24#

3.7K 397 110
                                    

(Standing next to you)

*

Jimin, banyodan çıktığında üzerinde hala eski kıyafetleri vardı. Yani kızgınlığından sonra Jungkook'un dolabından çaldığı pis kıyafetler. Banyodan sadece havluya sarılarak çıkmak istemediği için pek bir seçeneği olduğu söylenemezdi.

Çıktığında, Jungkook altına bir eşofman geçirmiş, Jimin'e bakar şekilde öne çökmüş halde oturuyordu. Omega, o duştan çıkana kadar alfanın herhangi bir yere gitmesini ya da çok önemli bir işinin çıkmasını umut etmişti ama umudu karşılığını bulmuş gibi gözükmüyordu. Yine de onunla göz teması kurmadan çekmecelerini açmaya başladı. Yeni kıyafetler istiyordu.

Jungkook konuştu. "Bir sorunun olduğunu hissedebiliyorum omega, söyle, çözeyim." dediğinde Jimin alfanın keskin bakışlarını sırtında hissedebiliyordu. Ondan kaçmaya çalışmak anlamsızdı, Jungkook buna izin vermeyecekti anlaşılan.

Elinde şimdi bulduğu eşofman varken hafifçe arkasını döndü. "Sen de istediğini aldın, ben de. Konuşmak zorunda mıyız?"

Jungkook'un kaşları çatılmıştı şimdi. Duraksadıktan sonra konuştu. "Ne demek istediğimi aldım?"

Jimin gözlerini devirdi ve tekrar arkasını döndü. Şu an mantıklı davranmadığını biliyordu ama kendine hakim olamıyordu. Evden, bu odadan çıkmalıydı. Çekmeceleri biraz daha karıştırdı.

Tabii Jeon Jungkook'a gözlerinizi devirip öylece arkanızı dönemezdiniz.

Jimin saniyeler içinde kendini banyonun yanındaki duvara yaslanmış, kollarını da iki yanında Jungkook'un güçlü kollarıyla sabitlenmiş şekilde bulunca, şaşırmadı. Gözlerini alfaya çevirmek zorunda kalmıştı ama şimdi.

Jungkook'un koyu renkli gözleri parıldıyordu. Kaşları hala çatıktı. "Senden tek istediğim seks mi sanıyorsun? Bu yüzden mi üzgünsün?"

Normalde sert ya da alaycı olan sesi, şimdi omegasını rahatlatmaya çalışan bir alfanın çabasını taşıyordu. Yumuşaktı ve dikkatliydi. Her kelimesine dikkat ediyor gibiydi. Jimin, çabasını takdir etti.

Jungkook, gözlerini ayırmadan konuşmaya devam etti. "Eğer öyle bir şey düşünüyorsan Jimin, sana yemin ederim ki seni tam burada mühürlerim. Seni gerçekten omegam yaparım."

Jimin, gözlerini kaçırdı. Öyle kalakalmıştı şimdi. Gözleri tekrar dolmaya başlıyordu. Kahretsin. Kendini toparlamak için o kadar uğraştıktan sonra, tekrardan sarsılıyordu. Jungkook'un onu istediğini biliyordu, hissetmişti. Ama alfanın kendi dudaklarından bu kadar net bir şekilde söylediğini duymak, kalbini tekletmişti. Nefesini kesildi.

Korkuyordu, duygularının mantığının önüne geçmesinden çok korkuyordu.

Jungkook'tan hemen uzaklaşmalıydı. Omegası onun yanında kafasını bulandırıyordu. Kokusu, aklını çeliyordu. Gözleri, başını döndürüyordu.

Ellerini alfadan kurtarmaya çalıştı, ama çabalar çabalamaz Jungkook onu bırakmıştı bile.

Jimin, alfanın ona bakan gözlerine bakarak konuştu. "Beni tanımıyorsun bile, beni sevmiyorsun. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun mühürlenmek istediğin kişinin ben olduğuma?"

Daha fazla ağlamayacaktı. Artık zayıflık yoktu.

Jungkook bir adım geri çekildiğinde, kolları iki yanına doğru açıktı. Dudaklarını yalayarak konuştu alfa. "Seni tanıyorum ve seni seviyorum."

Bu büyük bir şaka olmalıydı.
Jimin, işte şimdi sinirlenmişti.

İki eliyle Jungkook'u itti. Alfa, tökezledi ama dengesini geri buldu. Şimdi kaşları yeniden çatılmıştı ama. Yağmur kokusu, fırtınaya dönüşmeye başlıyordu. Jimin dişlerini sıkarak konuştu. Omeganın gözleri deli bakıyordu şimdi. "Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun."

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin