"Şaka gibi olaylar... Sonumuz hayrolsun." dedi Araz da.
"Daha geç de bulabilirlerdi, çok şükür daha kötüleri olmadan gelmişler." dedi Oğuz yüzünü ekşiterek.
"Daha ne olabilirdi ki şu yüzüne bakın." dedi Işıl da. "İyisin ama di mi?"
"İyiyim, endişelenmenize gerek yok. Geçti gitti. Şimdilik. Ama bu konuyu kapatalım olur mu? Konuşmak istemiyorum daha fazla."
"O zaman başka bir şeyden daha bahsedelim bence."

Kaşlarımı çatıp Karan'a baktım. Koltuğun kenarına oturup kolunu omzuma attı.
"Biz çıkıyoruz!"
"NE!?" dedi hepsi hem gülen hem şaşıran yüzlerle. Onların peşine ben bağırdım.
"NE!? Çıkıyor muyuz?"

Herkes gülerken ben Karan'ın yüzüne bakıyordum. Karan 'E daha demin beni öptün. Ben de seni öptüm.' bakışı attığında yüz ifademi 'haklısın' yapıp diğerlerine döndüm.
"Evet çıkıyoruz."

Işıl'ın sevinç çığlığı kulağımda yankılanırken Atakan,
"BEN NE DEDİM SİZE? DÖRT DUVAR ARASINA GİRDİKLERİ İLK AN OLACAKLAR DEMEDİM Mİ? Verin abi yirmişer liramı." dedi.
"Bunun için iddiaya mı girdiniz cidden?" dedim sorgulayan bakışlarımla.
"Ve ben kazandım!" dedi Atakan da.
"Ben artık size ne diyceğimi bilmiyorum."
"E şimdi o mu enişte, sen mi yengesin?"
"ATAKAN ZATEN SINIFTA YERİNİ VEREREK İHANET ETTİN BANA. BİR DE BANA YENGE DERSEN YEMİN EDERİM KAFANI ISIRIRIM."
"Tamam sakin, şaka yaptım Doritos. Kafamı seviyorum."
"Güzel."
..

Hep beraber yine boş boş şeyler konuşurken kapı çaldı. Kapıya adımlamak istediğimde hala koltuğun kenarında oturan, Karan elini uzatıp beni durduktan sonra kapıyı açmaya gitti. Gelenler abimlerdi.
"Hoş geldiniz!"
"Hoş bulduk Karan." dedi Bora abim.
"Nerede benim bebeğim?" diye bağırıp yanıma geldi Kaya abim. Yanıma oturup kolunun altına aldı. O bana bir sürü küçük öpücükler verirken, ben Bora abimin konuşmasını dinlemeye çalışıyordum.
"Karan, babaannen nerede?"
"Sabah gelecekler abi, bir şey mi oldu?"
"Konuşmam lazım onunla."
"ABİ! Sen Karan'ın babaannesini tanıyor musun?" diye atıldım.
"Uzun hikaye sevgilim. Onu boş verin de hepiniz buradayken hepinize söyleyeyim. Şimdiden sonra önünüze gelen kimseye ama kimseye güvenmeyeceksiniz, bu bir. İkincisi hep tetikte ve dikkatli olacaksınız. Biz ne zaman size gelip, 'her şey bitti, rahat olabilirsiniz.' dedikten sonra her şeyi anlatırsak o zaman istediğinizi yapabilirsiniz. Anlaştık mı?"

Herkes birbirine bakıyordu tek tek.
"ANLAŞTIK MI DEDİM?"
"Anlaştık abi." dedim.
"Burnunuzu da sokmayacaksınız."
"Geziye peki, gidebilir miyiz?" dedim fırsattan istifade.
"Evet Bora abi, lütfen gelsin ya!" dedi Işıl.
"Ben Dora'sız bir yere gitmem zaten." dedi Atakan da.
Diğerleri de Atakan'a katılınca, abim önce derin bir nefes alıp verdi. Sonra da ağzını araladı.
"Tamam siz kazandınız. Başımın belaları! Ama her şeyin haberini vereceksiniz o şartla."
"ABİ CİDDİ CİDDİ İZİN VERDİN Mİ?"
"Evet ama şımarma sakın."

Otuz iki diş sırıtıp konuştum.
"Abi teşekkürümü sonra edeceğim, çünkü şu an malum Kaya abimin kollarının arasından istesem de çıkamam. Ama çıkmak istemiyorum da."

Abim bana göz kırptıktan sonra Karan'a döndü.
"Dora için yaptığın her şeye teşekkür ederim Karan. Gerçekten karşılığını vereceğime emin olabilirsin."
"Karşılık bekleyerek yapmadım abi, kim olsa aynısını yapardı zaten."

Abimle Karan kendi arasında konuşurken Kaya abim kulağıma eğilip fısıldadı.
"O üstündekileri eve gittiğimde yakacağım haberin var di mi?"
"Abi teşekkür etmek varken yaptığın şeye bak ya."
"Ben anlamam Doracım. O kıyafetler ya çöpe gidecek, ya da yakarım."
"Yine saçmalama tozunu fazla kaçırmışsın abi."
"Benim kıyafetlerimi giymek yerine bunun kıyafetlerini giyiyorsun. Ne yapmamı bekliyorsun güzelim?"
"Bu dediğin kişi bana tahmin etmediğin kadar yardım etti."

Abim göz devirdi.
"Göz devirme bana." diye abimi taklit ettim.
"YA BEN SANA ÖLÜRÜM, ÖLÜRÜM!" diye bağırdı Kaya abim de. "Abi hadi gidelim bir an önce benim bu kızı yemem lazım."

Abim yanağımı ısırdığında bağırdım.
"ABİ O YANAĞIM ACIYOR!"
"HİHHHHH! Unuttum ben onu. Özür dilerim, ÇOK ACIDI MI?"
"Hayır şaka yaptım, diğer yanağımdı acıyan."
"İlla bir eşeklik sokacaksın araya ya!"
"Yapmasam çok ısıracaktın."
"Hadi çıkalım Dora. Formalarını alıp gel." dedi Bora abim.
"Dağ evine mi?"
"Evet ama yarın okula gidiyorsun. Bu konuda pazarlık yapma sakın."

Karan'la yukarı çıkıp formalarımı aldım. Aşağı inmeden önce de yüzüne döndüm.
"Gece bayağı uzunmuş." dedim imayla dalga geçerek.
"Uzun bir gece olmasa da uzun bir ömrümüz var. Merak etme sen her türlü benimsin Dora."

Gülümsedim ve aşağı indik.

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin