43# (m)

4.3K 394 176
                                    

(Bass and drums)

*

Smut +18!
Uyarıldınız.

*

Jungkook, Jimin'in bacaklarını elleriyle hafifçe araladı. Gözleri tamamen omeganın ıslaklığındaydı. Jimin utançtan öleceğini düşünüyordu artık.

Alfa yüzünü oraya iyice yaklaştırdı, ve bacağının üstüne akmış suları yaladı. Jimin çıldırıyordu. "Alfa..."

Jungkook geri çekildi, dudaklarının parlaklığı gözüküyordu. Gözleri şimdi daha da bir delirmişti. "Evet omegam, benim senin alfan."

Eğildiği yerden kollarını Jimin'in kalçasının hemen altına kenetledi ve ayağa kalktı. Yine kucağına almıştı omegayı.

Jimin çıplak formu onun kucaklarındayken, başta korktuğu zamanları hatırladı. Şimdi onu yiyecekmiş gibi bakan, kızgınlığa girmiş olabilecek bu alfa onu kucaklarken kendini tamamen ona bırakıyordu. Çok değişmişlerdi.

Jungkook'un üstünde hala kıyafetleri duruyordu. Alfa, Jimin'in yüzünde hafif bir gülümsemeyle ona baktığını görünce, kafasını yana eğdi ve gülümsedi. "Neye gülüyorsun güzelim?"

Jimin alfanın ağzından çıkanlarla içinin ısınmasını engelleyemedi. Onun güzeliydi, omegasıydı. Bu güçlü alfa onundu. Ellerini Jungkook'un dağılmış saçlarında gezdirirken gülümsemesini kesmeden konuştu. "Bu alfa nasıl benim oldu onu merak ediyorum."

Jungkook'un gülümsemesinin yüzünde çok daha fazla büyüdüğünü görebiliyordu Jimin. Kalbi hızlanmıştı, vücudu onun kollarındaydı ve ona aitti. Jungkook, şimdi duşakabinin içine girdiklerinde Jimin'i yavaşça yere bıraktı. Ardından yüzündeki devasa gülümsemeyi bastıramadan iyice dibine girmişti tekrardan omeganın.

"Seninim tabii, sen de benimsin."

O kadar güzeldi ki gülümsemesi. Gözünü alıyordu omeganın. Kafasını bulandırıyordu. Kalbini sıkıştırıyordu. Eskiden Jungkook'un ona benimsin demesi o kadar sinirlendiriyordu ki onu.

Artık sinirlenemiyordu. Alfanın gülen gözlerine bakarken içinden gelmiyordu kızmak.

Kafasıyla onayladı.

Jungkook çıldırmış gibiydi. Jimin'i bıraktığı yerden duşakabinin duvarına yasladı, ardından kendisi bir adım geriye gidip ellerini saçlarına dolayıp çekiştirirken gülüyordu. Hızlı hareketlerle üstündeki ceketi çıkartıp kenara attı. Şimdi beyaz gömleği ve kıvrılmış kolundan gözüken dövmeleri ve pahalı saati vardı sadece. Saatini de hızlıca çıkarıp dışarı doğru atarken Jimin'e inanamıyormuş gibi gülümseyip kafasını iki yana sallıyordu. "Bu uysallığının akşamki şovunu unutturacağını sanıyorsan yanılıyorsun bebeğim."

Ama Jimin artık alfa üzerinde tuttuğu gücün çok farkındaydı. Çıplaklığını görmezden gelip duvara yaslandığı yerde kollarını önünde birleştirdi ve kafasını gülümseyerek yana yatırdı. "O zaman niye sırıtmayı kesemiyorsun?"

Jungkook ayakkabılarını da çıkardı ama pantolonu ve gömleği önü açık bir şekilde hala üstündeydi. Jimin'e doğru yaklaşırken gözleri omeganın gözlerindeydi ve dudakları gerçekten omeganın dediği gibi gülümsemeyi kesemiyordu. Ama şimdi bakışları çok daha duygu doluydu. Jimin'in gri saçlarını eline dolayıp yüzünü iyice onunkine yaklaştırırken konuştu.

"Çünkü seni seviyorum."

Gözlerindeki bakış ciddiyetini anlatıyordu. Bunu Jimin'e daha önce de söylemişti Jungkook ama o zaman Jimin tam olarak inanamıştı.

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin