özel##

310 88 107
                                    

(We'll survive the test of time
I swear that I'll be right here)

*

"Jungwon! Gel atkını bağlayayım sonra geri dön babanın yanına!" diye bağırırken Jimin şimdi elindeki minik atkıyı küçük çocuğa yaklaştırmaya çalışıyordu.

Jungwon'un ise hiç atkıyla uğraşmaya niyeti yok gibiydi. Küçük adımlarını daha da hızlandırarak onu karın içinde kolları açık bir şekilde bekleyen babasına doğru koşmaya devam etti. Çok sürmeden küçük çocuk tiz ve neşeli bir çığlıkla alfa babasının kollarına atlamıştı bile.

Jungkook, kollarına aldığı oğlunu havada döndürürken, alfanın da yüzünde küçük çocuğunkinin aynısı olan tavşan gülümsemesi vardı.

Ah... Jeon Jungkook gibi bir adam nasıl bu kadar şirin olabiliyordu?

Jimin her ne kadar kaşlarını çatıp ellerini önünde birleştirirken ciddiyetini korumaya çalışsa da, çok geçmeden durup ona bakan iki alfanın dudak büzüşlerine dayanmasının imkansız olduğunu biliyordu. Havanın soğuğuyla kendi kabanını da tutup sıkılaştırırken konuştu. "Jungkook. Hava soğuk, her yer kar. Jungwon'u çok şımartıyorsun!"

Alfa, yüzündeki suçlu ifadeyle dudaklarını büzerek kucağındaki oğluna döndü. Ciddi olmaya çalışıyordu şimdi de. Sanki Jungwon'u kollarını açarak çağıran o değilmiş gibi. "Baban haklı oğlum. Niye atkıdan kaçıyorsun?"

Jungwon ise Jimin'i hiç umursamadan Jungkook'a bakıyordu. İri gözlerinde hayranlık vardı. "Ama alfa babam hiç de atkı takmıyor! O çok güçlü! Ben de güçlüyüm! Atkıya ihtiyacım yok!"

Jungkook, duydukları hoşuna gitmiş olacak, şimdi otuz iki diş gülüyor, Jimin'e kaşlarını kaldırarak bakıyordu. Güçlü diye övülmesi hoşuna gitmişti. Tanrım, kucağındaki minik çocuktan farkı var mıydı gerçekten?

Jimin gözlerini ikiliye devirirken botlarıyla ikisine yaklaştı. Elinde tuttuğu atkıyı somurtan oğlunun boynuna dolarken, şimdi Jungwon somurtmaya başlamıştı. Ama omega babasını daha fazla sinir etmeye korktuğundan sorun çıkarmıyordu.

Omega, atkıyı tamamen doladıktan sonra oğlunun soğuktan kızarmış kulaklarını ovuşturarak konuştu. "Atkı takmak seni güçsüz yapmaz. Sadece soğuktan korur. Korunmak güçsüzlük değildir."

Jungkook'un gözlerini yüzünde hissedebiliyordu. Alfanın kokusu ikisini de çevrelemiş, bir battaniye gibi sarıyordu karların içinde. Sıcaktı. Sıcacıktı.

Kollarını uzatıp küçük çocuğu alfadan alırken konuşmaya devam etti. "Ayrıca sadece alfa baban mı güçlü? Omega babanı hafife alıyorsun gibi Jungwon."

Minik alfa atkılandığı ve alfa babasından, karlardan uzaklaştırıldığı için şimdi iyice keyfi kaçmış olsa da omega babasına cevap verdi. "Sen de güçlüsün babacığım ama alfa babam daha güçlü."

Jimin bu sözlerle yerinde duraksadı. Arkasını dönüp Jungkook'un yüz ifadesine baktığındaysa alfanın hala sırıttığını görüyordu. Jungkook iki elini de yukarı kaldırıp omuz silkerken konuştu. "Eee güzelim, çocuk haklı."

Omega şimdi kaşlarını hayretle kaldırıp, öyle mi, dercesine kafasını yana yatırırken siniri de bozulmuştu hafiften. Jungkook her zamanki sinir bozuculuğundaydı yine.

Her ne kadar saniyeler önce karda oğullarıyla yuvarlanışından ötürü kızarmış yanakları ve burnuyla çok şirin ve yakışıklı olsa da, egoistti işte. Jimin kafasını çevirip eve doğru ilerlerken Jungwon'un gitmek istemeye çığlıklarını bastırıyordu otoritesiyle.

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin