50#

2.5K 340 84
                                    

(How we left and right is something we control)

*

Jungkook'un gözleri, omeganın sözleriyle şimdi iyice kırmızılaşmışken, Jimin ise dediği şeyin etkisini bildiğinden dolayı sadece minik bir gülümsemeyle geri çekilmişti. Kolları hala kendinden uzun adamın boynuna dolanıktı. Alfanın kırmızı gözleri ise omeganın gözlerinden, dolgun dudaklarına doğru inmişti ki, konuştu. Artık o alaycı gülümsemesi yoktu yüzünde. "Bir kere öpeyim güzelim, hm? Olmaz mı?"

Jimin, alfanın onun hareketlerini avına kilitlenmiş avcı gibi izlediğini bilse de, hala gülümserken dudaklarını yaladı. Jungkook'un gözlerinin dilinin hareketine kilitlendiğini görebiliyordu. Yumuşak bir sesle konuştu. "Olmaz."

Alfa çok yakınındaydı şimdi. Dudakları arasındaki mesafe santimlerden milimlere düşmüştü. Ama Jimin'in lafıyla tekrar omeganın gözlerine sabitlenen gözleri, tekmelenemiş bir köpek yavrusuna ait gibiydi. "Ama neden? Ne zaman bitecek cezam?"

Jimin dudaklarını büzdü. Jungkook'un bu hali çok hoşuna gidiyordu. Daha dakikalar önce gecenin karanlığında kim bilir kaç kişiyi kurşuna dizdiği belli değilken bile, omegasının kollarında böyle yumuşacık olabilmesi aşırı hoştu. Ama tavrını bozmadı. Büzdüğü dudaklarıyla konuştu. "Onu beni sinir etmeden önce düşünmen gerekirdi alfa. Bundan sonra omeganı saçma sapan şeylerle suçlamaman gerektiğini öğrenmişsindir."

Şimdi Jungkook da omega gibi dudak büzse de, Jimin çok eğleniyordu. Elini tekrardan alfanın saçlarına götürürken aralarındaki mesafeyi arttırdı. Bu koca bebek mızmızlanıyor muydu gerçekten?

"Dudak büzme bana." derken gülümsemesini tutamıyordu. Jungkook'un köpek yavrusu bakışları ise değişmemişti. Jimin hafifçe eğilip alfanın burnunu öptü. Çok şirindi.

Böylelerdi işte bir haftadır. Jimin, Jungkook'a beni öpemezsin, bana dokunamazsın ben izin verene kadar, cezası koymuştu. Yaptığı imaların ve Jimin'i boş işlerle oyalamasının sonucuydu bu. Ama omega da en az alfa kadar zorlanıyordu bu ceza yüzünden.

Aralarındaki bu yeni romantizm ve rahatlık açıkcası Jimin'e çok garip geliyordu. Jungkook, yanında her zaman garip hissettiği, hem yanında hem uzağında olmak istediği biriydi normalde ama artık sadece alfaya yakın durmak istiyordu. Yanından bir saniye bile ayrılmak istemiyordu. (Böyle yaşanır mı götle don gibi?)

Tabii Jungkook'un da bu canına minnetti. Jimin'i bir saniye dibinden ayırmıyordu o da. Her fırsatta omeganın küçük elini kendi elinin arasına alıyordu ya da bir şekilde omegayı kucağına otutrup, o kucağındayken konuşmaları gerektiğine ikna etmeye çalışıyordu. Jungkook'a göre Jimin her daim, alfanın kolları arasında olmalıydı. Süs omegası olmadığı hakkında birkaç kez küçük tartışmalar yaşamış olsalar da, Jimin alfanın ona olan takıntısından içten içe hoşlandığını biliyordu.

Jungkook, Jimin'i de sonunda "Master Plan"a dahil ettiği için, Jaemin'i nasıl indirmeyi planladığını tek tek anlatmıştı. Yuta'yı da aynı şekilde, Dongyoung'u da. Çetenin bağlantıları, uç kişiler, herkese verdiği görevler hakkında saatlerce konuşmuşlardı. Geceyi sabah edene kadar. Çünkü alfa söz vermişti. Artık Jimin'den bir şey saklamayacağına ve onu da dahil edeceğine dair bir söz. Ve bu sefer gerçekten tutmaya çalışıyordu.

Yuta'nın gelişiyle ilgili gelişen ani planla meşgulken bile, sözünde durmuş, gittiği her yere Jimin'i de götürmüş, konuştuğu şeylerden de haberdar etmişti. Omeganın sorduğu soruları da yanıtlıyordu tereddütsüz. Konu gereğinden fazla uzasa da, sıkılmıyordu. Jimin tatmin olana kadar, konuşmaya devam ediyorlardı. Birlikte planı ilerletiyorlardı.

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin