4.0

860 53 13
                                    

Uyandığım gibi saate baktım. 14.57. Okuldan sonra eve dönmüştük ve ben de direkt uyumuştum.
Yataktan kalkıp aşağı inecekken abimlerin konuştuklarını fark edip durdum ve dinledim.
"Abi salak mısın sen? Tabii ki Dora'nın böyle bir şey yapmadığını biliyorum. Kendi de dedi zaten arabada, gelip bana 'abi ben o parayı çaldım.' dese bile ben yine inanmam onun yaptığına."
"Ne bu tavırlar lan o zaman? Kıza ne kadar iğrenç hissettirdiğinin farkında mısın? İlacı bile eğilip vermedin. Ne düşünmüştür, hiç düşündün mü bunları?"
"Ben vermesem senin vereceğini biliyordum abi. Onu öyle bırakır mıyım sanıyorsunuz? Yapacağı en kötü hatada bile herkes arkasını döner ben dururum yanında."
"LAN KAYA!" Bora abim fazla bağırdığını anlayıp etrafına baktı, sonra ses desibelini biraz düşürüp devam etti. "Niye böyle davranıyorsun o zaman geri zekalı mısın sen?"
"Bir hesabımız vardı onu kapattım. Uyandığında gidip konuşacağım zaten." dedi tebessüm ederek.

Bora abim ellerini saçlarına götürdü, birkaç kez volta attı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.
"Sana ben hiçbir şey demiyorum daha. Yaptığın en beyinsizce hareketti ve Dora'nın seni affedeceğini sanıyorsan büyük yanılıyorsun. Affetsin diye de kılımı kıpırdatmam. Dora'nın gözündeki hayal kırıklığını gördükten sonra, aranızdaki ilişkide Dora'nın tarafındayım. Gün gelince bunun hesabını da senle kapatırız. O zaman da sen gelir bana 'abi bana inanmıyor musun?' dersin ama."

Bora abim odasına doğru giderken Kaya abim arkasından seslendi.
"Abi saçmalama!"
"Görüşeceğiz Kaya, gelir elbet zamanı. Şimdi izninle, sakinleşip Dora'nın yanına gideceğim."
"Tamam aptalca bir şey yaptım ama sen-"

Bora abim odasına girip kapıyı çarpınca Kaya abimin cümlesi yarıda kaldı.

Abimin yaptığı toplu intikam gibi bir şeydi. Etrafındaki tüm kızları uzaklaştırmam, motorunu gizlice kaçırmam, sırf inadına eve geç gelip istemediği kıyafetler giymem, son iddiamız, bilgisayar klavyesini bilerek kırmam, son sevgilisine abimin telefonundan yalan yanlış şeyler söyleyip ayrılmalarına sebep olmam... Bu liste böyle uzar gider. Ve bunlar olduğu anlarda hiçbir şekilde bir karşılık vermemişti. Bağırmak hariç. Bugünün geleceğini biliyordum ama bu şekilde geleceğini hiç tahmin etmezdim. Evet, bazı konularda cidden hak etmiştim ama bu onu affedeceğim anlamına gelmiyordu. En azından önce süründürecektim. Ve abimin bana inanıyor olması içimi gerçekten rahatlatmıştı. Şimdi işin eğlenceli kısmı.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve aşağı inerken merdivende Kaya abimle karşılaştık.
"Dora, biraz konuşalım mı?"

Yüzüne bile bakmadan aşağı indim ve Bora abimin odasına girdim. Beni görene kadar hala sinirini yatıştırmaya çalışıyordu. Gördüğünde de hala içeri girmemiştim, kapısında dikiliyordum.
"Gel bebeğim."

Bilmiyormuş gibi sordum.
"Neden sinirlisin?"
"Sinirli değilim."
"Volta atarak odanın içinde elli kez turluyorsun ve sinirli değil misin? Sence buna inanır mıyım abi?"
"Önemli bir şey değil, sonra konuşalım olur mu?"
"Nasıl istersen."

Susup yatağına oturdum. O da yanıma oturdu.
"Senin yapmadığını biliyorum, biliyorsun di mi bunu?"
"Biliyorum. Ama sence de kanıtsız infaz biraz saçma değil mi?"
"Kamp yaptığınız yere gidip kamera olup olmadığına bakacağım. Varsa çok güzel olur, her anlamda."

Telefonum çaldı. Karan arıyordu.

"Hemen geliyorum abi." dedim ve odadan çıktım.
"Alo?"
"Dora, Araz Yağmur'la date ayarladı. Onu konuşturup suçunu itiraf etmesini sağlayacak, çünkü biz bunun kumpas olduğuna eminiz."
"Cidden mi!? Yani itiraf ederse içim bayağı rahat eder ama etmezse de önemli değil. Siz bana inanıyorsunuz bu yeterli zaten."
"Bunu yapmadığını hepimiz biliyoruz zaten güzelim. İtiraf fikrini de Mert hoca verdi bu arada, ona teşekkür etmeyi unutmayalım eğer işe yararsa."
"Çok sevindim ciddiyim."
"Ben de sevinmene sevindim. Ağaç eve geliyorsun di mi?"
"Gelirim. Kaçta?"
"16.00. Araz 16.30'ta buluşacak. Ağaç evin yanındaki parkta. Bekleriz biz de orada."
"Tamam anlaştık."
"Hadi öptüm."

