BÖLÜM 2 - SNAPCHAT 2

5K 475 628
                                    

Helooo ben geldim :) Ay ilk bölüme verdiğiniz destek için çoook teşekkür ederim. Özellikle tepkilerinizi anlık olarak Snapchat üzerinden paylaşmanız beni aşırı mutlu etti bilesiiiiiin!

Neyse sizi fazla bekletmeden yeni bölümle baş başa bırakıyorum! Ama lütfen yorum ve oylarınızı unutmayın ♥️

Uyarı: Bölümün bir kısmında smut sahnesi bulunmaktadır ⚠️

Seviliyorsunuz

-M

🕊️

Akşam yemeğinde mutfağımızda sessizlik hakimdi. Küçük mutfakta yer kaplamaması için katlanabilir masa ve sandalyeler vardı. O kadar sert ve rahatsızlardı ki yemek yemek işkence gibi oluyordu. Bu sadece benim değil, annem ve babam için de geçerliydi. Babam sonunda sinirlenerek çatalını masaya attı.

"İnsan mıyız hayvan mıyız belli değil! Şu yemeğe, masaya bak! Tabak kırık ulan kırık!" Babam kenarı kırılmış tabağını sallayarak yemeği masaya dökerken sessizce yemeğimi yemeye devam ettim.

"Bu halde neden yaşıyoruz çok iyi biliyorsun Hekim," dedi annem sessizliğini koruyarak. Bu, babamı daha çok çıldırttı.

"Her şeyin sorumlusu benim! Tamam. Berbat bir insanım, babayım, kocayım."

"Koca lafını en sona atman. Sen busun işte." Annem de sinirlenerek çatalını fırlatırken ikisini umursamadan tabağımdaki yemeği bitirmeye devam ettim. Bir gece daha aç yatamazdım. Her ne kadar yağlı suya ekmek bandırmak gibi bir yemek olsa da karnımı doldurmam gerekiyordu.

"Kırık tabakta yiyoruz çünkü yeni tabak almaya gücümüz yetmiyor! Üçümüz çalışmamıza rağmen yetmiyor! Neden Hekim? Hadi söyle!" Annem çığlık atarken sonunda öfkeyle çatalımı ben de bıraktım. İkisine baktım.

"Kavga edin. Bu artık umurumda değil. Ama sessiz kavga edin. İtiraf sayfasını kaplamamızdan, her yerde durdurulup şikâyet duymaktan bıktım. O yüzden ya sessiz kavga edin ya da yemeğinizi yiyin."

Ebeveynlerime baktım. Gerçi şu an için onlar çocuk ben ebeveynleriydim. Onlar dağıtıyor, ben topluyordum. Yıllardır yer değiştirmiş durumdaydık.

Annem ve babam birbirlerine nefretle baktı. Sonra pes ederek çatallarını alarak yemeğe devam ettiler. Ama bu sefer benim iştahım kalmamıştı.

"Ders çalışmam lazım," diyerek masadan kalktım.

"Bu arada," dedim mutfaktan çıkarken. Annemle babam bana döndü. "Süheyla teyze sabah yine camı ve aidatı sordu."

"Yaptırmam ben o camı!" diye bağırdı babam. "Kavgada kırıldı o cam! Aidatla ödenmesi gerekiyor!"

"Ben de aynısı söyledim," dedim babama daha sakin bir ses tonuyla. Bu da onu sakinleştirdi.

"Durumu anlattım. Bu ay aidat vermeyeceğiz, karşılığında camı yaptıracağız. Yarın camcı gelsin anne."

"Tamam, kızım," dedi annem sessizce. Babam da cevap vermeyince mutfaktan çıkıp odama geçtim. Yorgun vücudumu yatağa bırakıp gözlerimi kapattım. Minicik bir an dinlenmek istedim ama Devrim ve Can buna izin vermedi. Odası üstümde olan Devrim rap şarkılarını son ses vererek beni sinir ederken odası altımda olan Can Valorant oynayıp kendinden geçerek bağırarak beni öfkeden deliye çevirmişti.

"Hani Delal Tosun'a gidecektin sen ya? Bir gece rahat uyumak istiyorum." Söylenerek yastığı kulaklarıma bastırdım.

Can'ın bu hallerini bilmeyen kızlar ona deli gibi âşık oluyordu. Halbuki her akşam oyun oynuyor, bağırıyor, anırarak gülüyordu.

SOLMUŞ MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin