(Standing next to you)
*
Jimin şimdi Yuno'nun kucağına oturmuş arkasına yaslanırken, Jungkook'un ruhunu delen bakışlarından kaçınmak için elinden geleni yapıyordu.
Karşısındaki alfanın masanın kırık yerine elini sabitlemiş, iyice kanattığını görebiliyordu. Büyük ihtimalle omeganın şu anki pozisyonuna olan rahatsızlığındandı bu. Yapacak bir şey yoktu.
Yaşlı adam hiç etkilenmemiş gibi, yine yaptığı işler hakkında övünürken Jimin bir elini sonunda adamın cebine atmayı başardı.
Yaklaşık 5 dakikadır bu pozisyona gelmeye çalışıyordu o yüzden hata yapamazdı. Flaş derindeydi. Parmakları ulaşamadı. Küfretti.
Mingyu'nun korku dolu bakışları şimdi Jungkook'un yan profiline sabitlenmişti. Jimin gözlerini alfanınkilere çevirdiğinde, kanı dondu.
Jungkook artık samimiyetsizce gülmeyi de bırakmıştı. Eğer Yuno denilen adam karşısındaki durumu ve karşısındakinin sinirini fark ederse sıçarlardı.
Jimin elini bir daha attı yavaşça adamın cebine. Bu sefer daha derine gidecekti, ama bunun için adama daha çok yaslanması gerekmişti. Gözleri Jungkook'a sabitlerken gözlerini büyüttü ve sabit durması için uyardı sessizce. Alfanın gözlerinin Jimin'in adama iyice yaslanmış vücudunda olduğunu biliyordu.
Bu sefer ulaştı flash'a. Parmakları arasına alıp, yavaşça elini çekerken aynı zamanda diğer eliyle Yuno denilen adamın yüzüne uzanıp vücudunu hareket ettirdi. Dikkatini dağıtması gerekiyordu.
Elini tamamen geri çekmişti ki, adamın büyük elini belinin açık kısmında hissetti. Sıkıyordu orayı. Jimin gerildi. Bakışlarını dibindeki adama çevirdiğindeyse, adam şimdi dudaklarını yalayarak gülüyordu. "İnanılmaz bir yılan değil mi Jungkook?"
Jimin kalbinin durduğunu hissetti. Elindeki flashı hızlıca ama sakince minik şortun arka cebine sokuşturdu. Anlamış mıydı gerçekten? Adamın diğer eli de şimdi belinin diğer kısmındaydı ve oradan da sıkıp kendi iğrenç penisine yasladı Jimin'i.
Kulağının yanından yankılanan kahkahayı duyabiliyordu şimdi. "Şunun kalçalarını oynatışına bir bak. İnanılmaz."
Yaşlı bunağın bir bok anlamadığını, sadece azmış bir teke olduğunu fark edince Jimin rahatladı ancak tuttuğu nefesi vermesiyle burnuna gelen fırtına kokusu ciğerlerini tıkadı.
Jungkook'un kokusu çıldırmış gibiydi. Yuno'nun şu ana kadar anlamamış olması tamamen diğerinin bir alfa olmasından ve ortamın kalabalık olmasındandı ama bu kokuyu artık almaması mümkün değildi. Jimin korkuyla bakışlarını Jungkook'a çevirdiğinde alfanın kanayan elinde şimdi nereden geldiği belli olmayan bir silah tuttuğunu gördü.
Sabrı bitmişti ve Jimin eğer buradan olaysız çıkmak istiyorlarsa hemen ayağa kalkması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden tam olarak bunu yaptı.
"Üzgünüm efendim, tuvalete gidip geleceğim." derken adamın belini sıkarak tutan ellerini yavaşça çözdü. Yuno'nun buna hiç mutlu olmadığını hissedebiliyordu ancak yapacak hiçbir şey yoktu. Flash'ı da kazasız belasız aldığına göre, artık gitme zamanıydı.
Masadan Jungkook'a son bir kez gözlerini büyüterek bakarak kalktı, bu bir uyarıydı, aldım haydi gidelim demek istiyordu.
Jimin oturdukları masaya çok yakın olan çalışanların olduğu yere girmiş, gelirken giydiği kıyafetleri ve Suga'nın silahını eline almıştı ki çıkan kıyameti duydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/346333006-288-k148344.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1