(All night long, we flock to this (All night long)
*
Tam Jungkook, Hoseok'un üstüne gidip alfayı Jimin'in odasındaki duvara doğru itmeye başlamıştı ki, karanık odada değişik bir ses duyuldu.
Jimin durduğu yerden, camdan giren ay ışığının izin verdiğince ikiliyi gözlemliyordu. Jungkook, sesle beraber duraksadı, kaşları çatıldı. Elini cebine attı.
Telefonunu çıkarıp gördüğü şey karşısında, Jungkook bile şaşırmıştı. "Siktir, Lee'ler buraya geliyor."
Jimin, hiçbir şeye anlam veremiyordu. Lee'ler? Kendi hallerinde takılan bir mafya çetesi daha değil miydi sadece? Neden buraya geliyorlardı? Ayrıca Jungkook elinden neye bakıp buraya geldiklerini görebilmişti?
Smile ise şimdi az önceki korkusundan bambaşka bir endişe içerisindeydi. Sanki az önce Jungkook onu sıkıştırmamış gibi kendi ayaklarıyla diğerinin yanına gitti ve elindeki telefona bakmaya çalıştı.
"Ne demek Lee'ler buraya geliyor? Neden buraya gelsinler ki?" derken ikisinin de gerildiği belli oluyordu. Jungkook ters ters Smile'a baksa da, sonradan dişini sıkarak konuştu. Yağmur kokan alfa kokusu şimdi fırtına olmuş, odayı etkisi altına almıştı. Jimin açıkcası nefes almakta zorlanıyordu.
"Jaemin, Jimin'i öğrenmiş olmalı." dedi başını kaldırıp Jimin'le gözgöze gelirken.
Hoseok ise gitgide daha çok panikliyordu. "Nasıl? Nereden öğrenecek ki? Sadece biz bilmiyor muyuz?"
Jungkook, hiçbir şey demiyordu. Gözleri Jimin'in gözleriyle kenetlenmişti. Bir şeyi düşündüğü çok belliydi. Biraz duraksadıktan sonra konuştu.
"Buradan çıkmamız gerek."
Gözleri hala Jimin'den ayrılmıyordu. Ama omega onunla konuşmadığını biliyordu. Hoseok kapıya doğru hızlıca yürürken kafasıyla onayladı. "Haydi, Jungkook. Lee'leri tek başımıza alt edemeyiz. Gidelim."
Diğer alfa odadan çıksa da, Jungkook yerinden bir adım hareket etmemişti. Jimin, ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu. Jimin'i burada bırakırsa, Lee'ler onu ele geçirecekti, ama kendisiyle gitmeye zorlarsa da Jimin, başa çıkması kolay biri değildi. Bir seçeneği yoktu alfanın.
Hoseok, Jungkook'un gelmediğini görünce geri dönüp kapıdan bakınca, Jungkook konuştu.
"Jimin, beni takip et. Kendini ben hariç birine karşı savunman gerekirse, savun."
Jimin, küfretti, ama daha ne olduğunu bilmeden yürümeye başlamıştı. Aceleyle ve zorlukla konuştu.
"Jeon, seninle geleceğim, beni serbest bırak. Yoksa kendimi iyi koruyamam."
Bunu dediğinde çoktan alfanın dibine gelmişti bile. Jungkook'un gözleri üzgün? bakıyordu. Jimin anlam verememişti. "Sana güveneceğim, burada kalırsan, babam seni öldürür ya da daha kötüsü, benim için bir yem yapar. Bunu bil Jimin. Benim yanım, senin için en güvenli yer."
Jungkook, yumuşak bir şekilde konuşurken, bir eliyle omeganın önüne düşen siyah saçlarını kulağının arkasına ittirdi. Gözündeki bakış, şimdi Jimin'i rahatsız ediyordu. İçinde, görmezden geldiği omegasını çağırıyordu, alfanın bakışları. Kafasıyla onayladı Jungkook'un dediklerini. Saniyeler geçmeden, Jungkook konuştu.
"Serbest kal Jimin."
Jimin, serbest kalır kalmaz, hemen önündeki alfanın omuzlarından tutup, dizini birden kasıklarına geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
أدب الهواةİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1