8.2

418 36 28
                                    

"LAN BU NE DORA!?" dedi Kaya abim odanın kapısına asılı yazıyı gördüğünde.

"Günaydın! Yeni mi gördün?" dedi Ezgi yengem de gülerek.

"SİZ BANA KOMPLO MU KURDUNUZ!?"

"Komployla alakası yok abi, başından sorduk size odayı birlikte süsleyelim diye. Hak ettin bunu."

Abim ağzı açık bir yazıya bir bana bir de yengeme bakıyordu.

"Bence de hak ettin." dedi yengem de.

"Ve bir söylenti var abi. Haberin var mı bilmiyorum ama yeni doğan bebeğin kapısına kimin ismi yazılırsa ona düşkün olurmuş."

"NE!? Yoktur öyle bir şey."

Yengem de ben de sessizliğe gömülüp etrafa bakmaya başladık. Amacımız sadece bu yalan söylentiye inanmasıydı.

"Var mı?" 

Abim bizden cevap alınca Karan'a döndü.

"Söylesene bir şey! Gerçek mi dedikleri."

"Ya hayır abi, saçmalama. Bir öğrenemedin huylarını!"

"Görüşeceğiz seninle!" demek istedi abim ama cümlesini bitiremeden önünde durduğumuz odaya doğru bir bebek getirdiklerini gördük. MİNİCİK. Annem, babam ve Doru çoktan yanına gitmişlerdi ama biz hala olduğumuz yere çakılıydık. 

Zar zor bebeği odaya sokup annesine verdiklerinde hepimiz odaya doluşmuştuk. Saç rengi muhtemelen abime benzeyecekti. Tek tük saçları ve kirpikleri bunu söylüyordu bize. Genelde yeni doğan bebeklerin göz rengi değişik olur hatta ne renk olduğu belli olmaz. Aslında şu an baktığım benisin de göz rengi belli olmuyor ama içimden bir ses Güneş ablanın göz rengini aldığını söylüyor. 

Bebek ağlamaya başlayınca güldüm. 

"Hala diye ağlıyor resmen!"

"DORA!" diye bağırdı Kaya abim ve bebişin daha çok ağlamasına sebep oldu. "Amca diye ağlıyor."

"Böyle bağırmaya devam edersen, yanına yaklaşmaz söyleyeyim. Büyüyünce anlatırım amcan bağırarak çok ağlattı seni diye, sevmez o zaman seni."

Kaya abim sinirlenince Bora abim bana dönüp fısıldadı.

"Yapma işte alınıyor, biliyorsun."

"Hoşuma gidiyor abimle uğraşmak. Bana az çektirmedi küçükken."

"Amca mı oldum ben şimdi?" dedi Doru gülerek ve yanıma oturdu. 

O an ailemizin yeni üyesinin en düşkün olduğu kişinin Doru olacağına emin olmuştum.

"Resmen eşek kadar bir amca oldun. 19 yaşındasın ve ben buna hala inanmıyorum bebeğim. Ne ara bu kadar büyüdük biz ya?"

Gülümsedim. Ve gözümden aşağı inan yaşı fark edip elimin tersiyle sildim. Büyüyorduk. Büyümek sadece tek bir kelimeydi ama hissettirdiği ya da bize kattığı şeyler çok fazlaydı. Öylesine büyümek değildi bu. Yaşadığın her şeyi geride bırakmak ama belki de daha fazla acıya batmaktı. Hayatının düzeldiğini sanmak ama belki de senin için hazırlanan tehlikeden haberinin bile olmamasıydı. Tüm bunların içindeki en kıymetli şeyse bir arada olmaktı. Annem buradaydı, babam buradaydı, Doru buradaydı, abimler ve yengemler buradaydı. Şimdi de tatlı mı tatlı bir bebeğimiz vardı. Belki biraz nankörlük olacak ama benim için en önemlisi Karan buradaydı. Ailemi, ailesinden farklı görmemişti. Yanımızda çekinmiyordu, kaçmıyordu, yabancı hissetmiyordu ya da kendini yabancılaştırmıyordu. Şu ana kadar hiçbir zaman elimi bırakmadı. Hiçbir koşulda. Ve biliyor musunuz, ona o kadar güveniyorum ve o kadar seviyorum ki bir cinayet işlese elini tutmayı yine bırakmam. Bunu öylesine söylemiyorum.

..

Bebişin ismini ne koyalım ya?

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin