7.2

488 30 12
                                    

Kaya'nın Ağzından;

Sonunda günlerdir beklediğim an gelmişti. Şu an Bora abimle arabadayız ve Duman itini karşılamaya gidiyoruz. Dora'yı, Doru'yu, Ezgi'yi, annemi aslında eski hayatıma dair her şeyi bir hafta olmasına rağmen çok özlemiştim. Ama abim yapmayacak olsa bile benim bu ayrılığı uzatmam gerekiyordu. Tek sorun Duman değildi benim için. Dora'yı vuran itten hesabımı almadan rahat uyku uyamayacaktım biliyordum.

"Az kaldı Kaya, sakinsin di mi? Bak amacımızı unutma, tutuklanmasını sağlayıp hak ettiği cezayı almasını sağlayacağız."

Abimin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ama bu sefer asıl çukur olan düşüncelerime itildim. Tabii ki sakin değildim ve tabii ki yargılanmasına izin vermeyecektim. Yaklaştığımız her kilometrede kırk farklı çeşit öldürme senaryosu geçiyordu aklımdan. Hapse giremezdi, bunca sene ölü gözükmeyi başardıysa, eli uzundu ve oradan çıkmanın bir yolunu bulurdu. Onu mezara gömecektim bu kaçınılmaz bir gerçekti. Hapiste işi olan kişi o değildi.

"Kaya bir şey desene!"

"Sakinim abi, sorun yok."

"Zaten gerginim, iyice germe beni."

"Sıkıntı yok abi, sakin ve rahatım ben."

"Cevap ver o zaman."

"Abi tamam sakin ol sen de. Bir şey olmayacak."

..

"KAYA DUR!"

Artık çoğu şey için çok geçti ama ben yaptığım şeyden memnun ayrılacaktım buradan. 

..

ERTESİ GÜN

Cezaevinin kapısının önüne geldiğimizde koluma giren jandarmalarla içeri doğru adımladık ve benim yüzümdeki tebessüm bir an olsun silinmiyordu. Mutluydum, memnundum hatta yetmezmiş gibi heyecanlıydım da. 

Kalacağım koğuşa yerleştirildiğimden beri hevesle yemek saatinin gelmesini bekliyordum ve sonunda gelmişti. Herkesle birlikte çıkıp sakin adımlarla yemekhaneye ilerledim. Giderken siyah beremi takmayı unutmadım çünkü beni başka türlü tanıyamazdı. Yemekhaneye adımımı attığım an kızıl sakalları ve saçları dikkatimi çekmişti bile. Tek başınaydı. Etrafında kimse yoktu. Ben de yemeğimi alıp yanına oturdum.

"Hoş geldin Kaya!"

"Hoş buldum. Beni tanıyorsunuz?"

"Tabii ki tanıyorum, babanla o kadar sene ne konuştuk sanıyorsunuz siz?"

"Nerede?"

"Sen gerçekten baban için buraya girdin."

"Evet gerçekten babam için ve biliyorsunuz şu it için girdim." dedim karşı masada oturan adamı kafamla göstererek. "Gebertmek için sabırsızlanıyorum."

"Onu sen değil, ben halledeceğim. Boşuna elini kana bulamana gerek yok. Ziyaret gününün ertesi günü çıkacaksın zaten."

"Adil değil yaptığımız, çıkmayı istemiyorum. Babam dönsün yeter, ben hakkımı yattıktan sonra çıkar giderim zaten."

"Duman'ı senin öldürmediğini ikimiz de biliyoruz Kaya, çocuğu korumak için kendi hayatını ve sevdiklerini yıpratmana gerek yok. Zaten o senden daha az ceza yer ki bunu göze alarak yaptı. Belki gidip itiraf ederse ziyaret günü gelmeden bile çıkarsın."

"O çocuğun hayatı yeterince kötüymüş zaten, bir de içeri girmesin be abi!"

"Bu kadar iyi bir kalple yaşamak yormadı mı seni oğlum? Babandan bir farkın yok."

"Babam nerede?"

"Açık adresi dillendiremem. Bu gece kağıda yazıp yarın kahvaltıda vereceğim ve ezberle. Kağıda güvenip aklından çıkarma adresi."

..

Dora'nın Ağzından;

"Evet Murat, seni dinliyoruz. Bu havada bizi dışarı çağırdın." dedi Atakan ayakta dolanırken.

"Duman öldü demiştim ya..."

"Evet?" dedim. Yarım saattir buradaydık ve artık ne demek istediğini duymak istiyordum. Ege'nin bakışlarına odaklandığımda, onun da aslında bilmediğini fark ettim.

"Ben öldürdüm."

"NE!?"

Ege 'nin tepkisi hepimizin şaşkınlığını dillendirmişti aslında ama bana yetmemişti.

"CİDDİ MİSİN!?"

"Belliydi, dünden beri tuhafsın." dedi Karan soğukkanlılığıyla.

"Ne yaptın peki?"

"Suç başkasına kaldı."

"MURAT SEN SALAK MISIN? KARAKOLA GİDECEĞİZ VE İTİRAF EDECEKSİN!" dedi Ege ve ben ilk defa onu böyle sinirli görüyordum.

"Masum biri miydi? Önemli olan bu." dedim hala yaşadığım şeyin şokundaydım.

"Masum biriydi." dedi Murat da pişmanlığı gözlerinden okunurken. Öldürdüğü için pişman değildi hayır, suçu başkasına kaldığı için pişmandı. Bundan aylar önce Murat'ın kötü bir kalbi olduğuna inanıyordum ama olaylardan sonra gerçekten de her şeye rağmen kötülükle savaşıp iyi biri olmak için çabalıyordu. "Zaten bu gece gidip anlatacağım."

"Nasıl bir bok çukuru lan bu!" dedi Atakan sinirle.

"Pişman değilim, benim için üzülüyorsanız yapmayın. Bir sürü çocuğu belki de hayatları boyunca onları takip edecek travmalardan kurtardım. Bunun karşılığı içeri girmekse, bunu yapacağım ve zoruma gitmeyecek."

..




ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin