Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Garaj yolunda duran siyah pahalı arabayı fark ettiğinde, gittiğin partiden eve doğru yürüyordun. Farlar evinin önünü aydınlatacak kadar parlaktı, muhtemelen gece için yola çıkacak kadar geç olmuştu. Arabanın sürücü tarafının etrafında yürüdün ancak arabadan çıkan sigara dumanın kokusunu alacak kadar yaklaştığında camın kapalı olduğunu fark ettin.
"Hey." Arabanın içinden tanıdık ses sana sesleniyor ve sen, Sero'nun elindeki sigaraya hafifçe vurduğunu, küllerin arabanın dışında yere düştüğünü gördüğünde yüzünde oluşan küçük gülümsemeye engel olamadın.
Arabanın yanında durup sigarayı dudaklarına götürdüğünde, uzun bir nefes alıp dumanı bir an için içinde tuttu.
"Hala burdasın?" Ellerini cebine sokup gecenin soğuğuyla savaşmaya çalışırken soruyorsun. Saatler önce sen gittiğinde hala buradaydı.
Sero dumanı yavaşça dışarı verip dudağını yalarken başını salladı. Neredeyse gözlerini deviriyordun.
"Benim için üstüne basar mısın?" Bunu yaptığında, sigaranın izmaritini betona doğru iterek, imza niteliğindeki sırıtış dudaklarında belirirken sorar.
Kolunu kapıya dayayarak başını hafifçe kaldırıp sana baktı. "Dışarısı çok soğuk, gel buraya."
Reddetmek ve eve gitmek istedin; uyumalıydın. Ama kaşını hafifçe kaldırıp sonunda onun sözünü dinlemeni beklemesine karşı koyamadın.
"Bir süre önce gitmiyor muydun?" Arabasının yolcu koltuğuna rahatça oturduğunda sordun. Havalandırmalardan üflenen sıcaklık bedeninin hızla ısınmasını sağladı.
"Evet ama kardeşin çok konuşuyor, dikkatim dağıldı." Sero başını koltuğa yaslayarak güldü.
Ne hakkında konuştuğunu tam olarak biliyordun, kardeşin rastgele saçmalıklar hakkında saatlerce konuşabilirdi ve her zaman Sero'yu da içine çekiyordu.
"Eve geç geldin, parti eğlenceli miydi?"
Yanıt olarak başını salladın, aslında orada ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordun. Bir bulanıklık gibi geçti ve içtiğin birkaç içki yardımcı olmadı. Bazı arkadaşlarınla beer pong oynamak dışında çok bir olay yoktu.
"Çılgınca değildi, aslında hepimiz erken ayrıldık, oldukça sıkıcı hale geldi." İnsanlar ayrılmaya başladıktan sonra ne kadar sıkıcı olduğunu hatırlayarak içini çektin, çok geçmeden senin arkadaş grubun da partiden ayrılmaya karar vermişti.
"Sıkıcı, hah? Beni görmek için erken gelmedin?" Sero alay etti, sırıtışı hala dudaklarındaydı. Onun sözlerine sadece kafanı sallayabilirsin, hem bu kadar sinir bozucu olup hem bu kadar yakışıklı olması çileden çıkartıcıydı.
