Hello! Yeni bölüm geldi! Veee bir geçiş bölümüne geçtik :)
Yorum ve oylarınızı bekliyorum.
Yarın Hürü bölümü gelecek!
Seviliyorsunuz
-M
♥️
Can'ın mahalleyi terk etmesinin üzerinden bir hafta geçmişti. Okula tekrar döneli bir hafta olmuştu. Herkes eski hayatına kaldığı yerden devam ediyordu. Kimse olanları hatırlamıyor gibiydi. Dedikodular devam ediyor, zorbalar hız kesmiyordu. Kimse geçmişten ders çıkarmamıştı.
Hürü gelip benden özür dilemişti ama o bile günlük olan bir şeydi. Yine eski haline dönerek zorbalıklarına devam ediyordu.
Helya zaten okuldan atılmıştı. Onu artık görmüyorduk. Ahmet, Can gittiğinden beri kendinde değildi. Sanırım Can'ın giderken söylediği laflar çok ağrına gitmişti. En sevdiği insan tarafından en duymak istemediği lafları işitmişti.
Ailem son yaşanılanlardan ders çıkardığını düşünerek taşınma konusunda daha ciddilerdi. Öyle ki evi satmışlardı. Yeni ev sahibi çıkmamız için bize bir ay vermişti. Babam Elazığ'ıya giderek oradaki evin satın alım işlemlerini yapıyordu. Annem de heyecanlıydı.
Bir tek ben değildim.
Ama bu gidişle mecbur mahallemden ayrılacaktım. Başımı sokacağım bir ev artık yoktu ve tek başıma bir ev kiralayacak güçte değildim. Tam anlamıyla ne yapacağımı bilmiyordum.
Tek başıma kantine indiğimde aldığım çubuk krakeri kemirmeye başladım. Beynim o kadar doluydu ki ders çalışmak bile istemiyordum. Sadece böyle boş boş durmak istiyordum.
"Ada okula dönmeyecek mi artık?" Yan masadaki kızlardan biri. Hürü'nün arkadaşlarından Sueda idi. O da saçlarımı mahvedenler arasındaydı ama ön planda olmadığı için cezası sadece benim tarafımdan kesilmişti. Gerçi üstüne o kadar çok olay oldu ki benimki gümbürtüye gitti ama olsun.
"Dönmez o. Ayrıca bahane olur onlar için." Bu konuşan da Işıl'dı. Hürü'nün bir diğer arkadaşı.
"Neden dönmez ki?" diye sordu Sueda. Hürü onları dinlemiyor gibi telefonuyla uğraşsa da kulakları ondaydı.
"Hale teyze buradan hep taşınmak istiyordu. Onlar için bahane oldu. Kızımız intihar etti derler." Işıl elini öylesine geçiştirircesine sallarken birinin hayatını bitirecek olan eylemi bu kadar basit söyleyebilmelerine şaşırmıştım.
"Hatta var ya intihar bile etmemiştir. Annesi uydurmuştur. Elime geçen fırsatı değerlendireyim demiştir." Sueda çok komik bir şey söylemiş gibi gülerken Işıl da ona katıldı. Gözlerim Hürü'ye gitti. Canların evine ağlayarak gelen o kız şimdi tüm bu konuşulanları umursamıyormuş gibi davranıyordu. O zaman mı rol kesiyordu şu an mı rol kesiyor anlamıyordum. Gerçi bunları da artık umursamak istemiyordum.
Neyse ki zil çaldı da daha fazla maruz kalmadan yerimden kalkarak sınıfa gittim. Herkes etrafta koşuştururken hocaların sınıfa sokmaya çalışma sesleri geliyordu. Sırama oturduğumda gözlerim Ahmet'e kaydı. Öyle bomboş bir şekilde yanındaki boşluğa bakıyordu.
Can'ın boşluğuna.
Yanımdaki boşluğa bakarken içim hüzünle doldu. Şu an neredeydi ve ne yapıyordu bilmiyordum.
"Geçin yerlerinize hergeleler! Sınav senesinde olduğunuz bile belli olmuyor. Biz başımızı kitaplardan kaldıramazdık." Hoca sınıfa girerken içeriye diğerlerini de soktu. Dinlenmeden ders anlatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLMUŞ MÜREKKEP
Novela JuvenilNazlı, Can, Ahmet ve Devrim. Her şey Nazlı'nın Snapchat'te Naz adında fake bir hesap açmasıyla başlamıştı. Aslında onun tek derdi platoniği ile st atmakken kendini 1 Milyon skoru olan bir çocukla konuşurken buldu. Üstünde bir de sakladığı sırrı ort...