Selamlar! Yeni bölüm geldi :) Oldukça uzun bir bölüm ve anlamlı! Can ile Nazlı'nın izledikleri filme dikkat edin çünkü gelecek bölümler için spoiler içeriyor.
Yorum ve oylarınızı bekliyorum!
Seviliyorsunuz
-M
🕊️
Efe ve Ece filmin sonuna kadar kalacaklarını söylerken ben alışveriş merkezi içinde boş boş dolanmaya başladım. Bazı mağazalara girip kıyafetlere baktım ama gördüğüm fiyatlarla elim ateşe değmiş gibi geri çektim. Sonunda da gezmekten yorgun düşerek kendime su alıp bir yerlerde oturarak kulaklığımı takıp beklemeye başladım. O sırada da etrafımdaki insanları izledim.
Herkesin bir derdi ve sorunu olduğunu biliyordum. Bazen okuldakiler sorunlardan bahsedip dert yakınırken bu kadar küçük şeyi dert ettikleri için onlara kızıyordum. Fakat sonra herkesin hayat standartlının ve alışkanlıklarının farklı olduğunu gördüm. Eskiden başkalarına özenir ve sahip olamadığım şeyler için yakınırdım. Şimdilerde sahip olduklarımla mutlu olmanın yollarını ya da isteklerimi yerine getirmenin yollarını aramaya başladım. Bunu yapmam gerekiyordu çünkü hayatı kendi kendime zindan edemezdim.
Olmuyorsa olmuyordu. Zorlayarak olunca mutluluk vermezdi. Buna aşkta dahildi. Sevmeyen bir insanı sevmeye zorlasan da o aşktan bir şey anlamazdın. Sevmiyorsa sevmiyordu. Evet, acı veriyordu ve seni üzüyordu lakin baş etmenin yollarını bulabilirdin. Onu fazla düşündüğün için öyle oluyordun. Başka şeylerle uğraştığında ya da kafanı seni sevenlere çevirdiğinde iş daha kolay oluyordu.
Kendi tabağına her ne kadar bakmak zor olsa da insanı güvende hissettirirdi.
"Of!" Fazla düşünmekten yanan beynimi havaya kaldırıp ateşi aşağılara indirmeye çalıştım. Kulaklarım müzik dinlemekten ağrımıştı. Kulaklıklarımı çıkarıp yerimden kalktım. Şimdiye kadar film bitmiş olmalıydı. Bu yüzden sinema katına çıkmaya karar verdim.
Yürüyen merdivenleri yönelip başımı yana yorgunlukla eğdim. Her ne kadar pis olduğu için elimizi yürüyen merdivene koymamamızı söyleseler de tutunmadan ayakta duramayacak kadar yorgun olduğumdan ben koydum. Gözlerim de kapanırken elimin üstünde bir başka el hissedince gözlerim hızlıca açıldı.
"Pardon," dedik aynı anda ellerimizi çekerken. Gözlerimi açtığımda Can'ı gördüm.
"Can," dedim burada olmasına anlam veremeyerek. Yürüyen merdivende ters istikamete bindiği için benden uzaklaşıyordu.
"Nazlı? Ne işin var burada?" dedi anlamayarak. Başını arkaya çevirmiş yukarıya çıkan bana bakmaya çalışıyordu. Yanında esmer bir çocuk vardı ama kim olduğunu çıkaramıyordum. Çocuğun gözleri bana değerken nereden tanıdık geldiklerini çıkarmaya çalıştım.
"Neyse gece on ikide görüşürüz!" Evet, herkesin içerisinde bağırdı.
"Salak," diyerek gözlerimi devirerek önüme döndüm.
Sinema katına geldiğimde onları çıkışta beklemeye başladım. Başta 1 Milyoncu'ya yakalanırım korkusuyla bu fikirden vazgeçerken sonra onu gizlice izleyerek kim olduğunu bulabilirim düşüncesiyle geri gelmiştim.
Kollarımı göğsümde bağlayıp beklemeye devam ederken sonunda insanlar çıkmaya başladı. Herkesi tek tek inceleyerek bir ipucu aramaya çalıştım fakat elim boş döndüm. Zaten salon karanlıktı ve çocuğun sadece gözlerini görmüştüm. Ayrıca düz siyah şapkası hiç yardımcı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLMUŞ MÜREKKEP
Teen FictionNazlı, Can, Ahmet ve Devrim. Her şey Nazlı'nın Snapchat'te Naz adında fake bir hesap açmasıyla başlamıştı. Aslında onun tek derdi platoniği ile st atmakken kendini 1 Milyon skoru olan bir çocukla konuşurken buldu. Üstünde bir de sakladığı sırrı ort...