BÖLÜM 27 - REGIONAL 1

3.5K 358 774
                                    

Gerçekten uzun bir bölümle karşınızdayım o yüzden bol yorum bekliyorum :)

Bu arada yeni karakterle yapılan afişimiz nasıl olmuş?

Ben çok beğendim. İstanbul'da bir lansman yapmaya çalışıyorum ve karakterlere de gelmeleri için teklifte bulundum. Can hariç hepsi dönüş yaptı Can da dönse rahatlayacağım hahahaha.

Karakterleri merak edenler için hesapları:
Devrim: oguzzguney_00
Ahmet: 7dukhan
Nazlı: azraakbasli

Can için Barkın Çevik ile görüşüyoruz. Netleşince haber vereceğim.

Seviliyorsunuz

-M

🕊️

Akşam kafeye giriş yaparken kafamda hâlâ Can vardı. Daha doğrusu teklifi vardı. Şey, bir açıdan bakıldığında oyun için yapılan bir teklifti ve ben daha bir şey diyemeden hocaya gidip ismimi yazdırmıştı. Neyse, en azından anahtarlığı geri almıştım.

"Nerede kaldın liseli?" Efe'nin sesiyle ona döndüm. Masaları silerken merakla bana bakıyordu. Aslında geç kalmamıştım sadece her zaman geldiğim gibi erken gelmemiştim çünkü otobüsten buraya kadar olan yürüme mesafesini düşünmeyle geçirmiştim.

"Kafam çok dolu," derken bir sandalye çekip çöktüm.

"Selo yok mu?" diye sordum onu göremeyince. Efe hayır anlamında başını salladığında, "Nerede peki?" diyerek yeni bir soru yönelttim.

"Bugün özel müşterileri özel yerde ağırlayacak. O yüzden kafe bize emanet." O özel yerin ve özel müşterilerin ne olduğunu merak etmiyor ve bilmek istemiyordum. Çalıştığım yerin tekinsizliği bana yetiyordu.

"Nazlı! Nerede kaldın kızım be!" Ece beni görünce sevinçle bir çığlık atıp hemen yanımdaki sandalyeyi çekti. Efe'nin hallerine bakılırsa uzun bir süredir böyleydi. Dün sinemadan sonra öyle detaylı bir konuşma da yapamamıştık.

"Eee? 1 Milyoncu filmden sonra bir şey dedi mi?" Ece ellerini çenesinin altında birleştirirken ödül bekleyen yavru köpeklere benziyordu. Onu neye benzettiğimi duysaydı beni keserdi.

"Yazdı mı bilmiyorum çünkü bakmadım," diyerek gerçekleri söyledim. Bundan hoşlanmadığını dudaklarını büzerek gösterdi.

"Kızım niye bakmıyorsun? Çocuk ile harika vakit geçirdik! Fake Naz geçirdi yani."

"Çocuğun sesini bile duymamışsın. Yanında heykel gibi oturmuş." Efe söylenerek bezi Ece'nin kafasına attı. Ece bezi alıp ona hareket çekerken atışmalarını gülümseyerek izledim.

"Ama beni dinledi. Ayrıca kokumu beğendi. Hatta markasını sordu. Fotoğrafını çekip göndereceğim diye söz verdim." Kendi kendine konuşan Ece cebinden tester gibi duran minik bir parfümü çıkarıp masaya yerleştirdi. Sonra kendi bedeniymiş gibi bedenimi elleyip telefonumu cebimden çıkardı. Telefonu bana çevirdiğinde ne yapmaya çalıştığını anlamak imkansızdı.

"Yüzünü niye okumuyor bu? Bozuldu mu?" Telefonu bir de sallamaz mı? Efe ile aynı anda bakışıp gözlerimizi yuvarladık.

"Aaa bu ellemeli!" diyen Ece telefona parmağımı okuttu ve Fake Naz'ın hesabına girerek 1 Milyoncu'ya parfümün fotoğrafını attı. Sonra da tişörtünü iyice sıyırıp parfümü sıkar gibi yaparken fotoğrafını çekip gönderdi.

SOLMUŞ MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin