(Screaming, I testify that)
*
"Emrime amedesin demek?" derken Jimin başını yana eğmiş, kısık gözleri arasından Jungkook'a bakıyordu.
Aralarındaki mesafe gerçekten çok azdı. Daha da yakınlaşmışlardı ve alfanın onun gözlerinden dudaklarına kayan bakışlarıyla kafasını sallarken yutkunduğunu gördü Jimin.
O da yüksekti işte.
Gülümserken, alfanın kollarına koyduğu ellerini kaydırarak göğsünün üst kısmına getirdi. Jungkook'un teri biraz da olsa kurusa da, hala ıslaktı. Elleri göğsüyle temas eder etmez, nefesini tuttuğunu hissetti karşısındakinin.
Kirpiklerinin arasından Jungkook'a bakarken dudağını ısırdı. Alfa, büyümüş göz bebekleriyle her hareketini takip ediyordu. Kafasını sallarken konuştu. "Evet. Ne istersen."
Jimin gerçekten ne isterse yapmasına izin vereceğini biliyordu alfanın. Ve açıkcası aklından bir sürü şey geçiyordu.
Utanıyordu, gergindi ama aynı zamanda istiyordu. Daha önce hiçbir alfanın yanında yapmadığı şeyleri bu adamla yapmak istiyordu. O yüzden Jungkook'un göğsündeki ellerini yavaşça aşağı kaydırırken, göz temasını kesmedi ve fısıltıyla konuştu. "Peki."
Elleri Jungkook'un kaslarından kayarken, gözlerini oraya çevirdi. Minik elleri, alfanın sert ve ıslak karnında hareket ederken, daha da minik görünüyordu. Ama Jungkook'un göğsünün nefes hareketleriyle inip kalkmayışından alfanın nefesini kesmiş onu izlediğini çok iyi biliyordu.
Öyle bir etkisi vardı ki bu adam üzerinde, tek dokunuşuyla donakalıyordu. İstediği an onu çevirip döndürecek, istediğini yaptıracak gücü olsa da kendini geri tutuyordu alfa.
Ellerini daha da aşağı kaydırdığında, şimdi Jungkook'un halihazırda hafifçe aşağı düşmüş eşofmanının üstüne gelmişti.
İndirmek istiyordu. İndirmek ve önünde diz çökmek.
Parmaklarını eşofmanın lastiğinin altına soktuğunda, alfanın derin bir nefes aldığını duydu. Gözlerini kaldırıp onu izleyen adama baktığında, ona bakan bakışlar karanlıktı ve omeganın parmaklarının olduğu yerdeydi. Alt dudağını hafifçe ısırmış ama ağzı aralıktı.
Sakin kalmaya çalıştığı çok belliydi.
Bu hali nedense Jimin'in çok hoşuna gitti. Jungkook'un ses çıkarmadan onu izlemesi, kontrolün onda olması hissi, alfanın nefesini kesebilmek. Kendisinin de nefesini kesiyordu bu.
Jungkook ne istersen yapabilirsin demişti, öyle değil mi?
O zaman eşofmanını aşağı indirirken ondan izin almasına gerek yoktu.
Parmaklarını doladığı lastik kısımdan tutup, yavaşça indirirken gözlerini alamıyordu.
Eşofmanı eğilmeden indirebildiği kadar indirdirse de, Jungkook geri kalanını da bacaklarından kendi çıkarıp, eşofmanın ayakları dibinde birikmesini sağlamıştı. Şimdi çoktan sertleşmiş olan alfanın iç çamaşırındaki büyüklüğü gördüğünde dizlerinin titrediğini hissedebiliyordu. Sadece iç çamaşırıyla kalan alfaya bakarken ağzı sulanıyordu.
Tek istediği, diz çöküp onu ağzına almaktı.
Jungkook'un merakla ve ilgiyle onu izlediğini bildiğinden, kafasını tekrar kaldırıp alfanın gözleriyle birleştirdi ve belindeki elleri çözdü. Alfanın tek kaşı kalkmıştı şimdi ama hala nefessiz bir şekilde Jimin'e bakıyordu. Ne yapacağını tahmin edemiyor gibiydi omeganın. Ama ne yapmak isterse onaylayacağı kesindi.
![](https://img.wattpad.com/cover/346333006-288-k148344.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1