7.0

620 36 15
                                    

"KARAN NE DİYORSUNUZ SİZ!" diye bağırmamla ellerimi havaya kaldırıp geri çekilmem bir oldu. Ama attığım adımda arkamda duran Atakan'a çarptım. Onu hissettiğimde önüme dönüp gözlerine baktım. 

"SEN DE BİLİYOR MUYDUN?" 

"Dora benim hiçbir şeyden haberim yoktu, yemin ederim."

Gözlerindeki bakışlardan doğru söylediğini düşünüp Karan'a döndüm tekrar. 

"NEDEN SAKLADIN!?" 

Karan'ın ilk defa gözlerinin dolduğunu gördüm. 

"NEDEN SÖYLEMEDİN KARAN!?"

"Bir sakinleş güzelim, n'olur." derken ellerini bana uzatıp kollarımı tutmaya yeltendi ama ben geri çekildim. 

"DOKUNMA!"

"Tamam, dokunmuyorum. Ama dinle beni bir. Benim sabah haberim oldu abinlerin neden gittiğinden hatta gittiğinden bile. Babanın yaşıyor olduğundan şüpheleniyorlar evet ama bunu sana yine söylemeyecektim bunlar olmasaydı."

"Neden hakkı yok muydu bilmeye?" diye araya girdi Murat. 

"KES SEN BİR SESİNİ! BEN KESECEĞİM YOKSA." 

Atakan bağırırken ben hala Karan'a bakıyordum. 

"Ya yaşamıyorsa Dora? Ya sadece bir plansa? Ya sadece zarf attılarsa? Seni kesin olmayan bir ümide nasıl bağlayacaktım söylesene!? Seni umutlandırıp sonra nasıl daha çok acı çekmeni izleyecektim, hem de elimden hiçbir şey gelmez bir şekilde?"

Haklıydı. Belki de sinirimi, şokumu, üzüntümü yükleyecek bir suçlu arıyordum kendime. Suçlu yoktu bile. Suçlu sadece benim bu asla düzelmeyen kaderimdi. Beni sadece süründürmekle yetinmeyip yerin dibine sokan kaderimden başka suçlu yoktu. 

"Özür dilerim." diyebildim sadece titreyen sesimle. 

"Özür dileme bebeğim, senin hiçbir suçun yok. Hatta sadece senin suçun yok." Karan sinirli bir nefes alıp Murat ve Ege'ye döndü. "NE AYAKSINIZ LAN SİZ!? Şu andan itibaren ya bildiğiniz her şeyi anlatırsınız ya da sizi yemin ederim bayılana kadar döverim."

"Bu asabiyetle başınıza bela çekmeniz çok normal-"

Murat'ın kurduğu cümlenin yarım kalma sebebi yüzüyle kavuşan Atakan'ın yumruğuydu. 

"Şaka yapıyor mu sanıyorsunuz amına koyayım! Ben sadece bayılana kadar dövmem. Bayılırsanız ayıltır bir daha döverim. Hiç de yorulmam biliyor musunuz?"

Murat eliyle dudağındaki kana baktıktan sonra Ege'ye döndü. Ve tuhaf bir şekilde birbirlerine güldüler. 

"Anlattıklarınızı kaç kez yaşadık sayamazsınız." dedi Ege gülmeyi bırakmadan. 

Bu dediği hepimizi durup sorgulamaya itti. Bizim düştüğümüz hal, Murat ve Ege'yi kahkaha atmaya itmişti. Olduğumuz durum resmen trajikomikti. Herkes o kadar farklı ruh hallerindeydi ben hala duyduklarımın ciddiyetinin farkında bile değildim. Murat ve Ege sakinleştiklerinde ciddi yüz ifadelerini takındılar ve Murat konuşmaya başladı.

"Biz aynı yerde büyüdük, yan yana sırt sırta. O kadar kötülük görmemize hatta ben bu büründüğüm kişiliğe rağmen geldim burada iyilik yapmaya çalışıyorum. Aldığım karşılığı hak ettiğimi düşünmüyorum. Evet mükemmel bir kişiliğim yok hatta o kadar da iyi biri değilim ama çalışıyorum. En azından kötülüğümün baskın gelmesini engellemek için uğraşıyorum."

"Yani demek istiyor ki biz elimizdeki tüm iyilikle size geliyoruz, siz de içinizdeki koca iyiliğin bir kısmını bize çevirin de sakince konuşalım." 

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin