Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sizi kıymetli uykunuzdan uyandıran, uykusuzluktan dolayı başınızda hiç bitmeyen sancı değil ya da yan odada beşiğinde huzur içinde uyuklayan minik bebeğinizin şaşırtıcı derecede sessiz olan bebek monitörü de değildi. Yataktan kalkıp çocuk odasına gitmenize neden olan şey, yanınızda sıcak bir vücudun olmamasıydı.
Ay ışığının aydınlattığı koridorda parmaklarınızın ucunda yürürsünüz ve boyalı odaya girersiniz, küçük bal arıları duvarları süslemişti ve kızınızın başının üzerindeki bebek monitör ışığı hafifçe yanıyordu. Köşeye takılan petek şeklindeki gece lambası odayı aydınlatıyor, duvarda altıgen gölgeler dans ediyordu.
Orada, ayakta duran ve dikkatle beşiğe bakan kocanızın devasa bedenini görüyorsunuz. Kaşları hüsranla çatılmış, kıpkırmızı gözleri kızının titreyen göz kapaklarına kilitlenmiş ve uykusunda biraz ses çıkardığında nefesini tuttuğunu duyabilirsiniz. Arkasına geçtiğinizi duymadığını düşünüyorsunuz ama kollarınızı onun beline dolayıp yüzünüzü sırt kaslarına gömdüğünüzde homurdanıyor.
"Naber Papa Bear?" fısıldıyorsun, onu kollarınla hafifçe sıkıyorsun. Huysuzca fısıldayarak bir yanıt verdiğinde yüzünü sana dönmüyor ama iri elini karın kaslarının üzerinde bulunan senin elinin üzerine koyuyor.
"Bir ses çıkardı." diye homurdandı. Sırtına gülümsersin ve kürek kemiğine bir öpücük kondurursun.
"O bir bebek Katsu, gürültü yapacak." diyorsun basitçe.
Hareket etmiyor, siz onun kolunun altından geçip yan tarafıyla bütünleşirken değişen tek şey gözlerinin hızla size kayması. Her zamanki gibi sıcacık ve her zamanki dumanlı kokusuyla baş ağrınızı anında yatıştıran karamel vücut losyonunun kokusu burnunuza geliyor.
"Ağlayacak gibiydi." Parmağını onun tombul yumruğuna koyacakmış gibi hareket ediyor ama sonra hemen yapmamaya karar veriyor.
Tekrar kıkırdarsın, "Eğer ağlarsa onu bebek telsizinden duyarız. O zamana kadar dinlenmen gerekiyor. Bugün bütün gün devriyedeydin."Dinlenmesi gerektiğinden bahsettiğinizde ses tonunuz ciddi ve sorumlu bir hal alıyor.
Haklı olduğunu biliyorsun, o da biliyor. Bakugo da senin kadar yorgun olmalıydı, bebeğiniz uyuyamadığı için geç saatlere kadar ayakta kalıyor ve yine de dışarı çıkıp dünyayı kötü adamlardan korumak zorundaydı.
Kolunu beline dolamak için hareket ettirdiğinde, parmakları bilinçsizce kısa ipek elbisendeki bir iplikle oynuyordu. "İyiyim. Sadece onun yanında olduğumdan emin olmak istiyorum." diye mırıldandı, tekrar kaşlarını çatarak.
Bunu söylemesi hemen dikkatini çeker. Ona endişeyle bakarsın.
"Bu ne anlama geliyor?"
Cevap vermediğinde, yüzünü kavramak için ayak parmaklarının uçlarında durursun ve sana bakması için yüzünü çevirirsiniz. Şaka yapmadığınızı bildiği, ciddi konuları konuşurken olan 'anne' sesinizi kullanırsınız.
