4.6

837 49 7
                                    

Okuldan gelmiş duşa girmiştim ve bugün annemin yanına kafeye gideceğimiz için hazırlanmıştım.

 Salondaki koltuğa yayılmış televizyon izlerken abimlerin gelmesini bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Salondaki koltuğa yayılmış televizyon izlerken abimlerin gelmesini bekliyordum. Tam uykuya dalmak üzereyken dış kapının açılmasıyla doğruldum.
"Ya Kaya bağlasaydın orada olurdu di mi adam?" diye bağırarak içeri girdi Bora abim.
"Abi yemin ederim bağladım, bizden sonra birinin gitmediğine emin misiniz?"
"Eminiz." dedi peşlerinden gelen Güneş abla.
"En son sen çıktın o odadan!"

Kaşlarımı çatıp ayağa kalktım.
"Abi! Ne oldu?"
"Bir şey yok Dora." dedi Bora abim sinirle.
"Abi ciddiyim bağladığıma eminim ben. Rüya görmüş olamam di mi?"
"DEMEK Kİ RÜYA GÖRMÜŞSÜN!"
"Cidden inanmıyorsun bana şu an."
"Neyine inanayım Kaya? Her şey gözümüzün önünde olmadı mı? O iti bağlasaydın şu an hala orada olurdu ve tehlike teşkil etmezdi. Ama sen yapmadığın, unuttuğun için şimdi Dora'nın başına gelen her şeyden sen sorumlusun!"
"Abi saçmalıyorsun şu an."
"Ya abi kimi bağlamamış? Ne tehlikesi? Bana da anlatın ya!" dedim.

Abimler hala didişirkeb Güneş abla yanıma geldi.
"İntikam günü bebeğim."
"Ne?"
"Kaya'dan intikam zamanı."

Anlamamış gözlerimle Güneş ablanın parlayan gözlerine bakmaya devam ettim ve anlatmasını umdum.
"Sana inanmadığının intikamı işte. Gölge'yi bağla demişti Bora abin en son gittiğimizde. Kaya abin de bağlamıştı ama biz onu başka odaya aldık ve sanki kaçmış gibi davranıyoruz. Aynı şeyleri o da yaşasın diye."

Gülümsedim. Ama sonra role girdim hemen.
"NE!? Bir dakika!" Kaya abim döndüm. "Abi doğru mu bu? Cidden mi?"
"Ne doğru mu Dora?"

Abim o kadar tedirgindi ki güzelim demek yerine Dora demişti.
"Gölge'yi bağlamadığın ve kaçtığı doğru mu?"
"Evet doğru!" diye araya girdi Bora abim.
"Ya Dora, sen bana inanırsın biliyorum. Yemin ederim bağladım hatırlıyorum. Hırsla bağladım hatta, ellerine kan bile gitmiyordu."
"Abi, kaçmış mı?" diye Bora abime döndüm.
"Yok yerinde gitmiş."
"Ya tekrar karşılaşırsak, ya bir daha beni kaçırırsa?"

Bora abim sinirle Kaya abime döndü ve Kaya abim bana yaklaşıp biraz çömeldi.
"Böyle bir şey olmayacak çünkü hem seni yanımdan ayırmayacağım, hem de bulduğum yerde boğazına çökeceğim onun!"

Abim ellerini omuzlarıma koymaya çalıştığında geri adım attım.
"Bu kadar önemsiz biri miydi senin için? Bağlamayı unutacağın kadar hem de."
"Dora saçmalıyorsun güzelim, BEN O İTİ BAĞLADIM! Her şeyimle eminim buna."

Abim bir kere daha bana yaklaşmaya çalıştığında bu sefer biraz daha geriye kaçtım ve adımlayarak Bora abimin arkasına geçtim.
"SİZ BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ YA!? Bağladım diyorum neden anlamıyorsunuz?"

Hepimiz sustuk. Kaya abim de hayal kırıklığıyla yüzümüze bakıp odasına geçti.
"Abi çok abarttık. Ben gidip söyleyeceğim."
"Cidden mi? Bu kadar mıydı?"
"Son bakışını görmediniz mi ya? Ben kıyamam abime hiç kusura bakmayın."

Üst kata Kaya abimin odasına çıktım. Kapıyı çaldım.
"Gir!"

Kapıyı açıp içeri girdim. Abim yatağında sırt üstü yatıp tavanı seyrediyordu. İki eli de kafasının arkasında destek yapıyor, bacaklarının birini uzatmış birini de bükmüştü. Kafasını hafif çevirip beni görünce gözlerindeki vicdan azabını gördüm ve gözlerim doldu. Seri adımlarla yatağının yanına gidip üstüne uzandım ve sarıldım.
"Senin vicdanın bunu kaldırabildi sanırım ama benim vicdanım sana asla kıyamıyor abi."
"Anlamadım?"
"Bana inanmamamın intikamıymış. Gölge falan kaçmamış, ayrıca bağlamışsın da."
"Şakaymış di mi?" diyerek doğruldu heyecanla.
"Evet abi, şakaydı."
"Oh! Benim yüzümden başına bir şey gelecek diye geberecektim."
"Eğer bağlamamış olsaydın bile senin yüzünden olmayacaktı abi. Kendini böyle konularda suçlu hissetme. Çünkü bana zarar verecek herhangi bir şeye isteyerek, bilerek izin vermeyeceğini biliyorum."
"Böyle bir kalbin olduğu için çok şanslıyım."
"Bir de ne olursa olsun, kim derse desin senin sözünden başka hiçbir şeye inanmam. Sana her şeyden, herkesten çok güveniyorum."
"Ben de öyle güzelim, ben de öyle."
"Hadi şimdi aşağı inelim, sonra da kafeye gidelim. Annem bizi bekliyor, yorulmuştur."
"N'olur biraz böyle yatsak?"
"Abi biliyor musun? Hayvan gibi uykum var. İçeri dalmasaydınız uyuyacaktım."
"Ama uyursak Bora Arkan bizi aparkat yağmuruna tutar."
"Biliyorum o yüzden kalkmamız lazım."

Abim yattığı yerden saçlarımı öptü.
"Sen duşa girdin ve çıktıktan sonra saçını kurutmadın mı? Hala ıslaklar Dora! Hasta olmak istiyorsun herhalde."
"Kuruttuğumda olan saçlarımı sevmiyorum."
"Allah allah! Kalk çabuk!"

Abim yan tarafına dönerek beni üstünden yatağa düşürdü. Birkaç dakika sonra geri geldiğinde elinde kurutma makinesi vardı.
"Otur hadi güzelim. Saçlarını kurutayım, sonra çıkalım."
"Abi cidden gerek var mıydı?" diye sordum yakınarak. Aynı anda da yatakta doğrulmuş ve oturur pozisyona geliyordum. Çünkü kurutmadan bırakmayacağını biliyordum.
"Evet bebeğim, gerek var!"

Abim saçımı kuruttuktan sonra makinenin fişini toplayarak yatağına koydu ve kendi de yatağına oturdu. Gözlerini kısarak üstümü süzdü.
"Kalk bakayım ayağa bir."
"N'oldu?"
"Kalk sen bir kalk!"

Ayağa kalktım.
"Bana dön!"

Abime döndüm.
"Etrafında dön şimdi de."
"Abi n'apıyoruz ya?"
"Bu pantolon ne?"
"E yuh artık ya!"
"Ne yuh artık Dora? Pantolonuna baksana bir, bunla mı geleceksin? Ben izin verir miyim sence buna? Deli mi sikti kızım beni?"
"Abi ciddiyim abartıyorsun sadece dizleri yırtık."
"Biz yürürken elin oğlanları döndürüp kafasını bu yırtıklara bakacak ben de o yırtıkları bu adamların götlerine sokacağım. İster misin böyle bir senaryo yaşalım?"
"İstemem abi!" dedim gözlerimi devirerek.
"Gidip değiş o zaman şunu beni daha fazla sinirlendirmeden!"
"OF ABİ!"
"Oflama!"

Suyuna gitmeye karar verdim ve çizmeli kedinin masum bakışlarını yerleştirdim yüzüme.
"Abi, bir kereden bir şey olmaz. Lütfen!"
"Dora çek şu gözlerini üstümden!"
"Abi hadi n'olur? Bir daha giymeyeceğim."

Tabii ki giyecektim.
"Dora bakma bana şöyle!"
"Nasıl bakmayayım?"
"TAMAM, pes ediyorum. Ama sadece bir seferlik. Bir daha izin vermem."
"Tamam anlaştık!"
"Bir daha da bakma bana şöyle!"

Abime sarılıp öptükten sonra aşağı indik.
"Siz çok fenasınız!" dedi Kaya abim. "Ama bu bir intikam oyununa dönerse o zaman mahvoluruz." diye devam etti tehditkar sesiyle.
"Mümkünse beni karıştırmayın" dedim.

Hepimizin arası düzelmişti. Kaya abim Bora abime de Güneş ablaya da sinirli değildi. Sadece ufak tefek didişmelerden sonra normal konuşmalarına devam ettiler ve kafeye doğru yola koyulduk.
..

Gecikme için özür dilerim. Günde iki bölüm olayına devam ediyorum. Hala daha fikirlerinize açığım ve yorumlarınızı duymak hoşuma gidiyor

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin