4.1

865 45 11
                                    

Karan'ın boynuna doladığım kollarımı geri çekerken Atakan'a sorduğum soruya cevap bekliyordum.
"Gelirler birazdan Dori, biz sessiz olacağız ama. Gidip kıskançlığından kızın üstüne falan atlama."
"Parmağını kırıyormuş mesela di mi?" dedi Karan da gülerek, hala benimle dalga geçiyor bu konuda.
"Senin ağzına laf verilmezmiş cidden." dedim göz devirirken.
"Enişte sen dalga geçiyorsun ama kırar bu arada haberin olsun. Senin parmağı da kırar yani böyle devam edersen." diye beni korudu Işıl da. Birbirimize öpücük attıktan sonra Oğuz'un sesi hepimizi susturdu.
"Geliyorlar. Ve biz şimdi oturup sessizce, dikkat çekmeden Araz'ı bekleyeceğiz."
"Ses kaydını açmayı unutmaz di mi?" diye sordu Atakan.
"Yok yok, çok tembihledim." dedi Işıl da.
..

"Katıksız mal bu kız ya! Alın dinleyin kaydı. Araz tasdikli mal damgası yapıştırdım. Kendini inanılmaz zeki sanıyor ama hemen yiyor yemi." dedi Araz telefonu ortaya koyduğunda.

*
"Naber Araz?"
"İyi Yağmurcum senden?"
"Şimdi bu cidden date mi?"
"Öyle."
"Ama Dora bana beni grupta istemediğinizi söylemişti."
"Aramız çok bozuldu onlarla bu sebepten. Ben sürekli alalım aramıza, tanışalım en azından diyordum. Ama dinlemediler. Bayağı ilgimi çekiyorsun sene başından beri. Ben de senin için kavga ettim. O gelmiyorsa ben yokum bundan sonra dedim. Dora'yla da hiç aram yoktu zaten fark etmişsindir. Umarım beni pişman etmezsin."
"Dora'yla aran olmadığını fark etmiştim evet ve seni pişman edecek son insanım."
"Salağın teki çünkü o kız. Zaten hırsızlık da yapıyormuş. Eğer biri bu damgayı vurmasaydı, ben onu hırsız gösterecektim."
"Aslında ben zaten öyle yaptım."
"Nasıl yani?"
"Parayı falan çalmadı o. Ben kendi paramın üstüne baş harfimi yazdım önce, çünkü paranın kimin olduğu kanıtlansın diye. Sonra kulübede değilken gidip çantasına koydum. Hocalara şikayet ederken paranın üstündeki harfi de söyledim. Bulununca da direkt ona kaldı zaten."
"Bir şey diyeyim mi? Bu çok akıllıca bir plan. Senden etkilenmekte cidden haklıymışım. Çok da güzel olmuş."
"Benden etkileniyor musun cidden?"
"Etkilenmesem burada olmazdım di mi?"
.
.
.
"Yarın okulda görüşelim o zaman. Görüşürüz!"
"Tamam, ben yanına geleceğim. Görüşürüz."
*

"Bu kadar geri zekalı olmasını ben bile beklemiyordum." dedi Işıl.
"Tamam şimdi serisinden bu ses kaydını hepimize at ki birimizden silinirse öbürümüzde kalsın."

Karan'ın dediğinden sonra ses kaydı artık hepimizin elindeydi.
"Dora'yla aranız olmadığını fark ettim dedi ya orada patlayacaktım gülmekten zor tuttum kendimi." dedi Araz. "Benim belki de içinizden en çok Dora'yla aram var. Çok tuhaf bir kız şu Yağmur. Yarın da yanıma yaklaşırsa üstüne kusarım onun haberiniz olsun."
"Yarın ilk işimiz müdürün yanına gitmek." dedi Oğuz.
"Benim çok daha iyi bir fikrim var." dedi Atakan da şeytani gülümsemesiyle. "Siz yarın sadece sınıfa gidin ve beni bekleyin."

Kaşlarımı çatarak, "Anlatmayacak mısın?" diye sordum.
"Hayır, sürpriz! Siz bronuza güvenin."
"Ee, neyle kutluyoruz şimdi bunu?" diye sordu Karan.
"Uykuyla!" dedik Araz'la aynı anda.
"Bu grubun eski enerjisi yok, siz çok bozuldunuz." dedi Atakan.
"Bu ikisi hep böyleydi neyin şovundasın Ati?" dedi Oğuz.
"Karan'a biraz şov yapayım dedim, hemen bozdunuz."
"Bana niye şov yapıyorsun oğlum?"
"Yenisin ya hani, ya böyle arkadaş gruplarında şey olur ya hep: yeni biri girer ve grubun bir geleneği vardır. Hoş geldin geleneği, ne bileyim mesela evinin her yerine tuvalet kağıdı falan atarlar, yanlış sınıf söylerler, gizemli ev falan derler korkuturlar."
"Onun bunla ne alakası var Ati mal mısın ya?" dedi Araz. "Bunu mahalleye yeni taşınan, sevmedikleri insanlara yaparlar. Sonra tanışıp çok yakın olurlar. Onla bunun ne alakası var?"
"Karan da yeni taşınmadı mı mahalleye?"
"Ya biz de adam diye dinliyoruz bunu." dedi Oğuz.
"Ati kanka sen biraz ötede otur hadi." dedi Işıl da.
"Hem de dışlanıyorum!" diye bağırdı Atakan.
"Lan sessiz olsana Ata, uyandıracaksın." dedi Karan.
"Neyi?"
"Neyi değil kimi?" dedi başıyla beni gösterirken.
"Harbi uyumuş. Bir dakika! -lar. Uyumuşlar." dedi Atakan sanki ilk defa buna şahit olmuş gibi şaşırarak.
..

"Dora abin geldi!"
"Hı?"
"Abin geldi seni almaya kalk artık!"
"Biz rahattık aslında enişte!" dedi Işıl.
"Dora kalkar mısın artık güzelim? Seni bekliyor abin aşağıda."
..

Arabanın arka koltuğunda Doru cam kenarında oturmak istediği için Kaya abimle yan yanaydık. Zaten hep böyle olmaz mıydı? Bir şeyi çok istediğimizde olması imkansızken, istemediğimizde hayat onun olması için her şeyi yapardı.
"Güneş abla gelecek di mi?" diye sordum.
"Gelecek sevgilim, birkaç işi varmış o direkt gideceğimiz restoranda geçecek."
"Keşke ben de onla gelebilseydim."
"Niye arabamı sevmiyorsun herhalde?"
"Ne alaka abi ya, olduğum konumu sevmiyorum şu an."
"Ya dora niye böyle yapıyorsun?" dedi Kaya abim.

Niye mi? ŞSMXPWJXPOSĞCKWLXPĞAM şaka yapıyordur umarım...

Sustum.
"Ne oldu size?" diye sordu annem.
"Anne biz geziye gittik ya hani, beni birinin parasını çalmakla suçladılar."
"NE!? Kim çalmış?"
"Kimse çalmamış, para benim çantamdan çıktı sadece. O yüzden benim çaldığımı düşünüyorlar."
"Böyle bir şey yapmadığına eminiz."
"Kendi adına konuş annecim, çünkü ortanca oğlun bunu yaptığıma inanıyor."
"NE!?"
"Ya anne öyle değil, dinlemiyor ki..."
"Neyini dinleyeceğim abi? Bana ne kadar ya da neden inanmadığını mı? Yargısız infaz konvoyuna sen de katıldın işte. Şimdi gelip seni dinleme mi bekliyorsun?"
"Ablamın hırsızlık yaptığına asla inanmam." dedi Doru da.
"Sen hariç herkes." dedim ve sustum.
"Ya Dora, bir kere dinle güzelim. Affet demiyorum bak, sadece dinle."
"Tamam Kaya yeterli, eve gidince konuşuruz bunları. Gelmek üzereyiz."
"Abi, bu arada kanıtladık biz, benim yapmadığımı."
"Gerçekten mi?"
"Evet fazla saf çıktı anlatmış hemen. Eve gittiğimizde dinletirim."
..

"Güneş abla!" diye koştu Doru, sanki tüm hafta içi boyunca okuldan sonra kafede birlikte değillermiş gibi...
Güneş abla Doru'yla konuşmasını bitirip bana döndü.
"Nasılsın bebeğim?"
"İyiyim abla, sen?"
"İyiyim ben de. Hallettiniz mi şu işi?" dedi göz kırparken. Başta anlamayıp kaşlarımı çattım ama sonra Bora abimin olanları anlattığını anlayıp önce bu kadar samimi olmalarına şaşırdım sonra da ses kaydı olayını bir kere de ona anlattım. Restorana girdiğimizde, Doru ve annem Güneş ablanın yanına oturmuştu. Biz karşılarına geçerken de Kaya abimle aramıza Bora abimin girmesine özen göstermiştim.
"Abi yer değişelim mi?" diye sordu Kaya abim.
"Olmaz!"
"Ya bari sen yapma."
"Evde halledersiniz, bırak şimdi ağız tadıyla yemeğini yesin."
"Ben de müthiş bir ağız tadıyla yiyeceğim zaten. Hatta boş versenize, yemeyeceğim. Evde görüşürüz!"

Kaya abim masadan kalkıp restorandan çıktığında içim gerçekten tam anlamıyla 'cız' etmişti. Böyle gitmesine izin vermek istemiyordum. Bora abime baktım. Gözlerimden ne dediğimi anlamış gibi konuştu.
"Eğer istiyorsan git peşine abim, en azından konuşun olur mu? Dinle bir kere. Sonra yine affetmezsen affetmezsin. Hem emin ol, onu yeterince süründüreceğiz." Güneş ablaya baktı ve bana geri döndü. "Hem de üçümüz."

Gülümsedim ve koşarak restorandan çıktım. Sağa sola baktım ama abimi göremedim. Sonra tam karşıma baktığımda ağır ağır yürüdüğünü gördüm ve koşarak yanına gittim.
..

Bugün ilk bölümü erken atamadım o yüzden bundan başka 2 bölüm daha atmaya çalışacağım mmmuuaah

ABİLERİM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin