(Make it known
How we left and right is something we control
(You already know)*
"Beni bırakmaya ne dersin Jungkook? Daha samimi oluruz." dedi Jimin gözlerini yüzünün hemen önündeki alfadan ayırmazken.
Korkmuştu, gerilmişti ama asla geri adım atmazdı.
Jungkook'un yüzündeki hafif sırıtış kocaman bir gülümsemeye döndüğünde Jimin'in iyice kafası karışmaya başlamıştı. "Ne o? Küçük bir omegayla alfa sesin olmadan başa çıkamaz mısın?"
"Oh? Küçük bir omega? Baş dedektifin kendini böyle gördüğünü bilmiyordum." dedi Jungkook Jimin'in yüzünün dibindeki yerinden gram hareket etmezken.
"Daha çok fazla şey bilmiyorsun alfa," dedi Jimin sesini yumuşatarak, Jungkook'un zaafını bulmaya çalışıyordu. "Bırak da sana göstereyim."
Jungkook'un gözlerindeki muzip bakış bir anlığına kararıyor gibi olsa da (ay ışığında ne kadar görülebilirse artık) kendini hızlı toparlamıştı. Alfa bir adım geri atarken kafasını iki yana salladı. Ardından kahkaha attı. "Tehlikeli, sen tehlikelisin."
"Sonunda gerçekten eğlenceli birileri ha?" derken yüzündeki gülümseme bir anlığına bile olsa silinmiyordu. Jimin ise dişlerini sıkmaktan çenesini kıracaktı. Yine de gülümsedi.
"Beni parçalamak istediğin aşırı belli olmasına rağmen," dedi Jungkook bir kez daha omegayı baştan aşağı süzerken, "yine de beni tahrik etmeyi başarıyorsun."
Bu lafın üzerine Jimin'in sinir katsayısı çok üst bir seviyeye ulaşmış olmasına rağmen, Jungkook'un anladığı dil buysa, onda da akıcı konuşmayı bilirdi.
"Ruh eşinle yatmak istemiyor musun? Eminim diğer herkesten daha iyiyimdir." dedi fısıltıyla karışık. Kafasını hareket ettiremiyordu ama göz kapakları hafifçe indirdi. Kirpiklerinin altından bakıyordu artık alfaya.
Jungkook, gerçekten etkilenmişe benziyordu. Sanki Jimin bir büyüymüş, ondan uzak durmaya çalışır gibi bir hali vardı. Bir adım yaklaşıyor, ardından bir adım geriye gidiyordu ve sürekli gülüp duruyordu.
"Seninle birçok şey yapmak istiyorum bebeğim, ama sen dedektifken olmaz." dedi en son durmaya karar verdiği mesafeden. Jimin'in vücudundaki bütün kıllar dikenlenmişti. Karşısındaki alfa daha önce gördüğü hiçkimseye benzemiyordu. Böyle güçlü bir aurayla ilk kez karşılaşıyordu. Ama iki de bir gülmesi kafasını karıştıyordu. Akli sorunları mı vardı?
"Dedektif olmamın ruh eşini almanı engelleyeceğini mi söylüyorsun alfa?" dedi yutkunurken. İçindeki omegası kuduruyordu. Jungkook'a dokunmak, alfasının kollarına sığınmak istiyordu. Sanki alfası ülkenin en büyük suçlusu değilmişcesine.
"Hayır engellemeyecek. Sen artık benimsin." dedi Jungkook. Bu lafı Jimin'i ürpertmişti. Sen benimsin? Dişini sıktığı yer artık cidden acımaya başlamıştı. Dudakları da hafiften kanamaya devam ediyordu. Jungkook'un onu kendi evinde kapana sıkışmış bir fare gibi sorgulaması çok sinirini bozuyordu. Bu büyüden bir şekilde çıkmayı becermeliydi.
Aklına tam o anda unuttuğu bir bilgi geldi. Jimin hiçbir zaman ruh eşiyle bu konuma geleceğini düşünmediğinden kitapta sadece üstünkörü okuduğu bir bilgiydi bu. Ruh eşi emirleri.
Ruh eşinizin verdiği emre karşı gelebilmek için ruh eşinizin size dokunması gerekiyordu.
Ama Jungkook belki manyak olsa da salak değildi. O da bunun farkında gibiydi. O yüzden hep biraz da olsa uzakta duruyordu. Şu anda bile cama gitmiş oradan Jimin'e bakıyordu. En azından artık manyak kahkahalar atmıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next to You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1