56# (m)

2.9K 300 168
                                    

(We'll survive the test of time)

*

(Lütfen bir önceki bölümü okuduysanız bile, tekrar okuyup ikisini beraber okuyun)

*

Dudaklarının birleşmesiyle kendini kaybetse de, alfanın aklından geçenler başkaydı. Jimin tekrardan geriye doğru itildiğini ve Jungkook'un elleriyle bacaklarını araladığını hissedince inlemesini bastıramadı. "Ah..."

Sertliğini bacaklarının iç kısmında hissedebiliyordu, ama onun aklında yapmak istedikleri hala bitmemişti. Kollarını karşısındaki adamın boynuna sararken, vücudunu koltuktan geri itti. Yatmayacaktı. Her ne kadar bunu da çok istese de, bu gece başka bir şey deneyecekti.

Jungkook ise omeganın onun isteği doğrultusunda yatmayışına anlam verememiş gibiydi. Dudaklarını geri çekerken kırmızı gözleri ve kızarmış dudakları aralık halde Jimin'e bakarken konuştu. Tehlikeli gözüküyordu. "Geriye yaslan ve aç bacaklarını omega. Şimdi vazgeçmek yok."

Jimin ise karşısındaki adamın yükselmiş görüntüsüne bakarken dikkatini toplamaya çalıştı ve gülümsedi. "Vazgeçen kim?"

Alfa bu cevapla tatmin olmuşa benziyordu. Jimin'i tekrardan yatırmaya çalışırken omeganın tekrardan direnmesi sonucunda ise, şimdi kaşları çatılmıştı. İki elini de karşısındakinin beline koyup gözlerine bakarken, kafasını yana yatırdı. "Neden yatmıyorsun?"

Jimin yapmak istediği şeyi söylemek için cesaret toplamaya çalışıyordu ama alfanın onun her hareketini izleyen bakışları işini hiç kolaylaştırmıyordu. O da istediğini söylemeyi değil de, göstermeyi tercih etti. Bir kez daha.

Jungkook'un üstüne doğru hareket edip, onu geriye yaslarken şimdi alfanın sırtı koltuğa yaslanmıştı. Jungkook bir süre ne olduğunu anlamaz şekilde ona baksa da, bulundukları pozisyon, Jimin'in üstüne oturmuş olduğu şeyin hissiyatı ve çıplak tenlerinin temasıyla uzun sürmedi jetonun düşmesi.

Bakışları kararırken, omeganın belindeki elleri sıkılaştı ve kucağındaki vücudu kendine yasladı hızlıca. Omega birden alfaya doğru çekilmeyi beklemediğinden, afallamıştı. Yüzleri arasında santimler vardı şimdi. Jungkook tek kaşını kaldırırken dudaklarında minik bir gülümseme belirmişti şimdi. "Oh? Kucağımda zıplamak istiyorsun."

Ne? Jimin utancından öleceğini düşündü. Anında yanaklarından kulaklarına kadar kızarmıştı. Hatta bütün vücudu. Şok içerisinde alfaya bakarken, kollarını ensesine doladığı yerden geri çekmeye başlamıştı ki, belindeki kollar göğsünü sarmaladı. Jungkook yüzündeki gevşek gülümsemeyle ona bakarken, hiç utanması yoktu alfanın. Çok ama çok eğleniyor gibiydi hatta. Gözlerindeki açlık ise daha da belirginleşmişti. Omeganın kulağına yaklaşırken konuştu.

"Önce önümde eğilip," duraksadı ve parmaklarını Jimin'in dudaklarına götürdü. "Beni bu minik ağzının içinde istiyorsun."

Jimin bakışlarını ondan ayıramasa da, transta gibiydi. Alfanın dokunduğu her yer yanıyordu. Salonun ortasında çırılçıplak bir şekilde kucağında otururken, yükselmiş feromonlarını ciğerlerinde solurken, yanıyordu.

Jungkook geri çekilip diğer kulağına doğru ilerlerken, dudaklarında hala gülümsemesi vardı. "Ardından kucağıma tırmanıp, alfanın penisinde zıplamak mı istiyorsun?"

Jimin'in nefesi kesilmişti. Öyle bir atmosfer, öyle bir ortamdı ki. Karşısındaki adamın dedikleri, vücudunu o kadar ateşe veriyordu ki. Jungkook onu öyle yükseltiyordu ki, aklını yitireceğini sanıyordu. Etkilenmiş bakışları, alfanın parlayan gözleriyle buluştuğunda Jungkook sırıttı.

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin