Standing Next to You | Jikook

9#

(You know it's deeper than the rain
It's deeper than the pain)

*

Jimin, Emniyet Genel Müdürü'nün odasından çıktığında, sinirleri yine tepesindeydi.

Bir saat boyunca tek başına kulübe sızması hakkında azar yemişti. Sanki Jimin davranışının tehlikesini bilmiyormuş gibi.

"Sorumsuzca hareket etmeye devam edersen, seni bu davadan alırım." demişti müdür çıkmadan hemen önce.

Jimin, bu davadan alınamazdı. Bu kadar emek vermişken ve bu kadar yaklaşmışken olmazdı. Adını yazdırıp başarısızlığa uğradığı hiçbir şey yoktu kariyerinde. Bu da ilki olmayacaktı. Uykusuz kaldığı geceler ve kendisinden önce gelip itibarları zedelenen dedektifler adına da bunu başarmalıydı. Ve başaracaktı. Kariyerine bu lekeyi sürmeyecekti. Bu bir zorunluluktu.

Eğer elinde bir koz olsa Jungkook'u yakalayabileceğini biliyordu. Tek ihtiyacı olan şey o kozdu.

Ve aslında aradığı şeyi bulduğuna inanıyordu. Sadece kozunun ne kadar işe yarar olduğunu bilmiyordu.

Kim Taehyung.

Jimin, o gün kulüpten çıkarken, insanların onu öldürmemeye çalıştığını fark etmişti, bu tavırlarının da aslında bir çeşit Jungkook'un koruması olduğunu da anlamıştı. Etkisiyle kendisi yokken bile omegasını koruyordu. Şimdi bu hamlesi ona bütün çetesine mal olacaktı. Jimin'in o kulüpten çıkıp gitmesine izin verdiğine pişman olacaktı alfa. Eğer her şey Jimin'in planına uygun giderse.

Kafasında ona ihanet eden kişinin Taehyung olduğu şimşeği, girdiği kapıdan çıkınca betanın onu karşıladığı zaman çakmıştı.

Taemin daha kulübün içine bile girememişken, Taehyung oradaydı. Yolu zaten biliyor gibi, daha önce buraya gelmiş gibiydi. Ki hiç gelmemiş olması gerekiyordu. Anlık rahatlamayla betaya sarılırken, içindeki kötü his yerini edinmeye başlamıştı bile. Ve Jimin'in hisleri, nadiren onu yanlış yönlendirirdi.

Jimin bunu test etmeye karar verdi. Taehyung'un arabasına binip evine sürerlerken konuştu.

"Jungkook da oradaydı." derken bakışları yoldaydı. Arabadaki sessizlik, cama çarpan yağmur damlalarıyla bozuluyordu. Gecenin soğuğu etraflarındaydı.

"Evet duydum, keşke bize girmeden önce haber verseydin." dedi Taehyung da sokak lambalarının aydınlattığı yola bakarken. Sakin görünüyordu. Fazla sakin, sanki çalışılmış gibi.

"Oranın genelev olduğunu bildiğimizden, Jungkook oraya gelmez diye düşünmüştüm." dedi Jimin de, bu sefer bakışlarını betanın yüzüne çevirerek.

Çünkü gittiği yerin bir kulüp olduğunu biliyorlardı, ama genelev de olduğunu kesinlikle bilmiyorlardı. Burada Taehyung'un genelev olduğuna şaşırması gerekiyordu.

Ama Taehyung konuştuğunda ağzından çıkanlar böyle değildi.

"Evet biliyorduk ama bu Jeon'un oraya gitmeyeceği anlamına gelmez bence."

Jimin gözleri dolmaya başlayınca kafasını hızla geri yola çevirdi. Arabanın karanlığı tek umuduydu. Bastırıcı kullandığı için bir daha şükretti. Boğazına bir yumru oturdu. Konuşamadı.

Taehyung oranın zaten genelev olduğunu biliyordu.

Taehyung oraya daha önceden gerçekten gitmişti.

Taehyung, Jimin'e ihanet etmişti.

Bütün operasyonları birlikte planladığı, evinde sabahladığı, birlikte güldüğü ve üzüldüğü arkadaşı, arkasından ona ihanet ediyordu.