Gülümseyip kapattım. Ve abimin yanına geri döndüm.
"Abi sanırım şu kamera olayına gerek kalmayacak."
"Neden sevgilim?"

Olanları anlattıktan sonra abim gülümsedi.
"Bizim yerimizi çoktan almaya başlamışsınız siz. Umarım işe yarar."
..

Dışarı çıkacağım için odama üstümü giyinmek için girdim ve yatağımda sırtüstü yatan Kaya abimle karşılaştım. Kapıyı açtığımda kafasını hafifçe kaldırıp bana baktı. Ama ben onu görmemeyi tercih ettim ve dolabımdan beyaz renk bir crop ve kahverengi eşofmanımı alıp odadan çıkmaya yeltendim.
"Dora, konuşmamız lazım."

Umursamayıp aşağıya annemin odasına gittim ve üstümü giyindim.
Çıkmak için adımladığımda Bora abimin sesi beni durdurdu.
"Üstüne bir şey al üşürsün, hava bugün dengesiz."
"Odamda." dedim Kaya abimi kastederek. Abim de bunu anlamış olacak ki kendininkilerden giymemi söyledi. Bora abimin dolabının önüne gidince o da peşimden geldi.
"Annemin yanına gideceğim kafeye. Yardım etmek için. Birlikte çıkalım ister misin?"
"Gerek yok abi, yürüsem daha iyi. Hem çok uzak değil zaten." derken üstüme abimin yeşil ceketini almıştım.

" derken üstüme abimin yeşil ceketini almıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen bilirsin. Ve akşam yemeğini dışarda yiyeceğiz. Hep beraber. Güneş de gelecek."

Gözlerim büyüdü.
"Abi! Güneş ablayla sen-"
"Doracım, sinirlendirme abim."
"Daha ne diyeceğimi bile bilmiyorsun, hemen bir tepki. Şüphelendim.

Abimin kaşları havaya kalktı ve muhtemelen pot kırdığını düşündü.
"Hadi dışarı."
"Odandan kovuyorsun şu an." dedim yapmacık bir sinirle.
"Çünkü odamdayken saçma saçma konuşuyorsun."
"Saçma saçma değil bir kere. Hem bildiğin pot kırdın daha demin. Kaçmak için beni kovuyorsun."
"Abilerin hayatına burun sokulmaz!"
"Siz benimkine karışıyorsunuz, benim de hakkım var."
"Hadi ya, öyle miymiş bu işler?"

Kaşlarımı çatıp kollarımı önümde birleştirdim.
"Evet öyle. Ya kimseyle evlenmeyeceksin ya da-"

Sustum ve gülümsedim. Güneş abla diyemezdim çünkü.
"Ya da?"
"Yok bir şey, ben çıkıyorum."

Hızlı adımlarla odasından çıkıp dış kapıya yöneldim.
"Dora buraya gel! Ya da ne?"
"Söylemeeeem!"
"Yakalarsam çok fena ısırırım ama!"
"Yakalayamayacağın için sorun yok."

Salondaki Kaya abimi görünce gülümsemem silindi ve olduğum yerde durdum.
"Söyle çabuk devamını!"

Benim peşimden odadan çıkan Bora abim de, aynı benim yaşadığım ifade değişikliğini yaşadı.
"Neyse abi, ben çok geç kalmam zaten."
"Biz gelip alacağız seni arabayla, ben gelene kadar gelmene gerek yok eve. Ayrıca, devamını söyleyeceksin."
"Hı-hı kesin söylerim."
"Dora!"
"Belki bir gün, ama o gün bugün değil abicim. Hadi çıktım!"

Tam dış kapıya vardığımda Kaya abim seslendi.
"Dora, biraz konuşalım lütfen. Senin yapmadığına inanıyorum zaten. Sadece-"

Bu sefer de ben kapıyı çarpıp çıktığım için lafı yarıda kalmıştı.
"Neden bugün benim yüzüme hep kapılar kapanıyor?"
"Neden acaba Kaya?"
"Ya abi, tamam eşeklik ettim. Belki her konuda olurdu, bu konuda olmamalıydı. Bu konuda sırtımı dönmemeliydim ama oldu bir kere işte. Bak doğru düzgün cümle bile kuramıyorum. Kafam karman çorman. Bari söyle sadece dinlesin."
"Dora'nın sana benden daha düşkün olduğunu biliyorsun. Yani evet, bu konuda ona sırtını dönmüş gibi bile yapmamalıydın. Hem ne dedim ben sana? Şu anki ilişkinizde Dora'nın tarafındayım. Barışmanız için de adım bile atmam. Hak ediyorsun sana tüm yaptıklarını."
"En azından sen beni görmezden gelmiyorsun. Bu da bir şey."
"Bu akşam hep beraber yemeğe gideceğiz. 7'de hazır ol, gelip alacağım."
"Sen nereye?"
"Anneme yardıma. Hem sen de biraz kendini nasıl affettireceğini düşünürsün."
..

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin