SOLMUŞ MÜREKKEP

BÖLÜM 48 - HÜRÜ

Yeni bölüm sizinle. Uzun zaman oldu biliyorum o yüzden akşam bir bölüm daha gelecek ve bu hafta her gün bölüm atmaya çalışacağım.

Seviliyorsunuz

-M

♥️

Biliyorum, beni sevmiyorsunuz.

Bunu umursamıyorum da.

Umursamış olsam da bunu asla bilmeyeceksiniz.

Bana ne sizin duygularınızdan düşüncelerinizden? Sizi önemseyerek kendimi ikinci plana atamam ben. Kendim her şeyden önemliyim.

"Amma kendini beğenmiş kız," diyebilirsiniz. Umurumda bile değil. Başkalarının düşünceleriyle yaşamayı bırakalı çok oldu demeyeceğim çünkü hiç öyle biri olmadım. Ama yine de tüm hikâyeyi her ağızdan dinlemeniz gerektiğini düşünüyordum. Yoksa zahmet edip size mürekkebi solacak olan bir mektup yazmazdım.

Ben Hürü.

Sakatlandığı için boksörlüğü bırakmak zorunda kalan bir baba ve ev hanımı olmak için dünyaya getirilmiş olan bir annenin yetiştirdiği kişiydim.

Annem Zehra ortaokula kadar okumuş, sonrasında evde tutularak ev hanımı olmayı öğrenmişti. Anneannem öyle yetirmiş. Güzel yemek yapan, temizlikte bir numara olan, kocasının tüm ihtiyaçlarını eksiksiz olarak karşılayan biri olmuş. Anneannem ona bunu aşılamış. Gerçek bir kadının böyle olacağını söylemiş. Eğer böyle olursa kocasının ona el bebek gül bebek bakacağını söylemiş.

Annem demesine göre mahallenin en güzel kızıymış. Ayrıca en gizemli olanıymış çünkü dışarıya neredeyse yok denilecek kadar az çıkarmış. Çıktığında ise tüm erkekler sokaklara çıkarmış. Valla bazen abarttığını düşünsem de insanların nasıl varlıklar olduklarını keşfettikçe anneme hak veriyordum. Sonuçta annem onların gözlerinde nadir görülen bir varlıktı. Bu yüzden değerli hissettiriyordu.

Annemin isteyen çok kişi olmuş ama anneannem hepsine hayır demiş. Kızı daha iyilerine layıkmış. Böyle olunca da herkes anneme talip olmaya başlamış. Babam o sıralarda boksör olduğu için turnuvalara katılıyormuş. Evlilik pek umurunda olan bir şey değilmiş. Tek amacı boksörlükmüş. Babaannem annemi çok beğeniyormuş ve babama sormuş. O da ne isterse yapabileceğini zaten evliliğin onun için formalite icabı olduğunu söylemiş. Yani bizim anlayacağımız dille, "Ben gönlümü dışarıda hoş edeceğim. Eve kimi koymak istiyorsan koy," demek. Babaannem anneanneme gidip rüyasında annemle babamın evlendiğini, nikah şahitlerinin de melekler olduğunu söylemiş. Bana sorarsanız kadın fena sallamış. Ama anneannem bunu yutmuş. Bence babam boksör olduğu için zenginliğine tav oldu. Bir de sürekli turnuvalar için evde olmayacak, tüm ev anneme kalacak sandı.

Neyse iki kadın kafa kafaya verip bunları evlendirmiş. Babam annemi düğün günü görürken akşamında üstünü değiştirip dışarı çıkmış. Annem kendisine öğretilen tek şey ev hanımı olmak olduğu için ne yapacağını bilememiş. Babam eve gelmiyormuş ama bunu annesine söyleyemediği için yalanlar uydurmuş. Sonra babaannem şuram ağrıdı buram ağrıdı bahanesiyle annemi hep evine çağırıyormuş. Evi toplatıp yemek yaptırıp geri gönderiyormuş Hatta misafirleri geldiğinde yemekleri anneme hazırlatıp sonra da çok çalıştığını söyleyip dert yakınıyormuş. Annem hep sessiz kalmış.

"Aman huzur bozulmasın," demiş. Ama annem huzur bozulmasın diye sessiz kaldıkça üstüne basmışlar. Babam onu yemeklerini yapan, kıyafetlerini yıkayan, temizliğini yapan biri olarak görürken bazı günler babaanneme hizmet etsin diye evine gönderirmiş. Annem eve geri geldiğinde kadın kıyafetlerini bulurmuş. Önce babama hesap sormaya çalışmış.