7.3

467 33 18
                                    

Sabah uyandığımdan beri elektrik kesik ve internetsizlikten ölecektim. Yeni geldi o yüzden anca bölüm atabiliyorum. Bir aksilik çıkmazsa bir sonraki bölümü akşam 22-23 gibi atacağım. 

İyi okumalaaar!💗

..

Kaya'nın Ağzından;

Sabah olduğunda heyecanla kahvaltı saati geldiğinde yemekhaneye geçtik. Ben yine yemeyeceğim bir yemeği tepsiye koyup kızıl sakallarına öldüğüm adamın yanına geçtim.

"Günaydın!" dedim karşısına otururken. "Sabah olan gürültüye uyandım, haberin var mı?"

"Günaydın, bak bakalım haberim var mı?" dedi kafasıyla, Dora'yı vuran adamın dün oturduğu yeri gösterirken. Boştu. Kaşlarımı çattım ve emin olmak için yüzüne baktım.

"Evet evet, aklından geçen şey oldu. Allah rahmet eylesin."

"Nasıl bu kadar soğukkanlısın?"

"Ben kaç senedir buradayım, neler yaşadım neler yaptım bir bilsen... Bu az kalır yanında."

"Yorum bile yapamıyorum."

Hala olanları sindirmek için uğraşıyordum. Cidden yapmış mı? Hem de bu kadar basit.

"Olanları boş ver de, sen şu kağıdı al."

Bana uzattığı kağıdı alıp sonradan bakmak için cebime koyacaktım ki, uyarıcı sesiyle beni durdurdu.

"Şimdi açıp oku ve ezberle. Alabilirler, değiştirebilirler. Burası cezaevi Kaya başına her şey gelebilir."

Kağıdı açtım ve ezberlediğime emin olana kadar tekrarladım. Kağıda bakmadan da tekrarladıktan sonra cebime koydum.

"Ezberlediğine eminsen, işimiz bitti. Şimdiden sonra ziyaret gününü beklememiz gerekecek."

Koğuşlara geçme zamanımız geldiğinde, kalkıp kaldığım koğuşa doğru ilerleyecekken bir ses attığım adımımı durdurmama sebep oldu.

"KAYA ARKAN! Bizimle geliyorsun."

Koğuş görevlilerinden biriydi. Abimin geldiğini düşünerek beni çağıran görevlinin peşinden ilerledim. Görüşme saatleri içinde miydik, bunlardan hiç haberim yoktu bile.

..

Saatler önce Dora'nın Ağzından;

"Sizce gerçekten gidip itiraf edecek mi yoksa bize oyun mu oynuyorlar?"

"Bize neden oyun oynasınlar Ati? Çocuk ciddi ciddi 'ben vurdum' diyor." dedim üzgünlüğümü belli ederek. Tamam Murat'la hiç de iyi bir geçmişimiz olmayabilir ama böyle bir şeyi kim duysa üzülürdü.

"Bir de ağla istersen Dora! Sinir ediyorsun beni ya, ne ara unuttun sana yaptıklarını?"

Karan'ın buram buram kıskançlık kokan cümlesine sorgular bakışlarımla karşılık verdim.

"Unutmadım tabii ki Karan sadece kim olursa olsun bunu yaşıyor olmasına üzülürdüm. Bunun Murat'la ya da bir başkasıyla alakası yok ki..."

"Her neyse, ben de abarttım zaten biraz."

"Sen abimle konuşacağım demiştin, konuştun mu?" dedi Atakan aramızdaki konuşmayı unutturarak.

"Evet, bugün Bora abimle konuştum ama Kaya abim yanında değildi. Hakan amca vardı. İyilermiş hepsi. Ne zaman geleceklerini bilmiyormuş o da. Yani her şey belirsiz ve artık çok sıkılmaya başladım bu durumdan. Sadece ben değil, annelerimiz falan da huzursuz. Ayrıca gerçekten özlüyoruz ve başlarına bir şey gelmesinden de korkuyoruz."

"Gerçekten öyle. Babamın yokluğunu çok fazla hissediyorum." dedi Atakan gerçekten sıkıldığını belli ederek.

"Merak etmeyin, bu günleri de atlatacağız ve eskisinden daha da güçlü olacağız. Hem de hiçbirimiz diğerinden kopmadan." dedi Karan da gülümseyerek ve biraz da olsa içimize umut ekmeyi başardı.

"BEN EZGİ ABLAYA HABER VERMEYİ UNUTTUM!" dedim ve telefonu anında elime alıp mesaj attım.

Dora:

Abla ben bugün abimle konuştum Kaya abimle konuşamadım ama hepsi iyiymiş abim telaşlanmayın dedi

Ezgi Abla:

Ne zaman geleceklermiş

Dora:

Bilmiyorum, onlar da bilmiyor

Ezgi Abla:

Tamamdır bebeğim yine haber alırsan bana da haber verirsin

Dora:

Veririm. İstersen bu gece akşam yemeğine bize gel Güneş ablayı da çağırırız hepimizin kafasının dağılmaya ihtiyacı var

Ezgi Abla:

Eğer bir işim çıkmazsa sizdeyim o zaman

Dora:

Anlaştıkkk

Telefonu cebime geri koyduktan sonra kıskançlık duygumu tekrar sorguladım. Ya gerçekten kıskanç değilim ya da abimler gerçekten mükemmel insanlarla birlikte oldular. 


ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin