1.8

1.2K 56 9
                                    

Medya
Karan Demirkıran
..

Titreyerek gözümü açtım. Dışarısı hala karanlıktı. Ayaklarım sırtını mağaranın duvarına yaslamış Karan'ın kucağında, kafam Pusula'nın karnına yatmış yan duran Atakan'ın bacaklarındaydı.
"Üşüyorsun di mi?" dedi Karan gözleri kapalıyken. Hala uyumamıştı sanırım. Onaylar anlamda kafamı salladım.
"Gel!"

Nasıl hissetti kafamı salladığımı?
"Hı?"
"Yanıma gel Dora."

Bacaklarını gösterdi eliyle. Aşırı halsiz hissediyordum ve gerçekten çok üşüyordum. Zar zor doğrulup başımı Karan'ın eliyle gösterdiği yere koydum.

Sımsıcak!

Elini yüzümde gezdirdi.
"Ateşin çok yüksek Dora. Bir şey yapmamız lazım. Senin başına gelenler neden bize gelmiyor ki?"

Karan üstündeki montu çıkarıp yere serdi.
"Şunun üstüne yat. Yerden soğuk çekiyorsun, seni daha kötü hale getiriyor."
"Sen?" dedim halsiz sesimle.
"Daha konuşamıyorsun bile Dora. Ayrıca ateş yaktık ya hani. Atakan'a bak. Biz üşümüyoruz bile. Sen hastasın, o yüzden üşüyorsun. Şimdi sözümü dinle ve vücudunu şu montun üstüne koy."

Dediğini yaptım.
"Ayaklarını da Atakan'ın bacaklarının üstüne koy. Üşümüşlerdi."

Hafif bir tebessüm ettim.
"Teşekkür ederim, her şey için."
"Şuradan seni sağ salim çıkaralım da..." diye söylenince ağzımdan ufak bir kahkaha çıktı.
"Neye gülüyorsun?"

Gerçekten sinirli görünüyordu.
"Sana."
"Gülünecek halim mi var?"
"Birkaç saat içinde illallah ettin benden." dedim halsizce gülerek.
"Senden illallah etmedim. Sadece bu halde olmana sinirleniyorum. Tüm belaları sen çekiyorsun. Bize bak sapasağlamız ve bu beni delirtiyor."
"Dudağını saymazsak." dedim yattığım yerde yüzüne dönerek. "Hala ne olduğunu anlatmadın."
"Çok mu merak ediyorsun?"
"Çok merak ediyorum."
"Neden?"

Hadi bakalım Dora Hanım, şimdi cevap ver de göreyim.

Mal mal suratına baktım. Önce yeşil gözlerine baktım. Sonra dudaklarına kaydı gözlerim. Bir şey diyecek gibi araladı ama demedi. Demek gibi bir niyeti de yoktu zaten. Oraya baktığımı anladığı için yapmıştı. Tekrar gözlerine döndüm.
"Cevabın yok mu?"

Sağa sola salladım kafamı. Kahkaha attı.

Bir dakika, ne!? Kahkaha mı attı? Geri alabilir miyiz sahneyi bir dakikalığına?

OHA! HARBİDEN KAHKAHA ATTI. GÜLÜŞÜNE BAKIN...

Bu kadar güzel gülüşü neden saklıyor ki?
"Gülüşümün güzel olduğunu mu düşünüyorsun?"
"Ne!? Ben bunu sesli mi düşündüm?"
"Evet, sesli düşündün."

ALLAH KAHRETMESİN SENİ DORA! Rezillik denince de sen.

Utanıp gözlerimi kaçırdım. Kalkmaya yeltendiğimde, izin vermedi.
"Bir yere kaçamazsın. Hastasın."
"Yok yok, iyileştim ben." dedim telaşla.

Karan bir kez daha kahkaha attı. Dudaklarına gitti yine gözlerim. Yine anladığı için dudaklarını ısırdı. Bana bakmıyordu bile, karşıya bakıyordu. Yutkundum.

İNADIMA MI YAPIYOR!?
Sakin ol kızım! Sanki ilk defa dudak görüyorsun.

"Kalkmama izin vermeyeceksen, izninle soluma dönüyorum."
"Ya ona da izin vermezsem?"
"Ne?"
"Soluna ya da sağına dönmene de izin vermezsem?"
"Saçmaladığını düşünüp kalkarım."
"Hmm öyle miymiş?"
"Hmm öyleymiş."
"Dönemezsin o zaman!"
"Karan saçmalama istersen. Gayet de dönerim."

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin