(Play me slow
Push up on this funk and give me miracles
(Let ya body know)*
"Herhangi bir gelişme olduğunda ekibimizle birlikte sizi bilgilendireceğiz. İyi günler." diyip Jimin kürsüden inerken dört bir yandan gelen sorular ve kameraların flaşları da onun adımlarını takip ediyordu. Basın mensuplarının bağırarak sordukları soruların arkası da kesilmiyordu.
"Bay Park! Her sene görevli olan dedektifin değiştirilmesinin bir işe yaradığını düşünüyor musunuz?"
"Omega olmanızın görevinizi nasıl etkileyeceği konusunda bir yorumunuz var mı Bay Park?"
"Jeon çetesinin yıllardır yakalanamasının emniyet güçlerine olan saygının yitirilmesi hakkındaki yorumunuz nedir?"
Jimin doğrudan içeri yönelirken arkasından gelen polisler ve güvenlik görevlileri, basın mensuplarının onu içeri takip etmesine engel olmuşlardı.
Sinirden ölecekmiş gibi hissediyordu.
Çeteyi yakalamaya yaklaşmak şöyle dursun, Jeon Jungkook'un kendisiyle karşılaşmıştı ama bir bok yapamamıştı. Zayıftı. Zayıf olmamalıydı ama zayıftı işte hala. İki yanında sıktığı elleriyle kimseyle konuşmadan odasına ilerledi.
Etraftaki insanların da onun hareketlerini izlediğini görebiliyordu. Siktir. Çok can sıkıcıydı. Herkes o gece yaşananları biliyordu ve Jimin emindi ki içlerinden bazıları o gece Jungkook'la karşılaşan bir alfa dedektif olsaydı, bugün bu konumda olmayacaklarını düşünüyordu.
Odasına girip kapıyı istemsizce çarptı. Odasının dört bir köşesi Jeon çetesi üyelerinin hareketleri, bağlantılı oldukları kişiler, işledikleri suçlar, suç mahallerine ait fotoğraflarla doluydu. Masasına yaklaştığında üstüne Seoul Ulusal Bankası'nın kasasının fotoğraflarının koyulduğunu gördü. Sinirle hepsini yere fırlattı.
Ardından arkasındaki kapının açıldığını duydu. Beta içeri girmeden bile Jimin kim olduğunu biliyordu. Jimin bu kadar sinirliyken içeri girmeye cesaret edecek tek kişi vardı bu ofiste. Polis memuru Kim Taehyung.
"Amirim," dedi beta kafasını odaya sokup, Jimin arkasını dönmedi. "Gelebilir miyim?"
"Gel." dedi Jimin katı bir sesle. Ardından arkasını döndü yavaşça. Taehyung'un yüzünde acı bir gülümseme vardı. Ama endişeyle Jimin'e bakıyordu.
"Senin hatan olmadığını biliyorsun değil mi?" dedi Taehyung Jimin'e bir adım yaklaşırken. Jimin de bakışlarını betanın yüzüne çevirdi.
"Herkesin benim hatam olduğunu düşündüğü belli." Keyifsizce güldü.
"Üç hatta belki dört kişilermiş Jimin. Tek başına hepsiyle baş etmen bir mucize olurdu." Taehyung şimdi ellerini ceplerine koymuş duruyordu. "Üstelik bunlar normal kişiler değil, her biri çetenin üst sınıfından silahlı ve tehlikeli kişiler. Biri Jeon Jungkook'un ta kendisi, biri ise Smile."
"Mucizelere ihtiyacımız var Taehyung bunu sen de biliyorsun." dedi Jimin ellerini saçları arasından geçirirken. "İki aydır hiçbir ilerleme kaydedememişken parmaklarımın arasından kayıp gittiler."
"İki ay! Bu adamı bulmak için bu kadar süre harcadım. Planlar yaptım ve önüme çıktığında ne yaptım? Salak bir sakinleştiriciyi bile fark edemedim." Jimin masanın arkasına geçip sandalyesine oturdu.
"Şimdi kim bilir bir daha ne zaman ortaya çıkacak? Ya da çıkacak mı?"
Taehyung hala elleri ceplerinde karşısındaki omegayı izliyordu. "Öyle deme. Elbette başka bir şans elde edeceğiz. Şu ana kadar çok iyi gidiyordun, şimdi de öyle devam edecek."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next to You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1