BÖLÜM 10 - KUTSALLAŞTIRMA 3

3.2K 402 362
                                    

Yeni bölüm geldi! Nasılsınız bakalım? Bu bölüm de oldukça heyecanlı ve güzel olacak benden söylemesi : )

Neyse sizi çok tutmayacağım. Sadece yorum ve oylarınızı beklediğimi hatırlatmak isterim.

Seviliyorsunuz

-M

🕊️

Gözyaşları içerisinde servis yapan bana herkes acımış ve yüksek bahşiş vermişlerdi. Karanlık işlerle meşgul olan adamların aynı zamanda ağlayan liseli kızlara karşı zaafı varmış. Öğrenmiş olduk.

"Biraz da benim masalarda ağlasana. Dehşet bahşiş kazandırıyor," dedi Efe bana takılarak. Onu itip masama yeni siparişi götürdüm. Ben burada acının da acısını yaşarken onun böyle eğlenmesi sinirlerime dokunuyordu.

Burnumu çeke çeke yeni bir masanın ödemesini alırken adamlar halime bakıp ekstra bahşiş koymuşlardı.

"Sağ olun," diye mırıldanarak bahşişi aldım. Adamlar kalkıp giderken kafeye yeni kişiler geldi. Gidenin yeri doldu derken birden içerisi insan doldu ve bir curcuna çıktı.

"Ne oluyor?" dememe kalmadan adamlar silahlarını çıkardı. Bağırarak bir masanın altına girerken Ece içeriye kaçtı.

"Nazlı buraya gel!" Efe kolumdan tutup saklandığım yerden çıkarıp arka tarafa doğru gitmemde yardımcı oldu. Selo silah çekenleri sakinleştirip konuşmaya yöneltirken Ece ile arka tarafta onları izliyorduk. Efe beni bıraktıktan sonra Selo'nun yanına gidip konuşarak ikna etme çalışmalarına katıldı. İki grup arasında sözlü bir kavga çıkarken olay büyüyecek gibi duruyordu.

"Bir şey olur mu Ece?" diye korkuyla sordum.

"Burada çıkan ne ilk ne de son kavga. Merak etme," diye beni teselli etti ama o da korkuyordu. Gözleri kardeşindeydi.

"Beyler lütfen çıkalım," dedi Selo dışarıyı göstererek. Herkes çıkarken içlerinden biri ötekine laf attı. Adam lafa dayanamayıp bıçağını çıkardı. Korkuyla bağırırken Efe araya girip adamı sakinleştirmeye çalıştı.

Olanlar zaten işte o anda oldu.

Bıçak Efe'nin karnına saplanırken Ece, "Efe!" diye bağırdı.

Elim ağzımda olanlara bakarken Efe Selo'nun kollarına yığıldı. Adamlar koşarak kafeden kaçarken saklandığım yerden çıkıp Efe'nin yanına gittim.

"Efe? İyi misin?" dedim ağlayarak. Yüzü bembeyaz olmasına rağmen sırıtıyordu salak.

"Üzüldün mü benim için liseli?" dedi. Espri yapabildiğine göre pekte bir şey olmamıştı.

"Salak," dedim burnumu çekerek.

"Kesik derin mi?" diye sordu Ece yara üzerine baskı yaparken. O kadar sakindi ki bunu daha önce defalarca kez yaşadığını anlayabiliyordum.

"Doktora gidecek kadar derin değil. Hadi içeriye taşıyalım," dedi Selo. Efe'nin iki tarafına geçip ona yardımcı olurlarken böyle bir şeye ilk defa tanıklık ettiğim için olanları algılamaya çalışıyordum. Bunu yaparken de beynimin yanmasına sebep oluyordum.

Az önce silahlı adamlar kafeyi basmışlardı. Bıçaklar çekilmişti. Efe bıçaklanmıştı.

Sırada ne var?

"Yarayı dikmeliyiz." Beynimin sorduğu soruya cevabı Ece vermişti. Doktora gitmeden burada mı dikeceklerdi?

"Nasıl olacak o?" dedim kaşlarımı çatarak.

SOLMUŞ MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin