Standing Next to You | Jikook

6#

(We'll survive the test of time
They can't deny our love)

*

Jimin adımlarını sahnenin ortasına yöneltirken gözünün ucuyla mekanın kapısındaki hareketleri gördü. Yürüyüşünü bozmamaya çalışarak düz ilerledi.

Direğe geldiğinde bir elini etrafında çevirdi ve gözlerini tekrardan kapıya çevirdi. Ve o zaman onu gördü.

Etrafındaki birçok siyah giyimli çete üyeleriyle birlikte, sahnenin 1 metre uzağındaki ön koltuğa doğru ilerleyen, O'ydu. Jeon Jungkook.

Alfa etrafına bakmıyormuş gibiydi, telefonla konuşuyordu aynı zamanda hemen yanında onunla yürüyen biriyle de konuşuyordu.

Jimin nefesini tuttu. Kafasını çevirdi, çok dik bakmaması gerekiyordu. Özellikle şimdi bütün kulübün gözleri onun üzerindeyken, ama elleri titremeye başlamıştı.

Planında bu yoktu. Jungkook'un önünde dans etmesi tehlikeliydi. Alfanın onu tanıma ihtimali vardı. Mekanın kötü ışıklandırmasına ve omegasını susturmasına güvenmek zorundaydı, ha bir de yüzündeki bez parçasına.

(Camilla Cabello - Shameless)

Hazırladığı müzik yavaş bir şekilde yankılanmaya başladığında, elindeki tek seçeneğin dansını yapmak olduğunu biliyordu.

Direğin etrafında hafifçe dönmeye başladı. Elini ve kolunu sarmıştı. Dönerken gözleri en öndeki koltuğa kaymadan duramıyordu.

Jungkook'un konuştuğu kişiyi şimdi net görebilmişti. Suga olmalıydı. Seoul Ulusal Bankası'nda görmüştü onu. Saçlarını boyamıştı. Aklına not etti Jimin.

Dans hareketleri gitgide direğe yaklaşır biçim alıyordu. Bacaklarından birini de dolayıp öyle dönmeye başladı. Diğer eliyle de vücudunun üzerinde geziniyordu. Herkesin gözlerini üzerinde hissediyordu.

Ama direğe tam anlamıyla çıkmaya başladığında, O'nun gözlerini de üzerinde hissetmeye başladı.

Omegası bir şekilde biliyordu alfanın onu izlediğini. Şimdi bastırıldığı için sesi çıkmasa da, Jimin biliyordu.

İki bacağıyla direğe sarılıp vücudunu geriye attı, ve biraz da öyle döndü. Kollarını geriye atıyordu.

Başı dönmeye başlamıştı, ama bitirebilirdi.

Direkten indi ve yere uzanıp oradaki hareketlerini yapmaya başladı. Elleri vücudunun kıvrımlarında dolanıyor, 1 metre ötesinde en büyük baş ağrısı durmuyormuşcasına performansını sergiliyordu.

İstemsizce sahnenin önüne doğru yaklaştı, bakmamaya çalışsa da gözleri alfayı buldu. Kollarını kaldırıp etrafında dönerken Jungkook'la göz göze geldi.

Jungkook'un yüzü ifadesizdi, ama sinirli gibi de duruyordu. Siyah biçimli kaşları kalkmış, omeganın her hareketini izliyordu. Jimin tanınmaktan korkarak hemen bakışlarını çevirdi.

Tekrar direğe doğru yöneldiğinde vücudundaki bütün tüyler diken dikendi. Alfanın etkisi buydu.

Bu sefer biraz geriye gidip direğin üstüne atladı. Bacaklarıyla ters bir şekilde sallanırken, üstündeki çamaşırın onu biraz da olsa koruyan tülleri ters dönmüştü. Şimdi Jimin'in bacakları tamamen ortadaydı. Dönmeye devam ederken bir bacağını aşağı çekti, ve tekrar devam etti. Vücudu karanlık kırmızı ışıkta, çok şekilli duruyordu.

Şimdi daha riskli hareketlerinin vakti gelmişti, endişeliydi. Direkten yavaşça indi tekrardan. İki elinin ve bacaklarının üstünde sahnenin önüne doğru emeklemeye başladı. Dudakları ve burnu kapalı da olsa, hemen karşısındaki alfanın önünde çıplak olmak, çok değişik hissettirmişti. Ama ona çatık kaşlarıyla bakan Jungkook'a bakmamak için sürekli bakışlarını kaçırıyordu.