"Bu siktiğimin eksik parçalı üstüyle nereye Dora!?"
"Başladık yine ya!"
Ben Halil Sezai- İsyan şarkısına başlayacaktım ki Bora abim imdadıma yetişti. Banyoya gitmek için merdivenlerden çıkıyordu.
"Takma bu odunu abim! Sen istediğini giy, bakana be...
Olan her şeyi kenara ayırmış ve bir süreliğine unutmuştuk. Çünkü abimler bunu istemişti. Gezi günü gelmişti ve biz sınıfça kampa gidiyorduk. Zar zor izin aldığım o geziye... Her şeyimi hazırlayıp üstümü giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağıya abimlerin yanına gittim. "Oh! Sonunda düzgün giyinmiş abi gördün mü?" dedi Kaya abim.
Göz devirip sofraya oturdum. "Abi artık annemin yanına mı geçseniz? Hem işte de zorlanıyordur. Doru falan da özlemiştir bizi." "Bu haftasonu geçsin, sen geldiğinde hep beraber geçeriz. Kaya abin de bayağı düzelir o zamana kadar. Hem ben her gün anneme yardım ediyorum sevgilim zaten kafede. "Hmm, Güneş ablayla birlikte mi?" "O ne demek şimdi?" "Bilemiyorum artık." "OOOOOFFFFFFF! EVET EVET BENCE DE DORA! HAVADA AAAŞKKK KOKUSU MU VAR NE?" dedi Kaya abim bağırarak. "Yalnız olmadığıma çok sevindim Kaya abi." "Kızıyorum ufaktan. Kızdırmayın, tatlı tatlı kahvaltımızı yapalım."
Kaya abimle bakıştıktan sonra susup kahvaltı yaptık. Evden çıkarken Kaya abim beni yanına çağırdı. "Bak abim, Işıl'ın yanından ayrılmıyorsun bir, ikincisi yanına erkek sinek bile yaklaştırmıyorsun, üçüncüsü özellikle Karan'dan uzak duruyorsun. Anlaştık mı?" "Hıhı."
Otobüste bile Karan'la oturacağımdan haberi yok yazık...
"Dora anlaştık mı güzelim?" "Anlaştık abi."
Derin bir nefes verip beni bekleyen Bora abimin yanına, arabaya, gittim. ..
Çeşmedeki kamp yerine geldiğimizde içimde tuhaf ama güzel bir his vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkes ikişer olmak şartıyla bir eve yerleştirildi ve benim eşim tabii ki Işıl'dı. Oğuz ve Karan. Atakan ve Araz. Telefonlarımız dahil tüm eşyalarımızı odaya fırlattıktan sonra otobüsün camından gördüğümüz göle gitmek için Mert hocadan izin aldık ve ilk işimiz bu oldu. Atakan elindeki futbol topunu sektire sektire yürürken biz de yavaş yavaş ilerliyorduk. Karan'ın omzumdaki kolunda sıyrılıp Işıl'ın yanına yaklaştığımda Oğuz, bir şey konuşacağımızı düşünüp Karan'ın yanına geçti. "Olacak gibi mi?" diye sordum. "Ne olacak gibi mi?" "Oğuz ve sen işte." "Ya Dora ne alakası var?"
