13#

3.7K 387 65
                                    

(Standing next to you)

*

Jimin, betayı görmeyi beklemiyordu. Daha bir tepki veremeden Taehyung arabanın etrafından dolanıp yanındaki kapıyı açmaya başlamıştı bile.

Jimin, yan koltuğa şifre çözdürmek için açtığından beri öylece duran bilgisayarını da kapattı ve arkaya koydu. Taehyung da sessizce oturup kapıyı kapattı.

"Jungkook'la karşılaştığını duydum, nasılsın diye bakmaya geldim." dedi Taehyung ama gözlerinde bu gece başka bir bakış vardı. Bir şeylerin eskisi gibi olmadığını Jimin'e hissettiren bir bakış. Jimin yine de elinden geldiğince gülümsemeye çalıştı.

"Bir şeyim yok, iyiyim. Ama yine yakalayamadık sanırım." derken gözleri betada değil önündeki yoldaydı. Aralarındaki bu soğukluk ve mesafe o kadar can acıtıcıydı ki. Boğazına bir yumru oturmuştu.

"Gözlerinin kırmızı olduğunu görebiliyorum, iyi değilsin." derken Taehyung da gözlerini yola çevirmişti. Bu gece farklı bir havası vardı betanın. Jimin ne olacak bilmiyordu ama, arabadaki atmosfer daralıyordu. Jimin cevap veremeden, Taehyung gözlerini kapatıp kafasını arkasına yasladı ve derin bir nefes aldı. Ardından gözlerini açmadan konuştu. "Yine bana yalan söylüyorsun."

Jimin'in bütün sözcükleri boğazında kalmıştı şimdi. Ceketinin arasına sakladığı telefonu eliyle düzeltti ister istemez. Kafasını Taehyung'a çevirdi. "Neden bahsediyorsun? Ne yalanı-"

"Jimin." derken Taehyung gözlerini açmış, o da omegaya doğru dönmüştü.

İkisinin gözleri gece yarısında, sokak lambasının soğuk ışığıyla birbirlerine kenetlendiğinde, Jimin artık oyunların sona erdiğini anladı. Elini silahına götürmeye çalıştı, ama Jungkook silahını almıştı.

Jimin'in elini silahına götürdüğünü Taehyung fark edince gülümsedi. Ama bu Jimin'in alışık olduğu o neşe saçan, problem unutturan gülümseme değildi. Karşısındaki beta acı çekiyormuş gibi gülümsüyordu. Sanki burada, bu konumda olmak onu daha çok üzüyormuş gibi. Taehyung'un ona bakan gözleri de kırmızıydı, Jimin şimdi fark ediyordu.

"Sana zarar vereceğimi mi düşünüyorsun?" derken Taehyung, kısık bir sesle konuşmuştu. Jimin, bu olaya asla anlam veremiyor, ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. En yakın silah, ceketinin içindeki bıçağıydı, ama ona ulaşana kadar Taehyung elindeki silahı ona doğrulturdu. Bunu biliyordu. O yüzden sadece dik bir şekilde Taehyung'a bakmaya devam etti bir şey yapmadan.

"Öyle düşünmem için bir sebep mi var?" dedi Jimin de, gözlerini şimdi Taehyung'dan ayırmıyordu. Duyguları karmakarışıktı, beyni allak bullaktı.

Taehyung kafasını iki yana salladı. "Sana istesem de zarar veremem. Veremiyorum."

Jimin yutkundu. Bu da ne demekti? Her şeyi ortaya mı döküyorlardı yani?

Taehyung kendi elindeki silahı Jimin'in bacaklarına bıraktığındaysa, eliyle kavraması saniyeler sürmüştü. Silahı Taehyung'a doğrulttuğunda, tamamen refleksleriydi onu harekete geçiren. Beta ise hala o acı dolu gülümsemesiyle omegaya bakıyordu.

Jimin konuştu. "Neden? Neden bana ihanet ettin?"

Bu soruları sorabileceği günü ve cevaplarını çok merak ediyordu. Şimdi o bunca zamandır içinde tuttuğu duyguları tekrardan yüzeye çıkmaya başlıyordu. Bilgisayar, genelev yorumu, gruptaki T ismi... her şey bir kabustu ve Jimin bu kabusu ona yaşatan en değer verdiği arkadaşından cevap bekliyordu. Çok bile sabretmişti.

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin