BÖLÜM 55 - EN SEVDİKLERİM 2

2.3K 248 160
                                    

Yeni bölüm geldi! Kitabımız da satışa sunuldu ve herkese yavaş yavaş ulaşmaya başlarken ben de elimden geldiğince hızlıca bölümleri vereceğim :)

Yorum ve oylarınızı bekliyorum!

Seviliyorsunuz

-M

♥️

Bugün de o günlerden biriydi. Uygulamaya girip Can mesajımı okumuş mu diye baktığım diğer günler gibiydi. Aynı hüsranlıkla devam etti. Can mesajlarımı görmedi. Ya gerçekten hesaptan çıktı ya da kendini hazır hissetmedi. Bir şekilde o mesajları okuyacaktı, biliyorum.

Bilmek istiyorum.

Her şeye rağmen bugün de gözlerimi açmayı başarmıştım. Kahvaltımı yapmış ve hayat koşuşturmacasına dalmıştım. Sınav derdini de bitiren insanlar tatil yerlerine akın ederken ben çalışıp kül olan dükkanımızı düzeltmek için çabalamıştım.

İç tadilatı bitmiş ve boyaması kalmıştı. Boyamayı yaptıktan sonra adama dükkanını teslim edecektik. Elbette bize geri vermeyeceğini söylemişti. Pek de umurumuzda değildi. Gelecek planımızın ne olduğunu bilmiyorduk ama bizimkilerin konuşmalarından anladığım kadarıyla bir işe girip çalışmayı düşünüyorlardı.

Kulaklarımı takmış dükkanı boyarken bir yandan da Can'ın ne zaman geri dönüş yapacağını düşünüyordum. Ta ki biri kulaklığımı çekene kadar.

Ani hareketle ürkerek zıpladım. Başımı yana çevirdiğimde bana sırıtan Ahmet'i gördüm. Doğru mu görüyorum diye bir kez daha baktım ama oydu.

"Ahmet?" dedim soru sorarcasına. O daha cevap veremeden Devrim elinde koliyle dükkana girdi.

"Bunları nereye bırakayım? Valla eve kadar taşıyamam çünkü asansör yok," diyen Devrim koliyi yere bıraktı. Ben daha Devrim ve Ahmet'i görmenin şokunu atlatamazken dükkana Efe ile Ece poşetlerle girdi.

Bir arada olmasının mantıklı bir açıklaması olmayan dörtlü karşımdaydı. Bu demek oluyordu ki ben rüya görüyordum.

"Rüya değil," diyen Ahmet iç sesime cevap verebildiğine göre kesinlikle rüya görüyordum.

"İnanması güç ama rüya değil liseli. Pardon lise mezunu." Efe sırıtarak göz kırparken ağzım sonuna kadar açıldı.

Bu gerçekti! Dördü de buradaydı. Elazığ'dalardı. Yanıp kül olan dükkanımızın içindelerdi.

"Siz... nasıl? Nereden?" Konuşamayacak kadar şoke girmiştim.

"Yardıma ihtiyacın olduğunu duyduk. En sevdiklerin yanında bitti," diyen Ece bana göz kırptı. Onlarla kötü ayrıldığımı hatırladım. Buna rağmen zor zamanımda yanıma gelip bana destek olmuşlardı. Bu hareketleriyle kendimden utanmama sebep olurken bir yandan da mutlu etmişlerdi.

İyi ki varlardı.

-*-

Devrim, Ahmet, Efe, Ece ve sürpriz yumurta gibi ortaya çıkan Engin amca ile Belkıs abla bile gelmişti. Elleri yemek tencereleri ile doluydu. Annemin onu görürken ki yaşadığı mahcubiyeti unutamıyordum. Yaptığı işten dolayı onu yargılarken şimdi en zor zamanında elinden tutan kişi o olmuştu. Aradaki yargıları kenara koyduklarında ise birlikte iyi anlaşmışlardı. Babam da Engin amca ile dışarıya çıkarken biz beşimiz dükkânın boyama işini ele almıştık.

"Evet solmuş gençlik sizi canlandırma görevi bana düşüyor!" Efe telefonunu hoparlöre bağlayıp hareketli bir müzik açarken olduğu yerde salak gibi dans etmeye başladı.

SOLMUŞ MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin