(Standing next to you)
*
Kendini karanlığa teslim ettiğini sanıyordu.
Ama etraftan gelen bağırış sesleri, küfürlerle kendine gelmeye başladığında fark etti ki, büyük salonun elektrikleri kesilmişti. Uzaklaşan ince çığlık sesleri de hizmet için getirilmiş omega çocuklara ait olmalıydı.
Jaemin'in üstündeydi hala. Elleri hala adamın canını almak için kullandığı tişörtün uçlarındaydı. Ama onun dışında vücudunda bir şey hissetmiyordu. Her ne kadar silah sesleri duymuş olsa da, hiçbiri ona isabet etmemiş olmalıydı.
İnanılmaz bir şanstı.
Vurulamadan ışıklar gitmişti. Jaemin'in piçleri onu yakalayamadan karanlık hepsini ele geçirmişti. Nefesini tuttu ve sessizce üstüne bindiği tahttan indi, tişörtü olduğu yerde, hayatında tanıdığı en kötü insanlardan birinin boynunda sarılı şekilde bırakırken gururluydu ama.
Şimdi tek yapması gereken etrafta onu aradıkları belli bir şekilde dolaşan adamlara yakalanmamaktı. İki adım geri gittiğinde bile tahta sonunda ulaşmayı başarabilmiş bir adamın "Ölmüş!" diye bağırdığını duyabiliyordu. Etrafta telefonların fenerleri açılmıştı, Jimin ses çıkarmamaya dikkat ederek yere doğru eğildi. Çömelerek gitmesi daha mantıklıydı çünkü telefonların ışıkları hep birbirlerinin yüzlerine çevriliyordu.
Kimseye görünmemesi buradan canlı çıkmasının tek yoluydu.
Fenerlerin ışıkları çoğalsa da, salon hala derin bir karanlığa gömülüydü. Karanlığın için birdenbire ard arda yere düşen birkaç tane metal sesi yankılandı. Derin bir sessizlik çökmüştü şimdi salona. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi ama Jimin o metal sesinlerini çoktan tanımıştı bile.
Sis bombaları.
Hemen elini ağzına götürüp yakınına düşmüş olan bir tanesinden uzaklaşırken, etraftan gelen bağırışlar aşırı artmıştı. Tam o sırada eline hırkası geldi. Dikkat dağıtmaya çalışırken üstünden çıkardığı yere gelmiş olmalıydı. Hızlıca çıplak tenine geçirdi.
Telefonların fenerleriyle bir nebze aydınlanmış salon ise şimdi tamamen sise bulanmıştı. Jimin artık yarım metre ötesini bile göremiyordu.
Bunu kim yapabilirdi? Jimin'in bilmediği düşmanları mı vardı Jaemin'in yoksa bir şekilde çete onun nerede olduğunu çözüp onu almaya mı gelmişlerdi? Jeon Çetesi olabilir miydi bu sis bombalarının ve elektrik kesintisinin sebebi? Jimin öyle olmasını istiyordu. Kalbi hızlandı ama bu ihtimalle hareket etmemeliydi. Hiç bilmediği başka tehlikeli adamlar da olabilirdi buraya gelenler.
Yine de Çete'nin gelmiş olma ihtimalini düşünüp iki saniyeliğine etrafa bakıp tanıdık yüzler görmeye çalışıyordu ki, dikkati dağıldığı işte tam bu anda boğazına sertçe bir kol sarıldı. Saniyeler içinde geriye çekilip vücudunu tamamen yere dayanmış, bunu yaparken üstüne çıkmıştı biri. Hemen harekete geçip, tekmeleyerek kurtulmaya çalışsa da, hızlıca boynuna dayanan soğuk namluyu hissetti omega. Kaçışının olmadığını biliyordu şimdi.
"Kaçabileceğini mi sandın, fare seni?" diyen sesi tanıyordu ama Jimin. Yugyeom denilen adamdı.
Jimin'in abisini felç bırakan, Jungkook'a ihanet eden, Jungkook'u vuran adam. Omega, yatmaya zorlandığı pozisyondan üstündeki adama bakarken konuştu.
"Azıcık şerefin varsa o namluyu çekip adil savaşırsın benimle. Ne oldu, yoksa bir omegadan mı korkuyorsun?" derken çenesi kaskatıydı. Her ne kadar tek hareketinde kafasının havaya uçabileceğini bilse de, elleri üstündeki adamı yere serip boynuna sarılmamak için zor duruyordu. Öldürme aşkıyla kaşınıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1