Standing Next To You | Jikook

40#

(Standing next to you, standing next to you)

*

"Sen beni delirtmek mi istiyorsun Jimin, hm?" derken Jungkook Jimin'in tuvalete girişini beklemiş ardından kapıya yaslanmış, omegaya bakıyordu şimdi. Kafasını öne eğmişti, bakışları sert haliyle çok korkunç gözüküyordu.

Jimin alfa sesinin etkisinden çıkınca, onun da bakışları sertleşti ve kollarını önünde bağladı. "Hala alfa sesini mi kullanıyorsun üstümde, çok acınası."

Jungkook keyifsiz bir şekilde güldü, ellerini ceplerine koymuştu şimdi. Gözlerini Jimin'den ayırmazken konuştu.

"Omegam sözümü dinlemeyi öğrenseydi, bunlara ihtiyacımız olmazdı."

Jimin başını dik tuttu. "Sana eve kapatılmayacağımı söylemiştim."

Jungkook kapıya yaslandığı yerde dikleşti. Arkasını dönmeden kilidi çevirip tuvaleti kilitledi, ardından Jimin'e doğru yürümeye başladı.

"Ben de sana tehlikeli olduğunu söyledim, ama sen bildiğini okudun." Gözlerini Jimin'in vücudu üzerinde gezdirirken bakışlarının karardığını görebiliyordu omega. Vücudunun açıklığı tuvaletin aydınlık ışığında saklanamazdı.

"Üstelik bu halde dolaşıyorsun, diğer alfaların seni böyle görmesine izin veriyorsun hm?" derken Jimin'in arkasına doğru yürüyordu şimdi. Korkunç bir sakinliği vardı ama kokusu aslında ne kadar sinirli olduğunu yansıtıyordu. Gözleri ise omeganın alt kısımlarındaydı.

Jimin alfayı hemen arkasında hissettiğinde, donakaldı. Jungkook şimdi arkasından kulağına eğilerek konuştu. "Bu güzel vücuduna bakma hakkı sadece benimken hem de?"

Jimin'in nefesi kesildi. Alfanın arkasından sertçe beline sarılan elleri, Jimin'in elinde tuttuğu tepsiyi düşürmesine sebep oldu.

Tepsinin düşmesiyle hızla vücudunun alfanınkine çekildiğini hissetti. Şimdi takım elbisesini hissedebiliyordu çıplak bacaklarında. Ve kulağının orada da nefesini.

Jungkook, Jimin'in kulağını ısırdı hafifçe, dili ısırdığı yeri ıslatırken konuştu. "Sen bana alış, seni zorlamayayım diye kirli ellerimi senden uzak tutuyorum güzelim ama sen gelip düşmanlarıma şov yapıyorsun."

Jimin nefes alışverişinin hızlandığını hissedebiliyordu. Jungkook'un feromonları başını döndürüyordu. Alfa gerçekten çok sinirliydi ama şimdi fark ediyordu ki Jimin, aynı zamanda yükselmişti.

"Seni o küçük evdeki her yere yatırıp, her yerini böyle yalamamak için kendimi tutuyorum, iyi bir alfa olmaya çalışıyorum. Ama sen..." derken kulağını ısırmaya devam ediyordu.

Jungkook belinden onu kendine iyice bastırdığında, Jimin alfanın sertliğini hissetti. "Ah, Jungkook."

Jungkook şimdi dudaklarını Jimin'in kulağından boynuna doğru indirmişti, önce küçük öpücükler bıraktı oraya ardından tekrar yaladı. "Evet? Adımı biliyorsun. Alfanın adını söyle haydi."

Jimin bütün vücudunun Jungkook'a teslim olduğunu hissedebiliyordu. Alfanın arkasındaki sertliği, boynundaki dudakları, kokusu her şeyi kafayı yemesine sebep oluyordu. "Alfa, sana yardımcı olabilirim. Beni kullanabilirsin. O flaşa ihtiyacın var değil mi? Senin için onu alacağım."

Jungkook, Jimin'in boynuna dudaklarını yapıştırıp emiyordu şimdi iyice. Kendini kaybetmiş gibiydi. Feromonlarının kokusu çok artmıştı. Jimin'in başı dönüyordu. Dişlerini sürterken konuştu. "Benim için alacaksın ha? Yani bu kılıkta o yaşlı orospu çocuğunun önüne bir daha çıkacaksın. Buna izin vereceğimi de nereden çıkardın güzelim, hm?"