(They can't divide us)
*
"Beni sinir etmek için yapıyorsun, bırak o paketi Jungkook!" derken Jimin şimdi uzanıp alfanın resmen parmakladığı vanilya paketini almaya çalışıyordu.
Jungkook'un eli ise, omeganın uzanamayacağı kadar yukarı kalkmış, uzanan haline gülümsüyordu Jimin'in. "Kaynağından yiyeceksem olur."
Jimin uzanmayı bırakıp devirdiği gözlerini Jungkook'unkilerle birleştirdiğinde konuştu. "Dün doyamadın sanırım?"
Alfanın şaşkınlıkla ve ilgiyle tekrardan ortaya çıkan sırıtışını fırsat bilip hızlıca zıplayınca, ele geçirmişti şimdi vanilya paketini. Çöpe. Atacaktı. Hemen uzaklaşıp çöp kutusuna doğru gitti ve içine fırlattı.
Jungkook ise elinden gideni görünce mızmızlanmaya başlamıştı. "Ah, hadi ama! Daha yiyecektim ben."
Jimin arkasını dönüp çatık kaşlarıyla ona dil çıkardığında ise, yüzündeki mutsuzluk düzelmişti.
Yavaş adımlarla omeganın yanına yaklaştı ve ellerini beline sarıp kendisine çekerken, gözlerini ondan ayırmıyordu. "Neyse. Sahibi yanımda oldukça, sunilere ihtiyacım yok."
Ardından eğilip omeganın dudaklarıyla kendininkileri birleştirdi ve yumuşak bir öpücük bıraktı.
Jimin geri çekilip alfanın göğsüne vuruyordu ama şimdi. "Dudağında bile vanilya var!"
Alfanın kahkahası apartmanda yankılanıyordu. Gülünce kısılan gözleri ve ona bakışı, bugün ekstra bir yumuşaktı. Jimin anlayamıyordu. Garip geliyordu alfanın bu hali. Ama aynı zamanda içini de ısıtıyordu. Hiç ısınmayacağını düşündüğü yerleri.
Alfanın kollarından çekilip tekrardan mutfağa doğru ilerlerken dolaplardan birini açtı ve kendine kocaman bir bardak buldu. Sürahiyi de eline alıp suyu doldururken konuştu. "Evet, hapı yolla bakalım."
Gözlerini kaldırdığında Jungkook ona tekmelenmiş bir köpek yavrusu gibi bakıyordu. "Almasan mı acaba?"
Jimin onun o köpek yavrusu bakışları uğruna hamile kalıp çocuk falan doğurmayacaktı. Bir elini alfaya doğru uzatırken tekrar konuştu. "Jungkook, hap."
Daha fazla direnemeyeceğini, dirense de bu savaşı kaybedeceğini anlayınca derin bir nefes aldı alfa. Ardından adımlarını yatak odasına doğru yönlendirdiğinde şimdi Jimin anlamıyordu. Tezgaha yaslanırken içeriye doğru seslendi. "Niye yatak odasına gidiyorsun, yeni alıp gelmedin mi?"
Alfa bu sefer elinde bir ilaç kutusuyla gelirken, hala somurtuyordu.
Çok şirindi. Ama Jimin bunlara düşmezdi.
"Önceden almıştım zaten." derken elindeki ilacı yok etmek istermiş gibi sadece ona bakıyordu. Jimin'in ise boğazı kurumuştu.
Önceden almıştı. Yani başka omegalarla beraber olduğu zamandan kalmaydı? Başka omegaların da içine geliyordu yani? Bu evde tutuyordu bir de üstelik.
Bu evi zina evi olarak mı kullanıyordu bu adam? Şimdi düşününce, ilk gelişleri de Jungkook'un kızgınlığındaydı. Keyfi çok kaçmıştı.
Yine de ilacı içmesi lazımdı. Sinirlendiğini belli etmemek için bakışlarını tezgaha çevirip tekrardan elini uzattı. "Ver ver. Kime niyet kime kısmet değil mi? Benim hakkımmış demek ki bu ilaç."
Jungkook'un hareket etmediğini görünce, kafasını kaldırıp gözlerini onunkilerle birleştirdiğinde, sinirlendiğini belli etmemeyi pek beceremediğini anlamıştı. Çünkü alfanın yüzünde yine o sinir bozucu alaycı gülümsemesi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
Fanficİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1