45#

3K 390 101
                                    

(Standing next to you)

*

Aniden çalan telefonla ayağa kalkmış alfanın sırtına bakarken Jimin için zaman durmuş gibiydi. Üşüdüğü için üstüne geniş apartmandaki çekmeceleri karıştırarak bir şeyler ararken beyni durmuyordu.

Taehyung Jungkook'un kardeşiydi.

Bu nasıl mümkün olabilirdi? Taehyung öksüz ve yetim olduğunu söylemişti ona. Annesi de babası da küçükken bir trafik kazasında ölmüşlerdi. Bunu biliyordu Jimin. O zaman nasıl kardeş olabilirlerdi? Soyadları bile farklıydı.

Ya da farklı mıydı? Kim Taehyung diye biri aslında hiç olmamış mıydı yoksa? O sadece emniyette kullandığı bir takma isim miydi? Jeon Taehyung o kadar da saçma gelmiyordu şimdi kulağına.

Taehyung neden ondan böyle önemli bir bilgiyi saklamıştı? Ya da neden diğer kimse bahsetmemişti? Herkes büyük ihtimalle çoktan bildiğini düşünüyordu. Ama tabii ki bilmiyordu. Bir şekilde hala her şeyin dışında kalmayı başarabiliyordu.

Jeon Jaemin'in tek bir oğlu olduğunu biliyordu eski araştırmalarından. Ya da en azından bilinen tek çocuğunun Jungkook olduğunu. Jungkook'un ablası Sohee'den bile metresinden olan bir çocuk diye kurtulmuş bir adamdı bu, buna rağmen Taehyung da mı vardı bir de? Cemiyet fotoğraflarında, eski şirket etkinliklerindeki fotoğrafların hiçbirinde Taehyung yoktu. Jimin biliyordu ki görseydi hatırlardı. Saklanan bir çocuk muydu o zaman Taehyung? Ama neden?

Çekmecelerin birinde bulduğu geniş eşofman altıyla siyah düz tişörtü üstüne geçirirken, alfanın ceketini de çekmecenin üstüne bıraktı. İç çamaşırı bulabilse o da iyi olurdu ama şimdilik bunlarla idare edecekti. Tekrardan kalktığı koltuğa gidip oturdu.

Aklında milyonlarca soru oluşmuşken şimdi Jungkook yürüyerek uzaklaştığı cam kenarından, telefonu kapatmış bir şekilde omeganın oturduğu koltuğa doğru geliyordu. Jimin elinde alfa için de aldığı eşofmanla tişörtü uzatırken daha fazla dayanamadı. "Taehyung'la nasıl kardeş olduğunuzu açıklayabilir misin? Cemiyette adı hiç geçmiyordu ve Jeon Sanayisi ile de hiçbir bağlantısı yoktu. Nasıl olabilir böyle bir şey?"

Jungkook, omeganın uzattığı kıyafetleri alırken altındaki havluyu sakince çözdü ve Jimin'in kaçan bakışlarına aldırış etmeden rahat rahat giydi. Tişörtü de üstünden geçirdikten sonra tekrardan koltuğa oturup Jimin'in aşağı sarkıttığı bacaklarını kendi kucağına çekti ve derin bir nefes aldı. "Amaç oydu zaten. Babamın gizli silahı olacaktı o. Ben Jeon Sanayi'nin halka açık popüler kısmını yönetmekle uğraşırken, o da altta dönen karanlık işlerle uğraşacaktı."

Şimdi eli omeganın bacağında gidip geliyordu. Gözleri de elini takip ediyordu. "Babam benle ablamı ondan tamamen farklı büyüttü. Annelerimiz de farklı olduğu içindir belki. Ablamın annesi de bir metres olmasına rağmen, doğumda öldüğü için sorunsuz bir şekilde büyük eve getirmişti onu. Ama biz büyük bir evde ve zenginlik içerisinde yaşarken, Taehyung'u fahişe annesinin pezevenkliğini yapmaya zorluyormuş. O yüzden ben bile onun varlığını 18 yaşıma gelince öğrendim. Senin bilmemen çok normal."

Jimin içinin acıdığını hissetti. Çocukken annesinin pezevenkliğini yapmaya zorlanması mı? Kocaman bir şaka olmalıydı bu. Tanıdığı gülen yüzlü düşünceli betanın çocukluğunun böyle geçtiğine inanmak istemiyordu. Aklındaki sorulara cevaplar almak için bakışlarını alfadan ayırmazken konuştu. "Sonra ne oldu?"

"Ne oldu? Taehyung'la 18 yaşında tanıştığımız ilk andan beri birbirimizden hoşlanmadık. Tabii bu babamın suçuydu, bizi sürekli yarıştırıyordu. Bizi birbirimize kardeş olarak değil rakip olarak tanıttı ilk andan beri. Kim daha iyi onu çözmeye çalışıyordu. Kaç kere onunla ringe atılıp nefessiz kalıncaya kadar dövüştüğümüzü hatırlamıyorum bile."

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin