(When it's deep like DNA
Something they can't take away, ayy
Take-take-take-take-take-take off)*
Uyarı! Bu bölüm pedofili içeriyor. Kötü olarak gösteriliyor tabii ki ama yine de rahatsız olanların okumasını önermiyorum. Tekrardan söyleyeyim, bu hikaye 18 yaş ve üzeri için uygundur.
*
Soğuk.
Tek düşüncesi buydu arabayı park ederken. Elleri direksiyonu kavramış, öne doğru eğilmiş şekilde eski hastanenin kapısına bakıyordu şimdi.
İçeri girecekti ve her şey bitecekti. Ailesi oradaydı.
Anahtarı çekti ardından üstteki aynayı indirdi ve gözyaşlarını temizledi. Zayıf olabilirdi ama zayıf gözükmeyi reddediyordu.
Aynayı kapatıp derin bir nefes aldı ve kapıya uzandı. Çıkarken kilitlemeye gerek duymadı. Geri binmeyecekti nasıl olsa.
Çok eski duruyordu karşısındaki bina ve tamamen terk edilmiş. Adresi bulması bile uzun sürmüştü bu şehire alışık olmadığı için ama yine de son hızla sürmüştü. Gwangju'nun da dışında kalıyordu zaten.
Ama bu görüntüye ters düşecek şekilde hastanenin çevresinde park edilmiş arabalar vardı. Pahalı arabalar.
Hepsini bir arada görmeniz neredeyse imkansız olan, lüks bir galeriye aitmiş gibi gözüken arabalar.
Şaşırtıcı değildi. Jaemin ve adamlarının burada olduğunun kanıtıydı sadece. Daha fazla oyalanmak istemediği için sert adımlarını girişe çevirdi.
Kapıyı açtığında hala karanlıktı. Telefonunu çıkarıp flaşını açacaktı ki kolunun tutulduğunu hissedip kafasını kaldırdı. Geri çekmeye çalışsa da, sertçe tutulmuştu.
Gözleri, yanındaki adamla birleşince nefesi kesildi.
"Taehyung."
Sertçe ileri doğru çekiliyordu şimdi. Daha içeriye. Beta konuştu. "Gel."
Yüzü darmadağındı Taehyung'un. Kan kokuyordu. Başta kim olduğunu tanıyamamıştı bile Jimin. Hem karanlıktan hem kandan.
Ses etmeden ileri doğru çekmesine izin verdi ama onu. Taehyung'tan çıktığını biliyordu zaten ailesinin yerinin. O yüzden şaşırmaması gerekirdi ama aptal kalbi yine de sızlıyordu. Özellikle betanın her nefes alışında boğazından yükselen hırıltıyı duyduğunda.
İşkence görmüş gibiydi.
Karanlıkta bir süre yürüdükten sonra ağır bir kapıyı açtı önündeki beta ve devasa genişlikte bir salona giriş yaptılar.
Işık o kadar parlaktı ki, gözlerini kapattı anlık Jimin. Her yerde kristallerle dolu süsler, ışıklar, avizeler vardı. Ve tavanı tamamen kaplayan aynalar. Ama omeganın gözü tüm bunların ortasında oturan, kral tahtı gibi bir gözüken mobilyaya kaydı. Ve o tahtın dibindeki kişilere.
Annesi, babası, abisi ve tanımadığı bir kadın bu altınların, şatafatın içine ait olmadıkları bariz bir şekilde yerde birbirlerine tutunmuş bir şekilde oturuyorlardı. Etrafları kalın halata benzer bir iple çevriliydi, ağızları birer bantla kapatılmıştı ve gergin oldukları belliydi. Ama Jimin bir yerlerinde hasar göremiyordu. Biraz da olsa rahatladı. Gecikmemişti.
Ardından gözleri bu sefer o tahtta oturan kişiye ve etrafındaki geniş, yine şatafatlı koltuklarda ona bakar şekilde oturmuş insanlara kaydı. Tanıdık yüzler vardı içlerinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1