2.8

1K 55 9
                                    

Medya
Karan Demirkıran
..

Duyduğum gürültüyle gözlerimi açtım.
"Dora! İyi misin!?" yanıma koşarak gelen kişi Karan'dı. Bulanık görüyordum. Bir süre bakışlarım netleşmedi ama odaya dalan abimleri, Güneş ablayı ve Haktan amcayı zoraki seçtiğimde gözlerim açıldı. Güneş abla yanıma yaklaştı.
"İyi misin bebeğim?"
"Güneş abla!?"
"Geçti hepsi, merak etme." dedi ve bana sarıldı. "Canın çok acıyor mu?"
"Hayır iyiyim."

Gözümün önünde olduğumuz yerdeki gördüğüm ve görmediğim adamlara sağlam yumruklar atan abimleri ve Haktan amcayı gördüğümde kaşlarım çatıldı. İçeri giren iki kadından sonra Güneş abla bana döndü.
"Hemen döneceğim."

Güneş abla tüm asaletiyle iki kadını yerle bir ederken gülümsemem gerekirdi ama ne yapacağımı bilmiyordum.
Kaya abim yanıma geldi.
"Şu yüzünün hali var ya, her birini bunun on misli hale getirmeden bırakırsam beni siksinler! Amına koyayım ya! Çok acıyor mu canın?"
"Abi, iyiyim ben merak etme."
"NASIL KORUYAMIYORUZ SENİ DELİRECEĞİM!"
"Kendinizi suçlamanıza gerek yok. Benim hatam, en başından size haber vermem lazımdı."
"Bunu düşünme şimdi güzelim, Bora abim Karan'la konuştu. Biz gelene kadar onun yanından ayrılma tamam mı?"

Kafamı olumlu anlamda sallarken Kaya abim beni başımdan öpüp abimlerin yanına gitti. Yani adamları benzetmeye... Ve ben normal şartlarda bu olanları espriye çevirip gülerdim. Şimdiyse şok içinde olaylardan sıyrılmaya çalışıyordum. Dizlerimi kendime çekip kollarımla sardım. Başımı dizlerime yaslarken Karan'ın yanımda olduğunu unutmuştum.

"Dora iyi misin? Konuş benimle."
"Karan, hani demiştin ya istersen seni başka bir yere götürebilirim diye."
"Evet?"
"Beni götür buradan." dedim kafamı kaldırarak.

Karan bana elini uzattı ve elini tuttum.
"Bora abi, ben Dora'yı buradan çıkıyorum." diye seslendi abime.

Abim kanayan dudağını elinin tersiyle silerken omzunun üstünden bize baktı. Diğer eliyle de bir adamın yakasına yapışmıştı.
"Çıkar, kapının önünde araba bekliyor. Ona binin. Size götür, biz bugün geç gelebiliriz. DİKKAT ET! Söylediklerimi de unutma."

İğrenç rutubet kokan yerden çıktığımızda abimi bazenleri boks maçlarına götürüp getiren şoförünün olduğu arabaya bindik.
"Bize gidiyoruz." dedi Karan bana. "Annen ve kardeşin bu halini görmesin diye abinler birkaç günlüğüne dağ evine gideceğinizi söylemiş. Kafa dağıtmak için falan. Ve bizde kimse yok şu an. Çekinmene gerek de yok yani."

Hiç sorgulamadan kabul ettim ve şoföre yolu tarif ettikten bir süre sonra Karan'ların evinin önündeydik.
Kapıyı anahtarıyla açıp içeri ilk benim girmem için elini içeriye uzattı. Çekingen bir adımla içeri girdim. Yanımıza koşarak gelen Pusula'yı görünce gözlerim parladı.
"Merhaba Pusula. Yine ben."
"İlk gelişinin böyle olmasını istemezdim ama nasibimizde bu varmış." dedi Karan da bana dönerek.

Yarım yamalak gülümsedim. Aslında hayvan gibi ağlayasım vardı. Neydi bu birkaç günde yaşadıklarımız? Rüya olmasını umuyordum.
"Şu yaralarını halledelim. Gel benimle."

Üst kata Karan'ın peşine çıktım. Bir odanın kapısını açıp içerde onu beklememi söyledi ve bu oda Karan'ın odasıydı. Odada olan her şey siyah ve gri tonlarıydı. Hayalimde kurduğum Karan'ın odasıyla aynı denilebilirdi.
Bir süre sonra Karan ilk yardım çantasıyla yanıma geldi.
"Şu yüzüne bak. Benim için sızlıyor gördükçe. Orospu çocukları!"

Küçük bir pamuğa tentürdiyot döktükten sonra dudağımın kenarına sürmeye başladı. Ben de sadece yüzümü ekşittim.
"Acıyor mu?"
"Çok değil."

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin